;
Bilim

“Gezegen İnsanlığa Yaptıklarının Faturasını Kesmeye Başladı”

gezegen

2023’te Afrika’da yaşanan ani sellerden ve Avrupa ile Kuzey Amerika’da çıkan orman yangınlarına kadar pek çok iklim felaketi meydana geldi.

2023 yılının kaydedilen en sıcak yıl olması önde gelen bilim insanlarına göre, insanlığın kendi yarattığı iklim değişikliği ile başa çıkma yeteneği konusundaki şüpheleri artırıyor.

Geçtiğimiz Aralık ayında dünyanın birçok bölgesinde rekor düzeyde sıcaklıklar kaydedildi. The Guardian’a konuşan NASA’nın eski bilim insanı James Hansen, 2023 yılının başarısızlıkların belirginleştiği an olarak hatırlanacağını söyledi.

“Çocuklarımız ve torunlarımız insan kaynaklı iklim değişikliği tarihine baktığında, 2023 ve 2024’ü hükümetlerin iklim değişikliğiyle başa çıkma konusundaki başarısızlığının nihayet ortaya çıktığı dönem olarak görecek” diyen bilim insanı, hükümetlerin sadece küresel ısınmayı durdurmada başarısız olmakla kalmadığını, küresel ısınma hızının artığını belirtti.

1988 yılında son 120 bin yılın muhtemelen en sıcak Temmuz ayının yaşanmasının ardından ABD Senatosu’nda yaptığı konuşma ile küresel ısınmayı ilk kez tanıyan yüksek düzeyli yetkili olan Hansen, dünyanın “yeni bir iklim sınırına” doğru ilerlediği ve sıcaklıkların son bir milyon yıldaki herhangi bir dönemden daha yüksek olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Bilimsel Uyarılar ve Siyasi Eylemler Arasında Uçurum Var

Şu anda New York’taki Columbia Üniversitesi Dünya Enstitüsü’ndeki iklim programının direktörlüğünü yapan Hansen, en iyi umudun liderlikte bir kuşak değişikliği yaşanması olduğunu söyledi: “Bu açık ikilemin parlak tarafı, gençlerin geleceklerinin sorumluluğunu üstlenmeleri gerektiğini fark edebilmeleri. Günümüz siyasetinin çalkantılı durumu buna fırsat sağlayabilir.”

Hansen’in yorumları, bilimsel uyarılar ile siyasi eylemler arasındaki muazzam uçurumdan duyulan dehşetin bir yansıması. Dünya liderleri, fosil yakıt kullanımının iklim krizine neden olduğu gerçeğini neredeyse 30 yıl sonra kabul etti. Bu sene Dubai’de düzenlenen COP28 iklim müzakereleri ise, fosil yakıtlardan “uzaklaşma” yönünde belirsiz bir çağrıyla sona erdi. Buna karşın dünyanın tehlikeli seviyelerde ısındığı görülüyor.

Bilim insanları hâlâ bu çetin yıla ait verileri işliyor. 2023’ün sıcaklık rekorunun kırıldığı yıl olduğunu açıklayan son kuruluş Japonya Meteoroloji Ajansı oldu. Ajansın verilerine göre 2023’ün sıcaklıkları, 1991 ile 2020 arasındaki küresel ortalamadan 0.53 derece yüksek.

Daha önceki rekor 2016’da kırılmıştı ve sıcaklıklar o yıl ortalamanın 0.35 derece üzerine çıkmıştı. Uzun vadede dünya, sanayi öncesi dönemlere göre yaklaşık 1.2 derece daha sıcak.

Rekorlar Üst Üste Geldi

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), daha önce 174 yıllık veri setinde “2023’ün en sıcak yıl olma olasılığının %99’dan fazla olduğunu” hesaplamıştı. Bunu, kuzey yarımküredeki en sıcak yaz ve sonbahar mevsimlerinin yaşanması ve altı ay arka arkaya sıcaklık rekorlarının kırılması takip etti.

İnsan kaynaklı küresel ısınma ve El Niño’nun etkisiyle, sıcaklık bir türlü düşmedi. Kasım ayında, AB’nin finanse ettiği Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, Kasım ayının iki gününde anormallik yaşandı ve sıcaklıklar sanayi devrimi öncesinin 2 derece üzerinde gerçekleşti.

Copernicus İklim Değişikliği Servisi de Dünya Meteoroloji Örgütü gibi 2023’ün kayıt altına alınmış en sıcak yıl olduğunu henüz sene bitmeden teyit etmişti. Aralık ayında dünyanın birçok bölgesi, tarihin en sıcak Noel’ini yaşadı. Yeni yıl yaklaşırken, Orta Asya, Güney Amerika, Avrupa ve Avustralya’da aylık sıcaklık rekorları kırılmaya devam etti.

Berkeley Earth, 2023’teki ortalama sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelere göre neredeyse 1,5 derece daha yüksek olacağını tahmin etti. Her ne kadar iklim eğilimleri yıllık ölçümlerden ziyade on yıllık ölçümlere dayansa da birçok bilim insanı, Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflerin ıskalanmasının an meselesi olduğunu ifade ediyor.

Gözlemciler Dehşete Düştü

İklim değişiminin hızı deneyimli gözlemcileri dehşete düşürdü. Almanya’daki Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nün ortak direktörü Prof. Johan Rockström, “2023, sıcak hava dalgalarından, kuraklıklara, sellere ve yangınlara, buz erimesi hızına ve özellikle okyanustaki sıcaklık anormalliklerine kadar iklim olaylarının gücü açısından şok edici” dedi.

Rockström, bu yeni gelişmelerin Dünya’nın keşfedilmemiş bir bölgede ve kuşatma altında olduğunu gösterdiğini belirtti: “Bununla kastettiğimiz şey, 250 yıldır insanların yaptığı baskıya dünyanın bir tepki vermesi. Gezegen, insanlığa yaptıklarının faturasını göndermeye başladı.”

Rockström, 2023’te kendisini en çok rahatsız eden şeyin, El Niño yılı için bile ani olan deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki keskin artış olduğunu söyledi ve ekledi: “Okyanus ısısındaki artışın neden bu kadar dramatik olduğunu anlamıyoruz ve gelecekteki sonuçları bilmiyoruz.”

Antarktika’da da bilim insanları değişimin hızı karşısında şaşkın ve endişeli. Meteorolojik bilgileri toplamak adına güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışan Brezilya’nın yeni bilimsel modülü Criosfera 2, hem yaz hem de kış aylarında bölgedeki en düşük deniz buzunu ölçtü.

Rio Grande do Sul Federal Üniversitesi’nde klimatoloji ve oşinografi profesörü ve Brezilya Bilimler Enstitüsü’nün müdür yardımcısı olan Francisco Eliseu Aquino, “Bu çevresel uyarı, devam eden küresel çevresel değişikliklerin bir işareti ve bu değişiklikleri açıklamak kutup bilimcileri için korkutucu derecede zor” dedi.

Batı Antarktika, atmosferik nehirlerin karaya ulaşmasıyla ilişkilendirilen bir dizi kış sıcak dalgası etkisi altında kaldı. Temmuz’un başlarında, Antarktika yarımadasının kuzey ucu olan King George Adası’nda Şili’den bir ekip, yalnızca kar yağışının beklendiği Avustralya kışının ortasında benzeri görülmemiş bir yağmur yağışı kaydetti.

Ocak ayında, Weddell Denizi’ndeki Brunt buz sahanlığından yaklaşık 1,500 km² büyüklüğünde dev bir buzdağı koptu. Bu, aynı bölgede üç yılda meydana gelen üçüncü devasa çatlama oldu.

Aquino, fosil yakıtların yakılması yoluyla insan etkisinin, kutuplar ve tropikler arasında “korkunç” dinamiklere neden olduğunu söyledi. Antarktika’dan gelen soğuk ve ıslak hava, Amazon’daki rekor sıcaklık ve kuraklıkla etkileşime girerek aralarında benzeri görülmemiş fırtınalar yarattı. Güney Brezilya’da eylül ayının başında 51 kişinin ölümüne neden olan seller, Kasım ayının ortasında benzer derecede yıkıcı bir güçle geri döndü.

Aquino, bu  rekorun, dünya tehlikeli ısınma seviyelerine girdikçe nelerle karşılaşacağımızın bir örneği olduğunu söyledi: “Bu yıldan itibaren, küresel ortalama sıcaklıkta 1.5 dereceyle flört etmenin ve felaketler için yeni rekorların ne anlama geldiğini somut bir şekilde anlayacağız.”

Bu yılın en ölümcül iklim felaketi, Libya’daki kıyı kenti Derna’da 11 bin 300’den fazla insanın ölümüne yol açan sel oldu. Storm Daniel ile tek bir günde, Eylül ayı boyunca şehre düşen yağmurun 200 katı kadar yağmur yağdı. İnsan kaynaklı iklim değişikliği bu olasılığı 50 kata kadar artırdı.