Bugün Konya’da başlayan İklim Şurası’na seslenen gençler, Türkiye’nin acil bir şekilde kömürden çıkış planını duyurması taleplerini yinelediler.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Konya’daki Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenen İklim Şurası bugün başlıyor. 25 Şubat’a kadar devam edecek olan Şura; Türkiye’nin iklim değişikliği vizyonunu, gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde yeniden ele alarak “yeşil dönüşüm” anlayışını ortaya koymak amacıyla gerçekleştiriliyor.
Şura çıktılarıyla, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda stratejik hedefler belirlenecek, İklim Kanunu başta olmak üzere iklim konusunda geliştirilecek mevzuata katkı sağlanacak, seragazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum bağlamında temel politikalarla öncelikli eylemleri içeren bir yol haritası oluşturulacak. Şura sonuçları dikkate alınarak; çalışmaları devam eden İklim Kanunu, Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı tamamlanacak.
İklim İçin Gelecek Türkiye ekibinden Hazal Kara, İklim Haber’e, Şura’dan gençler olarak kömürden çıkışa dair bir plan beklediklerini söylerken, “İnsan sağlığına kötü bir etkisi olan ve iklim krizinin kaynaklarından biri olan kömürün devamlı olarak kullanılması ve kullanımı için yeni planların oluşturulması genç nesiller için bir hayal kırıklığıdır. Birçok insanın şimdiden iklim değişikliğinin şiddetli etkileriyle karşı karşıya kalmasıyla birlikte, dünyanın insanlık için giderek daha fazla yaşanmaz hale geldiğini izlemek zorunda kalıyoruz. Bütün bunların yanında, bizi temsil etmesi gerekenlerin bizi dinlemediğini hissediyoruz” dedi.
Kara, kömürün çevre, halk sağlığı ve iklim olmak üzere yıkıcı etkileri olan bir kaynak olduğunu belirtirken Türkiye’nin gençlerinden oluşan İklim İçin Gençlik Türkiye hareketi olarak bu tahribata son vermek adına en geç 2030’a kadar Türkiye’nin kömürden çıkışını talep eden bir kampanya başlattıklarını hatırlattı.
“Kömürün Kullanımı Sürdürülebilir Değil”
Genç aktivist sözlerine şu şekilde devam etti: “Son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu iklim krizinin ciddiyetinin altını çizdi. Bu ayın sonunda yayınlanacak IPCC (iklim değişikliği ile bağlantılı etkiler, uyum ve kırılganlıklar üzerine odaklanan) 2. Çalışma Grubunun 6. Değerlendirme Raporu insanlığı iklim krizinin sonuçlarına dair bilgilendirecek. Dünya etrafında iklim politikalarının yetersiz olduğunu dikkate aldığımızda raporun acil eylem için bir hatırlatma olarak işleyeceği açık.”
Sağlık ve Çevre Birliği’nin yeni araştırmasına da değinen Kara, “1965-2020 yılları arasında Türkiye’de gerçekleşen kömürden elektrik üretimi yaklaşık 200 bin erken ölüme, 62 milyon iş günü kaybına, 11 milyon hastaneye yatışa ve 4,8 trilyon TL’ye varan bir maliyete sebep oldu. Kömür yakmanın havada daha yüksek cıva, kurşun, kükürtdioksit, azot oksit ve partikül madde seviyelerine yol açtığı belgelendi. Pandemi koşullarını hesaba kattığımızda kömürün olumsuz etkileri daha da ağır yaşanıyor” dedi.
Ortalama sıcaklıkta ~2.7 derecelik artış gösteren mevcut projeksiyonlara kıyasla daha güvenli bir dünya sağlamak istiyorsak küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmamız gerektiğini vurgulayan genç aktivist, bunu başarabilmek için atılması gereken ilk adımın ise kömürden çıkmak olduğunu söyledi. “Bunun yapılmaması için ekonomik nedenler de dahil olmak üzere herhangi bir bahanenin üretilmemesi gerek” diyen Kara, “Güneş ve rüzgar enerjileri birçok ülkede kömürden daha ucuz ya da ucuzlama sürecinde. Bununla birlikte iklim krizinin neden olduğu artan doğal felaketlerini, aşırı hava olaylarını, artan deniz seviyelerini, tarımsal verimsizliği, biyoçeşitlilik kaybını ve daha birçok etkiyi göz önünde bulundurduğumuzda kömürün devamlı kullanımı sürdürülebilir değildir” diye konuştu.
Geçtiğimiz hafta iklim ve çevre alanında çalışan kurumlar da, 2053 net sıfır hedefi kapsamında İklim Şurası’ndan kömürden hızla uzaklaşılması ve tüm fosil yakıtlara yönelik teşviklerin derhal sonlandırılması gibi öncelikli taleplerini duyurmuştu.