Greta Thunberg de dahil olmak üzere 14 kişilik aktivist grubu, BM Genel Sekreterini “iklim acil durumu” ilan etmeye çağıran yasal bir dilekçe hazırlıyor.
Greta Thunberg ve dünyanın dört bir yanından genç iklim aktivistleri, BM Genel Sekreterini “dünya çapında bir iklim acil durumu” ilan etmeye çağıran yasal bir dilekçe hazırlıyor.
COP26 son günlerine girerken, iklim kampanyacıları, António Guterres’i iklim krizini, BM’nin en yüksek kategorisi olan, küresel bir 3. seviye acil durumu ilan ederek koronavirüs pandemisi sürecinde benimsenen yanıt düzeyine uyan acil durum yetkilerini kullanmaya çağırıyorlar.
Geçtiğimiz Cuma günü COP26’yı “başarısızlık” ve “yeşil badana festivali” olarak ilan eden Thunberg’in yanı sıra dilekçeyi hazırlayan 14 kişilik grup, Marshall Adaları’ndan Ranton Anjain ve Litokne Kabua, Hindistan’dan Ridhima Pandey, ABD’den Alexandria Villaseñor ve Güney Afrika’dan Ayakha Melithafa’yı içeriyor.
Aktivistler bu acil durum ilanının iklim değişikliğine uyumu, iklim bilimi analizini ve halk sağlığı müdahalelerini desteklemek için kaynakların ve teknik uzmanlığın küresel ısınmadan en fazla risk altındaki ülkelere, özellikle küçük ada devletlerine ve gelişmekte olan ülkelere aceleyle gönderilmesiyle sonuçlanacağını umuyorlar.
BM’nin dilekçe taslağını gördüğü ve 3. seviye bir acil durumun tartışılmakta olduğu anlaşılıyor, ancak genel sekreterlik ofisi sözcüsü, bunun uygulanıp uygulanmayacağı konusunda yorum yapmaktan kaçındı.
Guardian tarafından görülen dilekçenin ilerlenmiş bir taslağında, aktivistler genel sekreteri ve diğer BM kuruluşlarını “iklim acil durumuna karşı kapsamlı bir BM müdahalesini harekete geçirmeye” çağırıyor. Ayrıca, “iklim konusunda acil ve kapsamlı küresel eylemi denetlemek” için bir kriz yönetim ekibi atamaya da çağırıyorlar.
Guterres ve BM’nin insani koordinasyon forumu olan Kurumlar Arası Daimi Komitesi (IASC) tarafından COVID-19’a yanıt olarak alınan eyleme atıfta bulunarak, “Gezegendeki herkesi öngörülebilir bir gelecekte tehdit eden iklim acil durumu – en az küresel bir salgın kadar ciddi bir tehdittir ve benzer şekilde acil uluslararası eylem gerektirir” diyorlar.
Hausfeld hukuk firmasında insan hakları avukatı olan Scott Gilmore, acil durum ilanının BM kurumları arasındaki çabaları koordine etmek için özel bir organın veya bir “iklim çarının” oluşturulmasına yol açabileceğini söyledi.
Gilmore, “Bu, COVID pandemisine karşı verilen yanıttan öğrenilen harika derslerden biri. Dünya Sağlık Örgütü bu müdahaleye öncülük etmekle görevlendirildi, ancak onlara Birleşmiş Milletler bünyesinde örgütsel destek ve altyapı sağlandı” dedi.
Bu dilekçe, aynı grubun, iklim krizini hızlandırmayı sürdüren ülkelerin insan haklarını ihlal ettiğinin iddia edilmesi üzerine, geçtiğimiz ay BM çocuk hakları kuruluşu olan Çocuk Hakları Komitesi tarafından reddedildiği önemli bir davanın ardından geldi.
En son yasal eylemlerinde, “iklim eylemi devlet sınırlarında durmamalı” ve “iklim değişikliğinin temel eşitsizliklerini” ele almak için BM’nin kapsamlı bir yanıtının gerekli olduğunu savunuyorlar.
Ayrıca, dünya gençliğine BM’nin “bizi acımasız bir geleceğe terk etmediğini” göstermenin gerekli olduğunu söylüyorlar.