BM’ye üye devletler, STK’lar, bilim insanları 22-23 Eylül’de düzenlenecek Geleceğin Zirvesi’nde küresel zorlukların çözümüne yönelik öncelikleri ve eylemleri tanımlamak amacıyla bir araya gelerek bir “gelecek paktı” oluşturacak. Paktın taslak metninde fosil yakıtlara ait herhangi bir referans verilmemesi yoğun tepki topladı ve taslağa COP28’de kabul edilen fosil yakıtlardan vazgeçilmesi taahhüdü yeniden eklendi.
Hükümetler, gelecek ay kabul edilmesi beklenen yeni Birleşmiş Milletler (BM) “gelecek paktı”na ait taslakta, fosil yakıtlardan geçiş taahhüdünü yeniden gündeme getirdi. Bir önceki taslakta fosil yakıtlara dair referanslar çıkarılmış ve bu durum yaygın bir şekilde kınanmıştı.
Taslakla ilgili geri adım, yaklaşık 80 Nobel ödüllü bilim insanı ve dünya liderinin, önceki müzakere metninde fosil yakıtlarla ilgili herhangi bir referansın çıkarılmasını eleştirmesinin ardından gerçekleşti.
BM, 22-23 Eylül tarihlerinde BM ajanslarını, hükümetleri, STK’leri ve bilim dünyasını bir araya getirerek New York’ta düzenlenecek Geleceğin Zirvesi’ni, “küresel iklim eylemini yeniden canlandırmak adına yüzyılda bir yakalanabilecek bir fırsat” olarak nitelendiriyor. Zirvede üye devletlerin, çok taraflı işbirliğini artırmak için bir temel olarak görülen “iddialı ve eylem odaklı” bir anlaşmaya varmaları bekleniyor.
Yayımlanan son taslağa göre dünya liderleri, “enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan adil, düzenli ve eşit bir şekilde geçiş yapmayı, bilimin gerektirdiği şekilde 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı” tekrar masaya getiriyor. Bu tür bir dil, geçen yıl Dubai’deki COP28 iklim konferansında yapılan tarihi anlaşmadaki dile benziyor.
Fosil Yakıtların Yayılmasını Önleme Anlaşması İnisiyatifi Direktörü Alex Rafalowicz taslağın COP28 taahhütlerini pekiştirdiğini belirterek, “Eğer bu dil değişmeden kalırsa, geri dönüşün olmadığı açık. Bu bir ilk adım ama sadece açıklama yapmak yeterli olmayacak. Bu sonucun üzerine hemen, kararlı eylemler ve somut planlarla devam etmemiz gerekiyor” yorumunu yaptı.
Fosil Yakıtlar İkinci Taslaktan Kaldırılmıştı
Hükümetler, yaklaşık bir yıldır zirvenin metni üzerinde müzakereler yürütüyor ve Almanya ile Namibya zirvenin ortak kolaylaştırıcıları olarak çabaları koordine ediyor. Geçen Ocak ayında, üye devletlerin ilk katkıları ve sivil toplum, akademi ve özel sektörden gelen bildirimler temelinde bir “sıfır taslak” yayımlandı. Bu taslak, ülkelerin “enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan geçişi hızlandırmaları”na atıfta bulunuyordu.
Ancak, Temmuz ortasında yapılan bir sonraki danışma turunun ardından yayımlanan ikinci taslakta fosil yakıtlara dair herhangi bir konudan bahsedilmedi. Bu durum, iklim eylemi liderlerinden güçlü bir kınama aldı. Aralarında Nobel Ödülü sahipleri Bangladeş’in yeni geçici lideri Muhammad Yunus ile İrlanda eski Cumhurbaşkanı Mary Robinson’un da dahil olduğu isimler, hükümetlere mektup yazarak, taslakta fosil yakıtlarla ilgili herhangi bir atıfta bulunulmamasından “derin endişe” duyduklarını ifade ettiler ve bu durumu “dünyanın karşılaştığı en büyük tehditlerden biri” olarak nitelendirdiler.
Kömür, petrol ve gazın yakılması, küresel ısınmaya neden olan seragazı emisyonlarının ana kaynağını oluşturuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne göre, Paris Anlaşması’nın 1.5 derece hedefine ulaşmak için 2050 yılına kadar fosil yakıtların kullanımında önemli bir azalmaya gitmek gerekiyor.
Dolayısıyla Geleceğin Zirvesi için oluşturulan taslağın da COP28 anlaşmasının izinden giderek, yenilenebilir enerjinin ve “diğer sıfır ve düşük emisyonlu teknolojilerin” “geliştirilmesi ve uygulanmasının” hızlandırılmasını atıfta bulunması talep ediliyor.
Hedef COP28 Kararlarını Pekiştirmek
Geleceğin Zirvesi metni bu teknolojileri nitelendirmese de, Dubai anlaşması nükleer enerjiyi ve karbon yakalama ve depolama gibi emisyon azaltma ve kaldırma teknolojilerini açıkça belirtmişti. Yaklaşık 200 ülke tarafından kabul edilen COP28 anlaşması, fosil yakıt döneminin sonuna dikkat çeken tarihi bir başarı olarak yaygın bir şekilde övüldü. Ancak iklim aktivistleri, ülkelerin verdikleri sözlerden geri adım atmaları ve dünyayı kirli enerjilerden uzaklaştırma taahhütlerini zayıflatmaya çalışmaları nedeniyle endişelenmeye başladılar.
Örneğin, Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Salman Al-Saud, fosil yakıtlardan çıkışın COP28 anlaşması tarafından sunulan bir “a la carte menüde” yer alan birkaç “seçimden” biri olduğunu iddia etti.