İklim uzmanları, Almanya ve Japonya’nın gaz ve kömür kullanımına devam etme konusunda galip gelmesinin ardından, gelişmiş ekonomilerden oluşan G7 grubunu fosil yakıtlar konusunda daha sert adımlar atma konusunda başarısız olmakla suçladı.
Birleşik Krallık, ABD, Fransa, İtalya ve Kanada da dahil olmak üzere G7 liderleri 19-21 Mayıs arasında yapılan Japonya’daki zirvenin ardından yayımlanan nihai bildirilerinde, 2035 yılına kadar “tamamen veya ağırlıklı olarak” karbondan arındırılmış bir enerji sektörüne ulaşmaya ve karbon tutulmasını sağlayacak teknolojiye sahip olmayan kömür santrallarından (unabated coal plants) çıkışı “hızlandırmaya” kararlı olduklarını söylediler ancak son tarih belirlemediler.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bunun sonucunda ortaya çıkan enerji krizi bağlamından yararlanan G7, “sıvılaştırılmış doğalgazın oynayabileceği önemli rolü” de vurguladı. Ayrıca krize “gaz sektöründe kamu destekli yatırımın geçici bir yanıt olarak uygun olabileceğini” söyledi.
E3G’nin kıdemli bir ortağı Alden Meyer, Almanya’nın “gaza daha fazla kamu yatırımı konusundaki ısrarı” ve Japonya’nın “kömür enerjisinden aşamalı olarak vazgeçmeye karşı direnişi”nin “ihtiyaç duyulduğu bir zamanda G7’nin liderliğinin altını oyduğunu” söyledi.
350.org kampanya grubunun yönetici direktörü May Boeve’e göre, G7 ülkeleri fosil yakıtlı bir rotada kalmayı seçti. 1.900 sivil toplum kuruluşundan oluşan İklim Eylem Ağı ise, “Boşluklarla dolu zayıf taahhütlerin dünya çapındaki bilim insanlarının artan uyarılarına karşı kabul edilemez bir ihmal” olduğunu söyledi.
G7 ülkeleri enerji politikası, iklime karşı hassas ülkelerin de hedefine yerleşti. Ana eleştiri önde gelen bu ekonomilerin iklim hedeflerinde geri adım atmalarına yönelikti.
Şili, Hollanda ve Yeni Zelanda liderliğindeki bir grup ülke, G7’yi fosil yakıtları kademeli olarak ortadan kaldırmaya ve yenilenebilir enerji kaynaklarının piyasaya sürülmesini hızlandırmaya yönelik küresel çabalara öncülük etmeye çağırdı. Cuma günü yayımlanan bir açık mektupta, “Fosil yakıt çağını sona erdirmeliyiz” çağrısında bulunuldu.
G7 Enerji ve Çevre Bakanları, Cumartesi günkü son toplantı öncesinde yaptıkları görüşmelerde 2035 yılına kadar enerji sektörünü karbondan arındırma sözü verirken, Japonya’nın muhalefeti nedeniyle kömürden çıkış için bir zaman çizelgesi belirleyemediler.
G7’ye ev sahipliği yapan ülke, 2011 tsunami ve Fukuşima nükleer felaketinin ardından büyük ölçüde kömür, petrol ve gaza bağımlı durumda.
Liderler, karbon tutulmasını sağlayacak teknolojiye sahip olmayan yeni kömür santrallarının “inşaatını sona erdirmek” için çalışacaklarını söylediler.
Uzun nihai bildiri, enerji verimliliğini artırmanın önemine ve yenilenebilir kaynakların piyasaya sürülmesini “önemli ölçüde hızlandırma” ihtiyacına dikkat çekti.
Liderler, hidrojen ve amonyak gibi yakıtların ağırlıklı olarak ağır sanayi ve ulaşım gibi yüksek enerji ihtiyaçları nedeniyle dekarbonize edilmesi zor olan sektörlerde kullanım için tanımlandığını söyledi.
Grup, hidrojenin karbon yoğunluğunu hesaplamak için uluslararası standartların benimsenmesini destekledi. Hidrojen, yenilenebilir enerji kullanılarak üretildiğinde “yeşil” olarak kabul edilir, ancak kirletici gaz ve kömür kullanılarak da üretilebilir.
G7 ayrıca, kendisi daha kanıtlanmamış olan karbon yakalama ve depolama teknolojisinin, ağır sanayinin karbondan arındırılması için önemli olabileceğini de kaydetti.
Daha temiz enerjiye geçiş için gerekli olan kritik minerallerin arz güvenliği ve teknolojisi ile ilgili geniş endişeler ve Çin’in bu alana hakim olmaya çalışabileceği korkuları da nihai bildiriye yansıdı.
Ülkeler, Uluslararası Enerji Ajansı’ndan enerji kaynaklarının, kritik minerallerin ve temiz enerji üretiminin nasıl çeşitlendirileceği konusunda yıl sonuna kadar önerilerde bulunmasını istedi.
G7 bildirisinde ayrıca yoksul ülkelerin iklim değişikliğiyle başa çıkması kapsamında yılda 100 milyar dolar verme taahhüdü de yinelendi. İlk kez 2009’da verilen bu taahhüt daha yerine getirilemedi.
Çin ve petrol zengini Orta Doğu ülkelerine atıfta bulunan G7, “kapasiteye sahip olan ve henüz uluslararası iklim finansmanının mevcut sağlayıcıları arasında yer almayan” ülkeleri fon sağlamaya çağırdı.
30 yıl öncesine dayanan BM kuralları uyarınca, Çin ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, o zamandan beri ekonomik büyümelerine rağmen gelişmekte olan ülkeler olarak sınıflandırılıyor.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…