Geçtiğimiz hafta sonu tamamlanan G20 Zirvesi’nden oybirliği ile yayımlanan bildiride ABD’nin emisyonların azaltılmasında dünya lideri olduğu belirtildi.
Japonya’nın Osaka şehrinde 28-29 Haziran tarihlerinde düzenlenen G20 Zirvesi’nden oybirliği ile yayımlanan bildiride, iklim değişikliğiyle ilgili ilginç ifadelere yer verildi. Bildiride ABD’nin emisyonların azaltılmasında dünya lideri olduğu ifade edildi.
G20 müzakerelerinde yer alan yetkililer, son ana kadar uzayan iklim değişikliği tartışmalarının ticaret, çevre ve dijital ekonomi konuları ile birlikte en zorlu konular olduğunu söylüyor.
Zirvedeki en büyük mücadele iklim değişikliği yüzünden oldu. Bildiride, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un seragazı emisyonlarını azaltma konusunda Paris Anlaşması’na güçlü bir atıfta bulunma talebi karşılık buldu.
Geçen yıl Buenos Aires’teki G20 zirvesinde olduğu gibi, bildiride Paris Anlaşması’nın geri döndürülemez olduğuna vurgu yapılarak tam anlamıyla uygulanmasının önemine işaret edildi. Ancak ayrı bir paragrafta ise ABD’nin anlaşmayı reddettiği vurgulandı.
Liderlerin iklim değişikliği konusunda “değişikliğe karşı olduğunu” belirten Macron, Trump’ın Türkiye ve Brezilya’yı da Paris Anlaşması’ndan çekilmeye ikna etme tehdidini engellediğini açıkladı.
Ancak bunun karşılığında ABD, itirazlarının güçlü bir ifadesini içeren ve kendi iklim politikasına övgüler düzen bir paragrafı bildiriye sokmayı başardı. Bildiride, “ABD, Amerikalı işçilerin ve vergi mükelleflerinin dezavantajları nedeniyle Paris Anlaşması’ndan çekilme kararını yineliyor. ABD emisyonların azaltılmasında bir dünya lideridir” ifadesi yer aldı. Özellikle Trump yönetiminin başa gelmesinden bu yana, güçlü bir iklim karşıtı pozisyon alan ABD hakkındaki bu ifade soğuk duş etkisi yarattı.
“Küresel Isınmaya Önlem Almak ABD Ekonomisini Etkiler”
ABD Başkanı Trump zirvede yaptığı konuşmasında, ABD’nin “şimdiye kadarki en temiz hava ve suya sahip olduğunu” söyleyerek “Ancak uzun bir süre boyunca kurduğumuz şeyin muazzam gücünü feda etmeye istekli değilim” dedi.
Trump, rüzgar gücünün “işe yaramadığını” çünkü çok ciddi oranlarda sübvanse edilmesi gerektiğini iddia etti: “Çok fazla güç kaybediyorlar. Enerji üretim tesislerinden bahsediyorum. Rüzgar enerji santralları her zaman işe yaramıyor. Rüzgar esmeyi durduğunda santral çalışmıyor. Güneş her zaman işe yaramıyor çünkü güneş yeterince güçlü değil. Çoğu rüzgarı kullanmak istiyor, bu da birçok probleme neden oluyor. Rüzgar çoğu zaman sübvanse edilmeden işe yaramıyor. ABD rüzgar için çok yüklü miktarda destek ödüyor. Bundan hoşlanmıyorum, bundan hoşlanmıyorum.”
Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararını da savunan Trump sorunu “görmezden geldiğini” reddetti. Trump, küresel ısınmayla ilgili önlem almaya çalışmanın ABD ekonomisini etkileyeceğini ileri sürdü.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence de geçtiğimiz haftanın başında iklim değişikliğinin bir tehdit olup olmadığının sorulması üzerine “Amerika dünyadaki en temiz hava ve suya sahip” açıklamasında bulunmuştu. Bu ifadesinin doğruluğu sorulan Pence “Karbon salımını azaltmada ilerleme kaydediyoruz” şeklinde karşılık vermişti.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…