Önde gelen iklim bilimci Johan Rockström, ormanlar ve sulak alanlar gibi karbon depolarının sıcaklık artışını 1.5 derecenin altında tutmak için hayati olduğunu söyledi.
Dünyanın en iyi iklim bilimcilerinden biri, insanlığın doğayı yok etmesinin gezegeni geri dönüşü olmayan bir noktaya itttiğini ve doğal dünyayı korumadığımız sürece fosil yakıtlardan aşamalı çıkış kararının iklim çöküşünü engelleyemeyeceğini vurguladı.
Potsdam İklim Etki Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Johan Rockström, fosil yakıt üretimini ve tüketimini sonlandırsak bile doğanın bir parçası olarak hareket etmezsek güvenli bir geleceği kaybedebileceğimizi belirtti ve ekledi: “Belirleyici olan şey doğayla doğru bir şekilde ilişki kurabilememiz.”
Küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi seviyelere göre 1,5 derecede sınırlandırılması için yol gösteren tüm bilimsel modellerde; ormanlar, sulak alanlar ve turbalıklar gibi doğal “karbon yutaklarının” korunması konusunda büyük varsayımlarda bulunulduğunu söyleyen Rockström, bu karbon yutakları olmasaydı atmosferdeki karbondioksitin daha hızlı artacağını söyledi.
Dubai’deki COP28 BM iklim zirvesinde konuşan Rockström, Amazon Yağmur Ormanları’nın; ağaç kesimi, artan sıcaklıklar ve bölgesel kuraklık kombinasyonundan kaynaklanan eşi benzeri görülmemiş bir tehdit altında olduğuna dikkat çekti. Birçok bilim insanı, dünya için hayati önem taşıyan yağmur ormanında tehlikeli devrilme noktasına yaklaşıldığından endişe duyuyor.
Rockström, kimi araştırmaların Amazon’un savana dönüşmeden önce 3 derecelik ısınma artışını tolere edebileceğini öne sürdüğünü ancak bunda ormansızlaşma etkisinin hesaba katılmadığını söyledi.
“Bir Kez O Noktayı Geçtiğimizde Geri Dönüş Yok”
Şu anda ormansızlaşmanın %17 civarında olduğunu, yani ekolojik devrilme noktsına çok yakın olduğumuzu söyleyen Rockström, “Ormansızlaşma, biyoçeşitlilik kaybı ve sıcaklık artışı birleşiminin neden olacağı sonuçlar oldukça korkunç. Bunu ortaya koyan pek çok sayıda kanıtımız var” dedi.
Dünyanın diğer büyük orman sistemleri de bahsi geçen olaylardan etkileniyor. Afrika’nın Kongo havzasını ve Güneydoğu Asya’nın büyük ormanlarını benzer bir gelecek bekliyor. Bunun yanı sıra kuzeydeki orman ekosistemleri ağaç kabuğu böcekleri ve kontrol edilemeyen yangınlar nedeniyle bozuluyor.
Rockström şu uyarıda bulundu: “Bir kez o noktayı geçtiğinizde geri dönemezsiniz. Anlaşılması gereken şey şu: devrilme noktalarını aşmak geri dönüşü olmayan noktaya gelmek anlamına geliyor. Ve bunun olmasına izin veremeyiz.”
Nasıl bir Sonuç Metni Çıkacak?
COP28’in önemli katılımcılarından olan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği Başkanı Razan Al Mubarak, dünya çapında doğal sistemlerin maruz kaldığı baskıya dikkat çekerek fosil yakıtlardan kademeli çıkış kararının “kesinlikle” gerekli olduğunu söyledi ve ekledi: “Fosil yakıtlardan çıkış kararı alınmalı. Ancak böyle bir karar bizi tek başına bizi iklim değişikliğinin etkilerinden koruyamayacak; doğaya da bir o kadar ihtiyacımız var.”
COP28’de toplanan hükümetler, fosil yakıtlardan çıkış veya fosil yakıtların azaltımı konusunda anlaşmazlık yaşıyor. Salı günü sona erecek olan konferansın halihazırdaki taslak metinleri, bu seçeneklerin yanı sıra böyle bir taahhüdün verilmemesi seçeneğini de içeriyor.
Küçük ada devletleri de dahil olmak üzere 100’den fazla savunmasız ve gelişmekte olan ülke, fosil yakıtlardan koşulsuz şekilde kademeli çıkış talep ediyor. AB, İngiltere ve ABD de dahil olmak üzere bazı zengin ülkeler ise, daha zayıf bir dili destekleyerek karbon tutma teknolojisine sahip olmayan fosil yakıtlardan aşamalı çıkış çağrısında bulundu. Aşamalı çıkışa karşı çıkanlar arasında Suudi Arabistan ve Rusya gibi büyük petrol üreticileri yer alırken, Hindistan da dahil olmak üzere fosil yakıta bağımlı bazı ülkeler kömür, petrol ve gazdan temiz enerjiye geçiş için finansman talep ediyor. Dünyanın en büyük emisyon salımı yapan ülkesi olan Çin, henüz açıklanmasa da bir çeşit uzlaşmayı tercih edebileceğini belirtti.