Pakistan ve Bahamalar, fosil yakıtları adil bir şekilde aşamalı olarak sonlandırmak için küresel bir işbirliği oluşturmayı amaçlayan ve iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerden oluşan pakta katıldıklarını açıkladılar.
Bahamalar, fosil yakıtların yayılmasını durdurmayı amaçlayan ve kömür, petrol ve gazın genişlemesini durdurmayı içeren ve bağlayıcı bir küresel yol haritası sunmayı hedefleyen anlaşmayı tam olarak onaylayan 15. ülke oldu.
Anlaşma, Bahamalar, Kolombiya, Vanuatu, Fiji, Tonga ve Tuvalu’nun yanı sıra 120 şehir ve yerel yönetim, 3 bin akademisyen ve 101 Nobel ödüllü bilim insanı tarafından da destekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü, Vatikan ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu, genç liderler ve diğer inanç örgütleri de, Küresel Güney’den gelen ülkeler tarafından yürütülen bu girişime destek veriyor.
Öte yandan Pakistan, iklimden en fazla etkilenen ülkelere finansal ve teknik destek sağlanmasını öngören, gerçek anlamda adil bir enerji geçişi temellerini atacak bir anlaşma geliştirmek amacıyla genişleyen koalisyonla, resmi olarak işbirliği yapan ilk Güney Asya ülkesi oldu.
Resmi müzakerelerin önümüzdeki yıl başlaması beklenirken ,söz konusu girişime başkanlık eden Greenpeace’in eski genel direktörü ve Güney Afrikalı bir iklim aktivisti olan Kumi Naidoo, dünyanın farklı bölgelerinden bir dizi ülkenin anlaşmayı onaylamayı veya geliştirmeyi düşündüğünü belirtti. Naidoo, anlaşmaya yönelik resmi müzakerelerin 2025’te başlamasından umutlu olduklarını kaydederek şunları söyledi:
“Bu müzakereler, iklim krizinden en çok etkilenen, bilimsel verilere dayalı olarak ne yapmamız gerektiğini bilen ve istekli bir şekilde ilk adım atan ülkeler tarafından yönetilecek. Tıpkı kara mayını anlaşması gibi, başlangıçta birkaç ülkenin bir araya geldiği diğer süreçlerde olduğu gibi hızlanıyor. Müzakereler başladığında, bu fosil yakıt endüstrisi için büyük bir uyarı niteliğinde olacak.”
Fosil yakıtlar, iklim krizine en büyük katkıyı sağlayan faktör olarak öne çıkıyor ve bu kriz, şiddetli seller, kuraklıklar, orman yangınları ve aşırı sıcaklıklar gibi yıkıcı olayları tetiklemenin yanı sıra, çölleşme ve deniz seviyesi yükselmesi gibi daha yavaş gelişen felaketleri de körüklüyor.
Neredeyse 30 yıl sonra, BM iklim zirveleri, iklim felaketini önlemek için uygulanması gerektiğine dair çok güçlü bilimsel kanıtlar olmasına rağmen fosil yakıtların yakılmasını durdurmaya yönelik anlamlı ve adil bir anlaşma ya da plan ortaya koymada başarısız oldu. Örneğin 2024 yılı, kayıtlardaki en sıcak yıl oldu, ancak Bakü’de Kasım ayında gerçekleşen COP29 Zirvesi, Cali’deki BM Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi, Riyad’da düzenlenen BM Kuraklık Zirvesi ve Basu’daki Plastik Anlaşması müzakerelerinin tamamı başarısızlıkla sonuçlandı.
Anlaşmaya onay veren Pakistan, ülkede devam eden siyasi istikrarsızlıkların arasında, bir de 2022’de ülkenin üçte birini sular altında bırakan felaket boyutundaki sellerin yanı sıra, aşırı sıcaklıklar, kuraklıklar ve buzul erimesi gibi yavaş gelişen tehditlerle artan iklim etkileriyle karşı karşıya kalıyor.
Ancak fosil yakıtların aşamalı olarak sonlandırılması, büyük finansal ve teknoloji yardımları gerektiriyor. Bu, enerji konusunda büyük ölçüde ithalata bağımlı olan ve enerji kullanımının yaklaşık üçte ikisini petrol, gaz ve kömürün oluşturduğu Pakistan açısından bir hayli zorlu bir resim çiziyor. Üstelik Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 40 milyondan fazla insanın elektrik erişimi yok. Bu nedenle, anlaşmaya resmi olarak katılma kararı, önemli bir ilerleme olarak görülüyor.
Pakistan hükümetine iklim değişikliği konusunda danışmanlık yapan Romina Khurshid Alam da, kendileri gibi ülkelerin enerjiye erişimle ilgili yaşadıkları zorluklar nedeniyle finansman ve işbirliğinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Güney Asya İklim Eylem Ağı Direktörü Sanjay Vashit de konu hakkında şunları söyledi:
“Pakistan’ın liderliği, dünyanın en zengin ülkelerini adım atmaya ve bu yıkıcı yakıtlara olan bağımlılığımızı sona erdirmek için gereken çabaları yönlendirme sorumluluğunu üstlenme konusunda cesaret veriyor. Bu durum yalnızca temiz enerjiye geçiş yapmakla da ilgili değil. Bu aslında adalet, eşitlik meselesi ve krize en az katkı sağlayanların en kötü etkileri taşımak zorunda kalmamasını sağlamakla da ilgili.”
Vashit ayrıca bu ay Uluslararası Adalet Divanı’nda görülmeye başlanan tarihi iklim duruşmalarını güvence altına almak için çaba gösteren Vanuatu, Pakistan ve Bahamalar’ı da sergiledikleri “iklim liderliği” için övdü.
Yeni yapılan bir çalışma, iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’de zeytin üretimine en uygun alanlarda daralma beklendiğine…
Son verilere göre, Türkiye 2024 yılında üç kömürlü termik santral planını iptal etti, ancak OECD…
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Kenan Aslanlı, iklim değişikliği ve kirlilik gibi faktörlerin,…
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…