Yeni yayımlanan bir rapora göre, ABD’nin öncülüğündeki dünya fosil yakıt üretimi, bugüne kadar üzerinde anlaşmaya varılan iklim değişikliğiyle ilgili hedeflerden ve taahhütlerden uzaklaşma tehdidi içeriyor. 2020’lerin sonunda toplam fosil yakıt üretiminin dört katına çıkması bekleniyor. Çok değil, bundan sadece üç yıl önce Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) gezegenin sanayi devrimi sonrasında küresel ısınmada 1.5 derece artış sınırını geçmeme hedefine ulaşmak için yeni petrol ve gaz altyapısı kurulmamasının önemini gözler önüne sermişti. Bu hedef hükümetler tarafından Paris Anlaşması ile kabul edilirken, bilim insanları da ısınma eşiğinin geçilmesi halinde sıcak hava dalgaları, seller, kuraklık ve birçok başka felaketle durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulunmuşlardı.
Ancak IEA’nın 2021’deki çalışmasından bu yana ülkeler ve büyük fosil yakıt şirketleri yeni petrol ve gaz faaliyetleri sayesinde arz fazlası yaratma konusunda hızlı adımlarla ilerlemiş durumda. Küresel temiz enerji hareketini desteklemek amacıyla fosil yakıt projeleri hakkında bilgi üretip, paylaşan bir STK olan Global Energy Monitor’ün (GEM) yeni bir raporuna göre, 2021’den bu yana gelecek dönemde çıkarılması amacıyla, en az 20 milyon varile eşdeğer yeni petrol ve gaz kaynağı keşfedildi. Söz konusu keşiflerin ardından geçen yıl 8 milyon varil petrolün çıkarılmasına eşdeğer olan en az 20 petrol ve gaz sahası hazırlandı ve sondaj izni aldı. Yine aynı rapora göre, bu miktarlara ek olarak 2020’lerin sonu itibariyle fosil yakıt endüstrisi, 64 yeni petrol ve gaz sahasıyla mevcut miktarın yaklaşık dört katına tekabül eden 31milyon varil petrol seviyelerine çıkmayı amaçlıyor.
Raporda ayrıca geçen altı yıl boyunca üst üste dünyadaki ham petrol üretiminin liderliğini elinde bulunduran ABD’nin, yeni petrol ve gaz projeleri alanında da 2022 ve 2023’te başı çektiğine de vurgu yapıldı. Üretim anlamında ABD’yi bir Karayipler ülkesi olan Guyana’nın takip ettiği, geçen iki yıl içinde de Amerika kıtasındaki ülkelerin toplam yeni petrol üretiminin %40’ını sağladıklarına da raporda yer verildi.
Ancak bilim insanları 1,5 derece ısınmanın altında kalma hedefi ve bu yöndeki umutlar göz önüne alındığında, yeni petrol ve gaz kaynaklarıyla gerçekleşecek üretimde hafif bir azalmanın bile yetersiz kalacağını ve bunun bir hata olduğunu belirterek, bu gidişle 2020’ler sonunda bu hedefin aşılacağı beklentisi içindeler.
Son verilere bakıldığında, görünen o ki, büyük petrol ve gaz şirketleri, gezegenin ısınmasına neden olan karbon emisyonlarında düşüş sağlama hedeflerini ya görmezden geliyorlar ya da fazlasıyla yumuşatıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Teksas’ta düzenlenen bir sanayi konferansında konuşan dünyanın en büyük petrol şirketi unvanını elinde bulunduran Saudi Aramco’nun patronunun, “İnsanlar petrol ve gazdan aşamalı olarak vazgeçme fantezisine kendilerini kaptırmamalı” sözleri de bunu doğrular nitelikteydi.
GME’nin küresel petrol ve gaz çıkarma faaliyetlerini izleyen projesinin şefi Scott Zimmerman ise yeni gaz ve petrol sahaları açmanın 1,5 derece ısınma hedefleriyle asla uyuşmadığına dair sürekli ve net uyarılara rağmen fosil yakıt sanayisinin yeni projeler hayata geçirdiğine dikkat çekerek, “Bu durum son derece umut kırıcı. Bu veriler arz tarafının iklim hedeflerine yönelik taahhütlerindeki eksikliği gözler önüne seriyor” dedi. Zimmerman sözlerine şöyle devam etti:
“Petrol ve gaz üreticileri yeni sahalar keşfetmek ve geliştirmek için her türlü bahaneye sığınıyor ama bu bahanelerin hiçbirinin tutar tarafı yok. Bilim bu konuda çok net; herhangi yeni bir petrol ve gaz sahası açılması durumunda, gezegenimiz idare edebileceği noktayı aşar.”
Hâlihazırda faaliyette bulunan petrol ve gaz altyapısı bile dünyayı 1,5 derece hedefini aşmaya yetecekken, buna ek olarak planlanan faaliyetlerin küresel ısınmaya daha da öteye taşıyacağı aşikâr. Yeni rapora göre, IEA’nın 2021 raporundan bu yana, kaya gazı çıkarma gibi faaliyetler dışarıda bırakıldığında bile, 16 milyon varil petrole tekabül eden toplam 45 projeye onay verilmiş durumda.
Bir yandan ABD yeni keşif alanlarıyla petrol ve gaz çıkarmada başat konumunu korurken, fosil yakıt üreticileri de başta Güney Amerika ve Afrika’da olmak üzere, gözlerini taze üretim alanlarına dikmiş durumdalar. Geçen son iki yıl içinde 22 ülkede önemli petrol ve gaz keşifleri gerçekleşti. Söz konusu keşiflerin üçte birinden fazlası ise bugüne kadar ya çok az ya da hiç petrol veya gaz çıkarılmamış olan Kıbrıs, Guyana, Namibya ve Zimbabve’de yapıldı. İran Shahini gaz alanında bulunan 623 milyon metreküplük gaz, son iki yılın tek başına en yüksek miktardaki keşfi olurken, bu alanı Fransız Total petrol şirketinin Namibya’da yürüttüğü Venüs projesi takip etti. Pantheon Resources şirketinin Alaska’da yürüttüğü Kodiak Projesi ise en büyük üçüncü potansiyel petrol ve gaz sahası durumunda.
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…