Eurelectric ve Ernst & Young (EY) tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, kamu ve özel filoların elektrifikasyonu, Avrupa’daki ulaşım kaynaklı emisyonları yaklaşık yarı yarıya azaltarak AB’nin iklim hedefi için büyük bir destek sağlayacak ve Avrupa’da temiz mobilitede devrim yaratacak.
Rapora göre, Avrupa’da özel şirketler veya kamu otoriteleri tarafından işletilen yaklaşık 63 milyon otomobil, kamyonet, otobüs ve kamyonun elektrifikasyonu, karayolu emisyonları üzerinde “en büyük ve en hızlı” etkiye sahip olacak. AB’de satın alınan tüm yeni araçların yaklaşık üçte ikisini şirket alımları oluşturuyor.
Daha büyük kuruluşlar, elektrikli araçlara geçerken vergi teşviklerinden ve toplu indirimlerden yararlanarak, araçların daha yüksek ilk satın alma maliyetini karşılayabilirler.
Ulusal elektrik derneklerini ve önde gelen şirketleri temsil eden Eurelectric, politikacıları politika oluşturmada “filo merkezli bir yaklaşım” benimsemeye çağırdı ve AB’yi otomobil üreticilerine sıfır emisyonlu araçlar satmaları için zorunlu şartlar getirmeye teşvik etti.
Kuruluş, Avrupa filolarındaki elektrikli araç sayısının bugün 420.000’den 2030 yılına kadar 10,5 milyona çıkmasını bekliyor.
Çalışma, 1990 seviyelerine kıyasla 2050 itibariyle ulaşım emisyonlarında %90’lık bir düşüş öngören yeşil mutabakat hedefine ulaşmak için Avrupa’da neredeyse tüm araçların -kamyonetler ve kamyonlar dahil- sıfır emisyonlu olmasına ihtiyaç duyulacağını söylüyor. Bu araçlara güç sağlamak için ise kıtada geniş bir şarj istasyonu ağı gerekecek.
Şu anda, AB yollarındaki 650.000 sıfır emisyonlu araba için 250.000’den az kamuya açık elektrikli araç şarj noktası bulunuyor ve bu, Avrupa Ulaşım Komiseri Adina Vălean’a göre yeterli değil.
AB’nin şarj altyapısını 2030’a kadar 3 milyon şarj noktası hedefine uygun hale getirmek Eurelectric’in tahminlerine göre yaklaşık 80 milyar euroya mâl olacak. Güç dağıtım şebekelerinin şarj noktaları ağından gelen ekstra talebi destekleyebilmesini sağlamak için ise 25 milyar euro daha gerekecek.
Çoğu özel yatırımcı, elektrikli araç şarj altyapısına yatırım yapma konusunda isteksiz ve bunu yüksek risk ve düşük getiri olarak görüyor.
Komiser Vălean, COVID-19 salgını sonrasında bloğun ekonomisine hızlı bir başlangıç yapmak adına, AB ülkelerinin temiz hareketlilik projelerini destekleme fonu kapsamındaki 672,5 milyar euroyu kullanmasını önerdi.
AB yürütme organı, altyapı projelerinin ücretlendirilmesi için devlet yardımı kurallarını (ulusal hükümetlerin sübvansiyonlar yoluyla rekabeti bozmasını önlemek için tasarlanmış) sıkı bir şekilde uygulama konusunda şimdiye kadar isteksiz davrandı.
AB, son yıllarda elektrikli araç satışlarını teşvik etmek adına otomobiller için karbondioksit emisyon standartlarını kullandı ve bu yıl, temiz ulaşıma geçişi hızlandırmak için bu standartların sıkılaştırılmasını önerecek. Şu anda, elektrikli araçlar Avrupa yollarındaki toplam otomobillerin yalnızca %1’ini oluşturuyor.
AB yollarındaki 3 milyon elektrikli otomobil, Avrupa Komisyonu tarafından 2030 yılına kadar belirlenen 30 milyon sıfır emisyonlu araç hedefinden çok uzakta. Ancak küresel örnekler değişimin mümkün olduğunu gösteriyor.
2020’de %54 elektrikli araç pazar payı elde eden Norveç, sürücüleri geçiş yapmaya teşvik etmek için ödül-ceza sistemini kullandı.
Norveçli yetkililer, elektrikli araç sürücülerine daha düşük ücretler ve yarı fiyatına halka açık otopark teklif etti, kirleten araçlara ise ağır vergiler koydu.
AB kurallarına göre, otomobillerin 2030 yılına kadar 2021’e kıyasla %37,5 daha az karbondioksit salması gerekiyor. Minivanlar da ise %31’lik bir düşüş sağlanmalı.
Komisyon ayrıca elektrikli araçların 2030 yılına kadar tüm araç satışlarının %35 ila % 40’ını oluşturmasını zorunlu kıldı.
Bu önlemler, Avrupalı otomobil üreticilerinin elektrikli mobiliteyi benimsemesine, yatırımı dizel ve benzinli motorlardan batarya yeniliklerine kaydırmasına neden oldu.
Elektrikli araç seçimi, fosil yakıtlı muadiline göre seyrek olsa da, bunun önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor.