Ekonomi

Fatih Birol: Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Tedarikinde Önemli Avantajları Var

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol Türkiye’nin yenilenebilir enerji tedarik zincirinde öncü rol üstlenebileceğini belirtti.

Birol, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) 2022 Yıl Sonu Özel Değerlendirme Toplantısı’nda, 24 Şubat itibarıyla dünyadaki birçok politik, ekonomik ve enerji denkleminin yeniden tanımlanmaya başladığını söyledi.

Dünyanın şu anda küresel enerji krizinin ortasında olduğuna dikkati çeken Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, “Bu mevcut küresel enerji krizinin aslında temiz ve güvenli enerjiye geçişte hızlandırıcı rolü olduğunu görüyoruz. Yani temiz enerji teknolojilerinde çok ciddi bir canlanma ve büyüme görüyoruz” dedi.

Bunun 4 ana nedeninin olduğunu aktaran Birol, şunları kaydetti:

“Birincisi birçok ülke, önemli olarak gördüğü ama çok fazla politikalarında destek vermediği bir konuya tekrardan döndü. Nedir o? Enerji arz güvenliği. Şu an birçok ülkenin enerji politikalarında bir numaralı öncelik. Enerji arz güvenliği deyince yenilenebilir enerji en başta geliyor. İkinci neden, doğalgaz, petrol ve kömür fiyatlarının yüksek olması ve ilerideki yıllarda da yüksek kalacağı beklentisi yenilenebilir enerjinin rekabet gücünü ciddi olarak artıyor. Üçüncüsü, birçok ülkenin mevcut kriz karşısında geleceğe yönelik uzun vadeli temiz enerji sanayisi politikaları geliştirmesi. Dördüncü itici güç ise iklim değişikliğiyle mücadele.”

Birol, yenilenebilir enerjinin hızla büyüyeceğini ifade ederek, “2022’nin aslında bir dönüm noktası olacağını düşünüyoruz. Gelecek 5 yıla baktığımızda, ilk defa 2025’te yani üç yıl sonra, dünyadaki yenilenebilir enerjideki elektrik üretimi kömürü geçiyor ve bir numara olmaya başlıyor. Büyümenin büyük bir kısmı güneşten geliyor” diye konuştu.

Rüzgar enerjisinde de ciddi bir büyümenin beklendiğini aktaran Birol, “Şimdiye kadar dünyada rüzgar enerjisi kurulu gücü 800 gigavat. Bu 5 sene içerisinde ikiye katlanarak 2027’de 1600 gigavata ulaşacak” bilgisini paylaştı.

Birol, Türkiye’de yenilenebilir enerjinin gelişimine ilişkin, “Gelecek 5 yılda Türkiye’deki mevcut kapasitenin %60’ın üzerinde büyüyeceğini düşünüyoruz. Güneş ve rüzgar bunun başını çekiyor. Bununla birlikte, çok önemli başka bir yenilenebilir enerji teknolojisi olan jeotermalde de Türkiye’nin önemli adımlar attığını söylemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin yenilenebilir enerjide atacağı adımlarla tedarik zincirinde öncü rol üstlenebileceğini belirten Birol, şöyle devam etti:

“Şu an Türkiye için güzel bir zamanlama. Bunun iki nedeni var. Birincisi, dünyada kapasite artırımı çok fazla ve çok ciddi talep var. İkincisi, birçok ülke Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra, enerji arz güvenliği açısından, ‘temiz enerji teknolojilerinde doğalgazdaki gibi tek bir ülkeye bağlı kalmak başımıza iş açabilir’ diye düşünüyor. Şu anda mesela güneş tedarik zincirinin %93’ü Çin’de. Onun için ülkeler şu anda mevcut tedarik zincirlerini nereden alacakları konusunda çeşitlendirmeye gitmeye çalışıyorlar. Bu bakımdan Türkiye’nin de önemli avantajları var.”

Birol, hidrojen enerjisinde de ciddi bir ivme yakalanacağına dikkati çekerek, “Birçok Avrupa ülkesi, Afrika, Latin Amerika ve diğer ülkelerle şimdiden ticaret anlaşmaları yapıp oradan hidrojen temin etmeye çalışıyor. Nasıl dünyada LNG ticareti birdenbire büyüdüyse aynı şekilde hidrojende de böyle bir atılım olması gündemde. Dünyadaki yenilenebilir enerjiye bağlı hidrojen 5 yıl içerisinde 1000 misli büyüyecek. Türkiye’de de güneş ve rüzgarda muazzam bir potansiyel var. Bu hidrojen ile birleştirilirse Türkiye için potansiyel olabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

2023 Rüzgarda Yatırım Yılı

TÜREB Başkanı İbrahim Erden de rüzgar enerjisi sektörü için gelecek yılın yatırım yılı olacağını söyledi.

Rüzgar enerjisinde gelecek yıla ilişkin yeni kurulum öngörülerini paylaşan Erden, “2023’te öngörümüz 1000 megavata yakın. Fakat hedefimiz 3 bin megavattan az değil. Türkiye’de 100 bin megavattan fazla sadece karada rüzgar potansiyeli olduğunu biliyoruz. 20 gigavattan fazla deniz üstünde potansiyel olduğunu biliyoruz” dedi.

Erden, Türkiye’de rüzgar enerjisinde faaliyet gösteren firmaların cirosunun 1,5 milyar euro olduğunu ifade etti. Bu cironun yaklaşık %70’ini ekipman ihracatının oluşturduğunu aktaran Erden, firmaların 6 kıtada 52 ülkeye rüzgar enerjisi ekipmanı ihraç ettiği bilgisini paylaştı.

Erden, 2020 yılında başlanan sanayi envanteri çalışmasını gelecek ay içerisinde sonlandıracaklarını belirterek, bu çalışmanın ilk sonuçlarına göre, Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük dördüncü rüzgar sanayisi konumuna geleceğini söyledi.

Önceki Haberler

Uluslararası Adalet Divanı’nda Görülen İklim Değişikliği Davasının Duruşmaları Sona Erdi

İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…

16 Aralık 2024

GES ve RES Projeleri Yapı Denetim Kapsamından Çıkarıldı: “Yenilenebilir Enerji İvme Kazanacak”

Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…

16 Aralık 2024

WEF: Emisyonlar 2050 Net Sıfır Hedefi için Yeterli Hızda Azaltılmıyor

Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…

16 Aralık 2024

COP16 Kuraklık Çerçeve Anlaşmasını 2 Yıl Erteleme Kararı ile Sona Erdi

Dünya, kuraklık ve arazi bozulumuna en çok maruz kalan ülkeleri desteklemek için yeni bir çerçeve…

16 Aralık 2024

İklim STK’lardan Ortak Talep: Hizmet Amaçlı Binalarda Güneş Enerjisi Zorunlu Olsun

İklim ve çevre alanında çalışan 8 sivil toplum kuruluşu, okul, hastane, belediye binası, kamu binası,…

13 Aralık 2024

Çin Kömür Madenleri Kaynaklı Metan Emisyonlarını Azaltmak için Kuralları Sıkılaştırıyor

Çin, kömür çıkarımı sırasında açığa çıkan metan emisyonlarını azaltma amacıyla daha sert kurallar getireceğini duyurdu. Metan,…

13 Aralık 2024