Bazı ekonomiler, dünya genelinde her yıl temiz enerjiye akan yüz milyarlarca dolardan fayda görmeye başlamışken, ilerleme dengesiz bir şekilde devam ediyor. Zengin ülkelerin çoğu bundan avantaj sağlarken, daha yoksul ülkeler geri kalıyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) yürütücü sekreteri olarak görev yapan Simon Stiell, New York’taki bir etkinlikte yatırımcılara yaptığı konuşmada, birçok gelişmekte olan ülkenin güneş ve rüzgar enerjisi gibi daha fazla yenilenebilir enerji benimseme çabalarının “yüksek sermaye maliyetleri” ya da “tırmanan borç krizleri” nedeniyle engellendiğini belirtti. Stiell, temiz enerji alanındaki bu “mega-eğilim”in dengesiz bir şekilde sürdüğünü belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“Çoğu yatırımcı zengin ülkelerin dışındaki henüz hayata geçirilmemiş devasa fırsatlardan yararlanamıyor. Bu durum da iklim değişikliğiyle mücadele için küresel eylemi tehdit ediyor. Dürüst olacağım: Eğer daha fazla gelişen ekonomi bu büyüyen iklim yatırımından daha fazla fayda sağlamazsa, küresel geçişin iki ayrı hızla devam eden hali pekişerek sürecek.”
Süregiden dengesizliğin hem “kabul edilemez” hem de “kendine zarar veren” bir durum olduğunu vurgulayan Stiell, bu durumun 2030 yılına kadar küresel emisyonları yarıya indirmenin “neredeyse imkansız” hale gelmesine yol açacağını ve aşırı hava olayları nedeniyle uluslararası tedarik zincirlerinde kaos yaratacağını da ifade etti.
COVID-19 pandemisi sırasında işletmelerin yaşadığı sıkıntıların, kontrolsüz bir iklim krizinin neden olacağı sorunlarla kıyaslandığında “küçük bir sorun” gibi kalacağını uyarısında bulunan Stiell, “Eğer iki hızda bir global geçiş gerçekleşirse, sonuçta herkes kaybedecek” diye ekledi.
Salı günü Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan bir rapor, geçen yılki COP28 iklim zirvesinde kabul edilen enerji geçiş hedeflerine ulaşma yollarını gösteriyor ve gelişmiş ekonomiler ile Çin’in, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015’ten bu yana temiz enerjiye yapılan yatırımların her beş dolarından dördünden fazlasını oluşturduğunu belirtiyor.
Ajans, hükümetlerin enerji geçişini sosyal olarak kabul edilebilir hale getirmekle ilgili endişeleri olmasına rağmen, global ölçekte temiz enerji konusunda tüketiciye sübvansiyon sağlamayla kıyaslandığında, hâlâ fosil yakıtı daha ucuz hale getirmek için 9 kat daha fazla harcama yaptığını da vurguladı.
COP29, yenilenebilir enerji için batarya depolama ve şebekelerin artırılmasını hedefliyor. Rapor, COP28’in 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefinin ulaşılabilir olduğunu belirtse de, bu hedefin gerçekleştirilmesinin, tüketici maliyetlerini düşüreceği ve fosil yakıt kullanımını azaltacağı anlamına gelmeyeceğini ifade etti.
Söz konusu hedeflere ulaşmak, 2030 yılına kadar 25 milyon kilometre elektrik şebekesi inşa edip modernize etmeyi ve büyük ölçüde bataryalarla 1,500 gigavat (GW) enerji depolama kapasitesi eklemeyi gerektirecek.
Yeşil bir geleceği hızlandırmak için New York’ta düzenlenen yıllık İklim Haftası NYC’de iş dünyası ve finansörler, BM Genel Kurulu’na katılan liderlerle birlikte, uluslararası anlamda kabul edilen enerji hedeflerini hayata geçirilmesi yolunda, kamu ve özel sektörlerin işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladılar.
IEA’nın yürütücü direktörü Fatih Birol, COP28’de belirlenen hedeflerin küresel enerji sektörünü daha güvenli, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru yönelmesi açısından hızlandırabileceğini belirterek, “Dünyanın bu büyük fırsatı kaçırmaması için, odaklanmanın hızla uygulamaya kaydırılması gerekiyor” dedi.
Temiz enerjiye geçişi hızlandırmak ve yatırımlarını artırmak için politikaların belirlenmesine yardımcı olmak amacıyla, işletmeler, hükümetler ve araştırmacılardan oluşan bir koalisyon olan Mission 2025 de, hükümetlere enerji geçişi için büyük ölçekli finansmanı mobilize edebilecek “yatırım dostu politikalar” belirleme çağrısında bulundu.
Mission 2025, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar için finansmanı artırmaya yardımcı olmak üzere sanayileşmiş ülkelerde ve bazı büyük gelişen ekonomilerde zaten işe yarayan üç politikaya dikkat çekti. Bunlar arasında Birleşik Krallık ve Hindistan’ın yaptığı gibi ulusal düzeyde yenilenebilir enerji dağıtımı için gigawatt hedefleri belirlemek; Avrupa, Hindistan, Çin ve ABD’nin yaptığı gibi yenilenebilir enerji yatırımlarını riskten arındırmak için uzun vadeli sözleşmeler veya vergi kredileri gibi destekler sunmak; ve Avrupa Birliği’nin yaptığı gibi benzinli ve dizel yolcu araçlarının satışını 2035 veya daha önce sona erdirmek için bir tarih belirlemek yer aldı.
Mission 2025, bu politikaların diğer bölgelere doğru genişletilmesi gerektiğini de vurguladı ve ayrıca temiz enerji ve elektrikli araçlara yapılan yatırımları yaklaşık iki katına çıkararak, enerji sektörünün 1,5 derecelik ısınmayı sınırlamak için gerek duyduğu yıllık 3.5 trilyon doların 1 trilyon dolarlık kısmının temin edilebileceğini belirtti.
Enerji geçişini hızlandırmak için çeşitli politika önerileri ve stratejiler geliştiren uluslararası bir düşünce kuruluşu olan Enerji Geçişleri Komisyonu’nun yardımcı direktörü Mike Hemsley de, bu politikaların fosil yakıt eşdeğerlerinden daha maliyetli olmadığına dikkat çekti. Hemsley, hükümetlerin güncel ulusal iklim planlarının bir parçası olarak uygulanmaları halinde, bu politikaların ülkeler için net bir maliyet kalemi oluşturmayacağını söyledi.
Salı günü Birleşik Milletler Genel Kurulu sırasında düzenlenen Küresel Yenilenebilir Enerji Zirvesi’nde Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından yayımlanan bir araştırma ise 2023 yılında yenilenebilir enerji kapasitesinin 473 gigavat ile rekor kırdığını gözler önüne serdi. Araştırmada, yeni devreye alınan büyük ölçekli yenilenebilir projelerin beşte dördünün, fosil yakıtlı alternatiflerine göre daha düşük maliyetli olduğu belirtildi.
Güneş fotovoltaik (PV) panellerinden elde edilen enerjinin maliyeti, sadece bir yıl içinde kilovat saat başına yaklaşık 0.04 dolara düşerek, 2023’te fosil yakıt ve nükleer seçeneklerden %56 daha ucuz hale geldi. Ayrıca, IRENA, 2000 yılından bu yana küresel ölçekte devreye alınan yenilenebilir enerjinin enerji sektöründe toplamda 409 milyar dolarlık bir yakıt tasarrufu sağladığını da ekledi.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…