Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2020’ye ait “Türkiye Elektrik Üretimi ve Elektrik Tüketim Noktası Emisyon Faktörleri”ni yayımladı. Buna göre yerli kömür olarak bilinen linyit ile elektrik üretimi taşkömürü, ithal kömür ve doğalgaza göre çevreyi çok daha kirletiyor.
Bakanlık tarafından yapılan duyuruda “Ülkemizdeki elektrik üretiminin ve nihai kullanıcıya elektrik şebekesi üzerinden ulaşan elektriğin sera gazı yoğunluğunun bilinmesine olan talep her geçen gün daha da artmaktadır” denildi.
Açıklamaya şu şekilde devam edildi: “Hesaplanan Türkiye Elektrik Üretimi ve Elektrik Tüketim Noktası Emisyon Faktörleri, birim net elektrik üretimi ve birim elektrik tüketimi başına salınan sera gazı emisyonlarının miktarlarını temsil etmektedir. Söz konusu faktörler elektrik özelinde; karbon ayak izi hesaplamaları ve enerji verimliliğine yönelik iyileştirmelerle sağlanan sera gazı azaltım miktarlarının hesaplanması gibi çeşitli alanlarda kullanılabilecektir.”
Yapılan hesaplamalara göre, Türkiye genelinde 1 Megavat-saat (MWh) net elektrik üretimi ortalama olarak 0,440 ton CO2-eşd. sera gazı emisyonuna neden oluyor.
Türkiye geneli elektrik üretiminin yanı sıra elektrik santralları için yakıtlara göre hesaplanan elektrik üretim emisyon faktörleri kullanılan yakıt türüne göre farklılık gösteriyor.
Linyit kaynaklı elektrik üretimi MWh başına 1,279 ton CO2-eşd. emisyona yol açarken, ithal kömür kaynaklı üretimdeki emisyon rakamı 0,872 CO2-eşd. , doğal gazda ise 0,376 ton CO2-eşd.oluyor.
Rakamlar Türkiye’de linyitin elektrik üretimi süreçlerinde kullanılmasının çevre için ne denli zararlı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
EKOLOGOS’ta geçtiğimiz yıllarda hazırladığı “Linyit Yanmaz, Yakar” isimli rapor da linyitin ne derece kirli bir yakıt türü olduğunu ortaya koymuştu. Raporda ekonomik, çevresel ve sosyal maliyetleri açısından linyit yakmanın hiçbir bilimsel temeli olmadığı belirtilirken yanma teknolojisi ne olursa olsun iklim değişikliğine en çok etkisi olan santralların kömürlü ve bilhassa linyit yakıtlı santrallar olduğu ifade edilmişti.
Bakanlık hazırlanan çalışmada kullanılan veri setinin ise şunlardan oluşturulduğunu açıkladı:
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…