PNAS’ın yeni araştırması, BM panelinin emisyonların keskin bir şekilde artmasını öngören RCP8.5 senaryosunun 2005 yılından beri görülen eğilimlerle eşleştiğini gösterdi. PNAS araştırması, RCP8.5 senaryosunun “panik yaratmak için” oluşturulduğu yönündeki eleştirileri reddetti. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, bu yüzyılda seragazı emisyonlarının artmasına yönelik “en kötü” senaryo, 2050 yılına kadar hükümet planlamaları için “en yararlı seçim” olarak belirlendi.
Haber: Alister Doyle
Çeviri: S. Sena Akkoç
Rapor, BM iklim bilimcileri paneli tarafından son 10 yıldaki raporlarda kullanılan fosil yakıt kullanımındaki artış senaryosunun 2005-2020 yıllarında kümülatif karbondioksit emisyonlarını %1’e kadar doğru bir şekilde gösterdiğini söyledi. Bu senaryo, 2100 yılına kadarki emisyon değerleri için diğer üç ana yoldan daha kesin.
Temsili Konsantrasyon Yolu (Representative Concentration Pathway – RCP) 8.5 olarak bilinen senaryo, neredeyse 200 devlet tarafından kabul edilen 2015 Paris Anlaşması’nın “2 derecenin altında” ısınmayı sınırlama hedefleriyle uyuşmuyor ve 2100 yılına kadar sanayi öncesi zamanlara göre 5 dereceye kadar artış olacağını öngörüyor.
Çalışmaya göre RCP8.5, 2050 yılına kadarki hükümet politikaları ile tutarlı ve 2100 için “oldukça makul” karbondioksit emisyonlarına sahip.
Massachusetts’deki Woods Hole Araştırma Merkezi’nin başyazarı Christopher Schwalm, “RCP8.5 çok ama çok yararlı. Eğer var olmasaydı, onu yapmamız gerekirdi” dedi.
Schwalm, bu araştırmanın iklim değişikliğini durdurmak adına daha fazla eylem için bir uyandırma çağrısı olabileceğini söyledi.
RCP8.5 genellikle hükümetler, bilim insanları ve medya tarafından artan emisyonlar üzerine “olağan bir şey” olarak görülüyor. Rapor, birçok bilim insanının bu senaryonun gerçekleşmesini olanaksız bulduğunu ve insanların gelecek hakkında umutsuz hissetmelerini sağlayabileceğini savunmasıyla giderek daha da tartışmalı hale geldiğini belirtti.
Schwalm ve meslektaşları, “RCP8.5 aşırı, panik yaratıcı ve ‘yanıltıcı’ olarak nitelendirildi. Hatta bazıları RCP8.5 kullanarak yapılan herhangi bir çalışmayı reddedecek kadar ileri gitti. Bu tartışma çizgisi hem pişman edici hem de çarpık” diye yazdı.
PNAS raporunda ise, “Yüzyılın ortalarına ve daha erken dönemlere bakıldığında RCP8.5’nin açıkça en faydalı seçim” olduğu yazıyor.
RCP8.5’e “saldıran” iki bilim insanı ocak ayında RCP8.5’i “distopyacı” olarak adlandırdı ve “Her geçen yıl giderek daha mantıksız hale geldiğini” söyledi. Senaryo uzun vadede kömür kullanımında beş kat artış olduğunu varsayarken, küresel kömür tüketimi zaten zirveye ulaşmış olabilir.
Kaliforniya, Oakland’daki Atılım Enstitüsü’nden Zeke Hausfather ve Oslo Uluslararası İklim Araştırmaları Merkezi’nden Glen Peters, “Küresel ısınma için en kötü senaryoyu en olası sonuç olarak kullanmayı bırakın. Daha gerçekçi taban çizgileriyle daha iyi politikalar yapılıyor” dedi.
Hausfather ve Peters, Nature dergisinde “RCP8.5 gelecekteki dünya ekonomisi için baz alındığında risklerin abartılması yenilgiye yol açabilir ve hükümet planlamalarını zayıflatabilir. Çünkü sorun kontrolden çıkmış ve çözülemez olarak algılanıyor” yazdılar.
Schwalm, RCP8.5’in mükemmel olmadığını kabul etti: Kömür kullanımı fazla tahmin edildi ve yenilenebilir enerji fiyatlarının fosil yakıtlara oranla düşüşte olması hafife alındı. Ancak Schwalm bu kusurların senaryoyu genel olarak zayıflatacak kadar önemli olmadığını düşünüyor. Diğer yandan yüksek miktarda metan salgılayabilen permafrostun çözülmesi gibi bazı büyük riskler bu tür modellere dahil edilmiyor.
Schwalm ayrıca RCP8.5’in, kömür kullanımının artışı veya küresel nüfusun ikiye katlanması üzerine çok fazla eleştiri aldığını ve bunların her ikisinin de olası görünmediğini söyledi. Ancak 30 yıl (ortalama bir konut ipotek kredisi süresi) gibi daha kısa bir ölçekte düşünüldüğünde RCP8.5’in hâlâ en iyi rehber.
RCP’lerin tasarlanmasına yardımcı olan PBL Hollanda Çevre Değerlendirme Ajansı’nda kıdemli bir araştırmacı olan Detlef van Vuuren, CHN’ye RCP8.5’in emisyon büyümesi senaryolarının en aşırı %5’ini içermesi nedeniyle hiçbir zaman “olağan durumu” temsil etme niyetinde olmadığını söyledi. Ayrıca RCP8.5’in değişen ekonomik eğilimlerle genel olarak daha uzak bir ihtimal haline geldiğini yazdı.
Detlef van Vuuren, “2011’den beri sıkı bir iklim politikası uygulanmadı. Fakat yenilenebilir enerji kaynakları daha ucuz hale geldi ve gelecekteki otomobillerin benzinli araçlar yerine elektrikli olması daha olası. Hepsi bir arada düşünülünce, RCP8.5’in düşük olasılıklı fakat yüksek etkili bir senaryo olarak hâlâ yararlı olduğunu düşünüyorum” yazdı.
Potsdam İklim Etki Araştırmaları Enstitüsü’nden Nico Bauer, RCP8.5’in hâlâ bilimsel ve politik tartışmalarla ilişkili olduğunu söyledi.
Bauer e-postayla, “Öncelikle, RCP8.5 dışlanamaz. Çünkü fosil yakıtlar oldukça bol ve son yıllarda bu yakıtların Çin ve ABD gibi ülkelerde üretimi kısa sürede önemli miktarlarda artırabildiğini görüldü” dedi.
Ayrıca, politikaların ve yeni teknolojilerin sonuçlarını anlamak için iklim değişikliği ve yüksek emisyonların etkilerini, hiç gerçekleşmemiş olsalar bile, incelemekte fayda var.
2015 Paris Anlaşması uyarınca, hükümetler ortalama sıcaklık artışını 1,5 derecede tutmak için çaba göstererek ısınmayı 2 derecenin altı ile sınırlamayı kabul ettiler. BM, 1,5 derece hedefine ulaşmanın önümüzdeki 10 yılda, karbondioksit emisyonunda yıllık %7,6 gibi benzeri görülmemiş kesintiler gerektireceğini söyledi.
Koronavirüsün neden olduğu ekonomik gerileme nedeniyle emisyonların 2020’de düşmesi bekleniyordu, ancak yapısal bir değişikliğe gidilmediğinden bu beklenti geri tepti.
Pazartesi günkü raporun yazarları, bulgularının salgından etkilenmediğini söylediler.
Raporda, “2020 yılı sonuna kadar pandemi kısıtlamalarının yürürlükte kaldığı varsayıldığında, karbondioksit emisyonunda 4,7 milyar tonluk bir düşüş olacak. Bu miktar, tüm RCP’ler ve gözlemler için 2005’ten bu yana toplam kümülatif karbondioksit emisyonlarının %1’inden daha azını temsil ediyor” yazıyor. BM raporları, genellikle RCP8.5’i Paris Anlaşması doğrultusunda keskin emisyon kesintileri öngören RCP2.6 senaryosu ile karşılaştırıyor.
Geçen yıl, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından kar ve buzulların erimesi ile okyanusun durumu hakkındaki bir rapor, birçok bilim insanın daha ılımlı bulduğu RCP seçeneklerini dahil etmeden yalnızca bu iki senaryoyu kullandı.
Yine geçen yılki bir BM Çevre raporunda, tüm hükümetlerin iklim eylem planları tam olarak uygulandığında, RCP8.5 senaryosundan çok kısa bir sürede, sıcaklıkların 2100 yılına kadar 3,2 santigrat derece artacağı öngörüldü.
İklim bilimciler, 2021’den itibaren bir sonraki IPCC raporu için modellerini yeni senaryolarla güncelliyor.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.