;
Ekonomi

“En Çok Karbon Emisyonu Üreten En Zenginler Bedelini Ödemeli”

zengin

Avrupa İklim Vakfı Başkanı Laurence Tubiana, iklim değişikliğine karşı mücadele adına küresel anlamda en zengin bireylere tüketimleri üzerinden vergilendirmeler ya da ek mükellefiyetler getirilmesi çağrısında bulundu.

2015 Paris İklim Anlaşması’nın en önemli mimarlarından biri olan Avrupa İklim Vakfı Başkanı Laurence Tubiana, tüm ülkelerdeki zengin bireylerin iklim değişikliği ile mücadele etmek için vergilendirme ya da yeni mükellefiyetlerle fazladan ödeme yapmaları gerektiğini söyledi. Son günlerde tüm dünya çapında bir tür servet vergisine olan ihtiyaca dair fikir birliği giderek güçleniyor. Bir yandan da önümüzdeki yaz Brezilya’nın ev sahipliğinde gerçekleşecek COP zirvesi öncesinde yoksul ülkeler, karbon emisyonlarını azaltmak ve iklim krizinin etkileriyle baş edebilmek adına finansal desteğin artırılması için çabalıyor. Konu hakkında görüşlerini bildiren Laurence Tubiana en zengin bireylerin diğer insanlara göre örneğin çok daha fazla uçakla seyahat yaptıklarını hatırlatarak, business ve first class koltuklardan ek vergi alınmasını talep etti. Dünya Bankası’nın bir araştırmasına göre de, uluslararası gemicilik sektöründen küresel ticarete zarar vermeyecek bir şekilde karbon vergisi almak, milyarlarca dolarlık yeni bir kaynak anlamına geliyor.

“%1’lik En Zengin Dilim Emisyonların Çoğundan Mesul”

Dünyanın %1’lik en zengin insan grubunun, diğer insanlara göre sera etkisi yaratan gaz emisyonlarından çok daha fazla mesul olduğunu hatırlatan Tubiana şunları söyledi:

“Dünya üzerindeki eşitsizlik yalnızca gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında değil, her ülkenin kendi içinde de örneğin Çin’in ya da Hindistan’ın ya da ABD’nin en zengin %’lik dilimiyle diğer geriye kalan insanlar arasında da söz konusu. Aşırı tüketim bağlamında bu insanların davranış şekilleri çok benzer. İşte karbon ayakizlerinin geldiği yer tam da burası.”

Bu tür eşitsizlikleri görmezden gelmenin iklim krizine karşı mücadelede gerekli önlemlerin toplum nezdindeki kabulüne zarar verebileceğini hatırlatan Tubiana, “Gerçek bir çelişkiyi önlemek istiyorsanız, sosyal adaletsizlik meselesini öncelikli olarak ele almalısınız. İklim değişikliğinin etkilerinin muazzam unsurları ve düşük karbon ekonomisine yönelik dönüşüm ile aşırı hava olaylarına uyum sağlamak için daha fazla finansal yardıma duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında, vergilendirme hakkında konuşmak son derece meşru bir durum” dedi.

Konu Vergiye Gelince Çekince Artıyor

Geçen yıl BM’nin iklim zirvesinde Barbados, Fransa ve Kenya hükümetleri tarafından kurulan ve iklim değişikliği ile mücadele için gereken finansal desteğe ait çözüm yolları arayan Uluslararası Vergi Görevi Gücü’nün (ITTF) başkan yardımcılığı görevini de yürüten Tubiana, G20 toplantılarında iklim finansmanında yeni yollar gerektiğine dair bir fikir birliğine varıldığını kaydetti. Ancak hükümetler konu vergilendirmeye geldiğinde ulusal egemenliklerini öne sürerek hassaslaşabiliyorlar. Tubiana yine de çok zengin bireylerin kendi hükümetleriyle işbirliği yapacağına dair iyimser olduğunu da sözlerine ekledi.

İklim finansmanı, Kasım ayında Azerbaycan’ın ev sahipliğinde gerçekleşecek bu yılın BM iklim Zirvesi COP29’un en önemli konu başlığı olacak gibi görünüyor. Bu hafta içinde Almanya’nın Bonn kentinde toplanan hükümet yetkilileri, COP29 öncesinde BM’nin iklim değişikliği yönetimiyle ilgili çatı anlaşması üzerine ön görüşmeleri gerçekleştirecek, iklim finansmanı için gereken paranın nasıl artırılacağına odaklanacak ve ayrıca bazı temel tekliflere yönelik de birbirlerini yoklamış olacak.