Avrupa Bina Performansı Enstitüsü (Buildings Performance Institute Europe-BPIE) Baş Araştırmacısı Mariangiola Fabbri, renovasyonun emisyonları azaltmaya yönelik bir çözüm ve AB vatandaşları için daha iyi yaşam koşulları sağlaması nedeniyle AB Yeşil Düzeni’nin merkezinde yer aldığının altını çiziyor, Avrupa Komisyonu’ndan son kullanıcıya kadar değer zincirindeki her aktörün oynayacağı bir rolün bulunduğunu hatırlatıyor.
YAZI: Bulut BAGATIR
Binalar ve inşaat sektörü neredeyse %40’lık bir emisyondan sorumlu. Bu alandaki emisyonları azaltmak için nasıl önlemler alınabilir?
İnşaat sektöründe iklim nötrlüğüne ulaşmak, inşaat endüstrisindeki düşünce ve iş modeli değişikliği, ulusal ve bölgesel hükümetler tarafından yönetilen politika yeniliklerinde büyük bir artış, iyi tasarlanmış ve hedeflenmiş mali destek programları dahil olmak üzere gerçek bir paradigma değişikliğini gerektirecek. Politika inovasyonu ve finansman mekanizmaları gerekliyken, bu değişiklik aynı zamanda diğer birçok aktörün tepkilerine de bağlı. Örneğin, inşaat sektörü ve yerel yönetimler de dahil olmak üzere sahadaki projelerin uygulanmasından sorumlu olanlar. Kısacası Avrupa Komisyonu’ndan son kullanıcıya kadar değer zincirindeki her aktörün oynayacağı bir rol bulunuyor.
Sürdürülebilir binalara ulaşmanın yolu nereden geçiyor?
Genel olarak, inşaat sektörünün karbondan arındırılması için, tüketicilere finansal destek ve tavsiyelerde bulunmaktan, renovasyonu hızlandıran düzenleyici önlemleri uygulamaya kadar uzanan farklı alanlara değinen kapsamlı bir dizi önlemi uygulamaya ihtiyaç var. Böylece çok kötü performans gösteren binalar dahi renovasyon sürecine dahil edilebilir.
AB’nin yanı sıra birçok ülke Yeşil İyileşme kapsamında binaların renovasyonuna yatırım yapacaklarını açıkladılar. Bu zamana kadar açıklanan yatırımları yeterli buluyor musunuz?
Bu yılın başlarında yayımladığımız araştırmaya göre, çoğunlukla kapsamlı bir renovasyonun toplam yıllık yatırım fırsatı 27 AB ülkesinde 243 milyar euro seviyesinde. Bu yatırım, yılda 90 milyar euroluk bir kamu finansmanı ile tetiklenebilir ve bunlar çoğunlukla kapsamlı renovasyonu, mülk sahipleri / yatırımcılar için danışmanlık hizmetlerini ve üye devletlerde teknik yardım ve bir dizi renovasyon çözümlerinde yenilikçiliği desteklemek için tahsis edilebilir.
AB Yeşil Düzen tartışmalarında binaların renovasyonu konusuna yeterince önem verildiğini düşünüyor musunuz?
Renovasyon, hem emisyonları azaltmaya yönelik bir çözüm, hem de AB vatandaşları için daha iyi yaşam koşulları sağlıyor; dolayısıyla AB Yeşil Düzeni’nin merkezinde yer alıyor. Ayrıca, COVID-19 salgınının ışığında, binalara yapılan yatırım, yerel işlerin yaratılması yoluyla ekonomik iyileşmeye yardımcı olabilir. Avrupa Komisyonu, iklim nötr olmayı, ekonomik büyümeyi ve herkes için sağlıklı ve rahat yaşam koşullarını güvence altına almak için bina stokunun kalitesini iyileştirmenin önemini açıkça gösteren AB Renovasyon Dalgası’nı (Aralık ayında AB Yeşil Düzeni planında duyurulduğu gibi) yayımladı.
Komisyon tarafından 14 Ekim 2020’de yayımlanan ve etki alanının geniş olması hedeflenen Renovasyon Dalgası, daha hızlı ve kapsamlı bir renovasyon çağrısında bulunuyor. Daha yüksek bir 2030 iklim hedefine katkıda bulunmayı ve inşaat sektörünü karbonsuzlaştırmayı önceliklendiren dalga, mevcut engellerin üstesinden gelmek ve vatandaşlar, yerel yönetimler, yatırımcılar ve inşaat değer zinciri dahil tüm aktörleri harekete geçirmek için her düzeyde geniş bir politika, önlem ve araç yelpazesini bir araya getirmeyi hedefliyor.
Renovasyon Dalgası, hedeflerine ulaşmak adına önümüzdeki yıllarda bir dizi eylemi harekete geçirecek. Bu yeni ve daha güçlü takip önlemlerinin memnuniyetle karşılanacağını düşünüyorum çünkü buna ihtiyacımız var. Aynı zamanda, böyle bir girişim ancak Renovasyon Dalgasını gerçekleştirmek için gerekli sağlam temeli sağlayan AB üye ülkelerinde uygulandığında başarılı olabilir. Renovasyon Dalgası’na ilişkin yeni yayımlanan değerlendirmemize de buradan ulaşabilirsiniz: https://www.bpie. eu/publication/4180/