730’u aşkın ekonomistin katılımıyla küresel ölçekte yapılan anket, iklim değişikliğiyle mücadele etmenin faydalarının, maliyetlerine kıyasla daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Dünyanın dört bir yanından iklim değişikliği konusunda uzman ekonomistin katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası anket çalışması, küresel ısınmanın maliyetinin trilyonlarca dolara ulaşacağını ve harekete geçilmediği durumdaki maliyetlerin, emisyonları hızla azaltmanın maliyetinden daha yüksek olacağınıortaya koyuyor. New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yer alan Politika Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen anket, ekonomistlerin iklim değişikliği sebebiyle ülkeler arasında ve içindeki eşitsizliklerin artacağına dair endişelerini de dile getiriyor.
Enstitünün iklim değişikliği ekonomisi kapsamında yürüttüğü araştırmaya katılım daveti, en üst düzey akademik dergilerde iklim değişikliğiyle ilgili yayın yapmış tüm ekonomistlere gönderildi. 738 ekonomistin katıldığı anketin, bu alanda çalışan ekonomistlerin iklim değişikliği konusundaki görüşlerine yer verdiği bugüne kadarki en kapsamlı anket olduğu belirtiliyor.
Enstitü’nün strateji direktörlüğünü yapan ve araştırmanın yazarları arasında yer alan Derek Sylvan, “Ekonomistlerin büyük çoğunluğu hızlı emisyon azaltımını destekliyor ve temel teknolojilerin maliyetlerindeki süregelen düşüş konusunda iyimserler. Bu uzmanlar arasında, mevcut durumu korumanın büyük ölçekli enerji dönüşümünden çok daha maliyetli olacağı konusunda net bir fikir birliği bulunuyor” dedi.
Ekonomistlerin iklim değişikliğinin maliyetlerine ilişkin endişeleri, Enstitünün 2015 yılında gerçekleştirdiği son anketten bu yana artış gösteriyor. Ekonomistlerin yaklaşık dörtte üçü (%74), emisyonları azaltmak için “acil ve etkili” şekilde harekete geçmenin gerekli olduğunu öne sürüyor. Bu rakam 2015 yılında 2015’de %50 seviyesindeydi. Araştırmada yer alan ekonomistlerin %98’i etkili şekilde veya “birtakım eylemlerle” harekete geçilmesi gerektiğine inanıyor.
Enstitü’nün ekonomi direktörü olan ve raporun yazarları arasında yer alan Peter Howard, “Kariyerlerini ekonomilerimizi incelemeye adamış insanlar, iklim değişikliğinin maliyeti ve potansiyel yıkıcı etkileri konusunda fikir birliğinde. Bu bulgular, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında acilen harekete geçmenin ekonomik getirilerini net olarak gözler önüne seriyor” diye konuştu.
Bulgular Tek Bir Yönü İşaret Ediyor: Hızla Harekete Geçin
Fosil yakıtların sonlandırılması gibi iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında atılacak adımları geciktirmenin veya önlemenin temel nedenini maliyet oluşturuyor. Ancak araştırmada sunulan kanıtların önemli bölümü, hızla harekete geçilmesi gerekliliğine işaret ediyor. Ankette iklim değişikliği sebebiyle oluşması öngörülen ekonomik zararın, senaryoların birçoğunda 2025 yılına kadar yılda 1,7 trilyon dolara, 2075’e kadar ise yılda yaklaşık 30 trilyon dolara (GSYİH’nin %5’i veya daha fazlası) ulaşacağı konusunda görüş birliği bulunuyor.
Ankette yer alan katılımcıların %76’sı, iklim değişikliğinin belirli yıllarda ekonomik zarar yaratmasının yanı sıra, küresel ekonominin büyüme oranına da zarar vereceğini öngörüyor. Bu durum, emisyonların azaltılması için hızla harekete geçmediğimiz durumda, ekonomik beklentilerde kalıcı bir düşüş görüleceği anlamına geliyor.
Buna karşın, güneş ve rüzgar enerjisi üretim maliyetlerinin düşmesi, emisyon azaltımı maliyetinde hızlı bir düşüşe yol açtı. Araştırmaya katılan ekonomistlerin %65’i diğer temiz teknolojilerde de maliyetlerin benzer şekilde düşeceğini öngörüyor.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…