Karbon ekonomisi ırksal, sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri derinleştiriyor ve istikrarlı bir gelecekle bağdaşmayan bir sistem yaratıyor. Yeni bir dünya inşa edilirken karbon ekonomisinin sonlandırılmasını talep eden mektubu imzalayan 100’ü aşkın ekonomist arasında Yavuz Yaşar da var.
Çeviri: S. Sena Akkoç
Dünyamız, köklü bir geçmişi olan ırkçılıktan COVID-19 salgınına, aşırı eşitsizliklerden ekolojik çöküşe kadar korkunç ve birbirleri ile bağlantılı acil durumlarla karşı karşıya. Ancak içinde bulunduğumuz zamanlar, ekonomik sistemimizin zayıf yönlerini acı verici bir şekilde vurgularken bize onu yeniden hayal etmemiz için bir fırsat da veriyor. Dünyamızı yeniden inşa etmeye çalışırken karbon ekonomisini sona erdirebiliriz ve bunu yapmalıyız.
İklim krizi kol gezerken bile karbon temelli ekonomiye dönme baskısı hâlâ gerçek. Adaletsizliğe dayanan bir ekonominin temel istikrarsızlığı göz önüne alındığında bu baskı daha da tehlikeli bir hal alıyor. Mahsul kıtlığı, su kıtlığı, yükselen gelgitler, orman yangınları, şiddetli hava koşulları, zorunlu göç ve salgınlar gibi büyük ölçekli acıların kaynakları, ısınmakta olan bir dünya ile yakından ilişkili. Örneğin hava kirliliğine maruz kalmak, COVID-19 gibi hastalıklardan kaynaklanan komplikasyon risklerini artırırken ormansızlaşma ve yükselen sıcaklıklar, gelecekteki bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasını daha olası hale getiriyor. Bu sonuçların beyaz olmayan toplumlar, düşük gelirliler, en savunmasız uluslar ve tarihsel olarak marjinalleştirilmiş diğer gruplar tarafından orantısız bir şekilde hissedilmesi tesadüf değil.
Örneğin ABD’deki siyahiler, en yüksek kirli havaya maruz kalma oranlarına sahip olan gruplardan biri. Karbon ekonomisi, istikrarlı bir gelecekle temelde uyumsuz bir sistem yaratarak ırksal, sosyal ve ekonomik eşitsizlikler yaratmakla kalmayıp var olan eşitsizlikleri de güçlendiriyor. Eğer harekete geçemezsek daha da acı verici durumlara ve seçimlere zorlandığımız için şu anda yaşadıklarımız, gelecekte olacakların bir ön gösterimi olabilir. Dahası, iklim değişikliği konusunda yıllardır yalan söyleyen, önemli iklim çözümlerine aktif olarak karşı çıkan ve fosil yakıtlara bağlı bir gelecek için plan yapmaya devam eden fosil yakıt endüstrisini iyi davranışlara çekmeye çalıştığımızı hayal etmek saflık olur.
Bunun yerine, şu anın kendimiz ve çocuklarımız için daha iyi bir gelecek yaratmak fırsatı verdiğini kabul etmeliyiz. Daha adil ve sürdürülebilir bir dünya kurarken ekonomik toparlanmaya giden yolu çizmeye karbon ekonomisini ele alarak başlayabiliriz.
Hükümetler fosil yakıt endüstrisini aşamalı olarak kaldırmalı. Büyük petrol, gaz ve kömür şirketlerine yapılan kurtarma planları ile maddi destekler yalnızca gerekli enerji geçişini geciktiriyor ve piyasaları bozarken bizi karşılayamayacağımız bir geleceğe kilitliyor. Bunun yerine karbon kaynaklarının keşfi ve çıkarılması için yapılan çalışmaların aşamalı olarak kaldırılması; hükümetlerin fonlarını yeşil teknolojiye, altyapıya, sosyal programlara ve iyi işlere yönlendirerek insanlara ve gezegene fayda sağlayan bir ekonomik değişimi teşvik ediyor.
Finansal güç kurumları, fosil yakıt yatırımlarını ve finansmanlarını sona erdirmeli. En büyük bankalarımız, en etkili yatırımcılarımız ve en prestijli üniversitelerimiz fosil yakıt endüstrisinin başarısı için bahis oynadıklarında, tehlikeli mevcut durumu korumak için gereken ekonomik ve sosyal sermayeyi sağlamış oluyorlar. Bu kurumlar fosil yakıt şirketlerinden vazgeçmeli ve sürdürdükleri faaliyetlerin finansmanlarını sonlandırarak kaynaklarını adil ve istikrarlı bir dünyaya yatırmalılar.
İnsanlar daha adil bir ekonomik sistemi savunmak için siyasi güç inşa etmeli. “Her zamanki gibi işe dönüş” hedefiyle bir ekonomik yeniden inşa etmeyi denersek, bir krizin yerine başka bir kriz koyacağız. Bunun yerine, bir kriz vurduğunda felaketin toplumun fay hattı boyunca büyüdüğünü ve afetlere hazırlıklı olmadığımızda eylemsizliğin maliyetinin en savunmasız grupların üstlendiğinin farkında olmalıyız. Yeşil bir iyileşme, daha esnek ve canlandırıcı bir toplum yaratarak ihtiyaç sahibi olanları kalkındırabilir ve kalkınmalıdır da.
Modern sistemimizin kalbindeki adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya çalışırken karbon ekonomisini ortadan kaldıran ve daha yeşil bir dünya getiren büyük ölçekli bir ekonomik dönüşümü gerçekleştirerek bir ekonomik iyileşme süreci başlatma fırsatına sahibiz. Aşağıda imzası bulunan ekonomi uzmanları olarak, politikacılarımızı hem dünyamızı yeniden inşa etmede iklim eyleminin oynaması gereken rolü hem de toplumun sağlıklı bir ekonomi ve sağlıklı bir gezegene olan ihtiyacını kabul etmeye çağırıyoruz.
Bu mektup 100’den fazla ekonomist tarafından imzalandı. İmzacıların tam listesine buradan bakabilirsiniz.
Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.