Akbelen Ormanı’nda bir araya gelen ekoloji örgütleri ve İkizköylüler, şirketler cebini dolduracak diye daha fazla açlığa, sefalete sürüklenmeyi kabul etmeyeceklerini duyurdu.
Ekoloji örgütleri ve yaşam savunucuları Akbelen Ormanı’nda devam eden maden ocağı çalışmalarına dikkat çekmek için bir araya geldi. İstanbul ve İzmir’den de ekoloji örgütlerinin destek verdiği eyleme, İkizköylüler de katıldı. “Akbelen’den vazgeçmiyoruz”, “Akbelen’de zeytinlik kanunu uygula” dövizleri taşınırken, sık sık, ”Havama suyuma dokunma”, “Diren direne kazanacağız” sloganları atıldı.
Basın metnini okuyan İkizköy sakinlerinden Esra Işık, topraklarını, zeytinliklerini, ormanlarını ve köylerini madenden kurtarmak için direnişlerinin beşinci yılını geride bıraktıklarını belirterek, “Köylüler olarak yıllardır gördüğümüz zulüm, hepinizin gözleri önünde yaşandı ve artarak yaşanmaya devam ediyor” dedi.
Sadece topraklarını, ağaçlarını ve yaşamlarını savundukları için şirketin, jandarmanın baskısı ve şiddetine maruz kaldıklarını belirten Işık, “En sonunda da yaşamlarımıza tamamen çöken, hayatlarımızı gasp eden ‘acele kamulaştırma’ kararına imza atıldığında, dünyamız başımıza yıkıldı. Çünkü bu karar önce İkizköy’ün, Karacahisar’ın, Çamköy’ün; sonra da geride kalan 40’a yakın köyün ölüm fermanıydı. İçimiz kan ağladı ama çaresizliğe teslim olmadık. Çünkü biz çareyi, umudu, gücü direnmekte bulduk diyerek, verilen bu haksız hukuksuz karara karşı hukuki ve fiili mücadele hazırlıklarına başladık. Hemen ardından iki gün sonra öğrendik ki; baştan çok büyük hata yapılan, hiç çıkmaması gereken bu karar acele bir şekilde kaldırılmış” diye konuştu.
Kaldırılan “acele kamulaştırma” kararı, tüm sebeplerin, tüm hesapların, tüm konuşulanların ötesinde; Akbelen’in kırılmayan iradesinin, vazgeçmeyen inadının, bitmeyen direnişinin bir sonucu olduğuna dikkati çeken Işık, mutluluktan gözyaşı dökmenin yanı sıra, ne yazık ki hala derin bir nefes alamadıklarını söyledi. Işık, “Çünkü bugüne kadar yaşadıklarımız, gördüklerimiz; kuşkumuzu sevincimizden ağır kılıyor. Devam eden haksız hukuksuz kararlar, verilen cezalar ve görevini yapmayan kurumlar ile köyümüz hala madenin yoğun tehdidi altında. Duvarları çatlamış, kolonları yarılmış evlerimizin, ahırlarımızın içinde yaşarken; zeytinlerimizi, topraklarımızı, geçim kaynaklarımızı maden tehdit etmeye devam ederken, iptal edilen kararın yine başımıza gelmeyeceğine nasıl güvenebiliriz? Bir daha tek bir imzayla yaşamlarımızın gasp edilmeyeceğine nasıl inanabiliriz?” diye sordu.
Şirketler cebini dolduracak diye daha fazla açlığa, sefalete sürüklenmeyi kabul etmediklerini kaydeden Işık, kimsenin kendilerini köylerinden süremeyeceklerini ifade etti. Işık, “Köklerimizi bu topraklardan sökemeyeceksiniz. Bize yaşatılanlara karşı daima dimdik ayakta olacağız. Buradan tüm yetkililere sesleniyoruz: Artık biz köylülerin verdiği yaşam mücadelesinin hakkını teslim edin. Köylerimizi rahat bırakın. Tarım arazilerimizi, zeytinlerimizi rahat bırakın. Yaşamlarımızı rahat bırakın. İkizköy’e yapılan yanlışlardan geri dönün. Hukuksuzluklarınızdan geri dönün. Zeytincilik kanununu uygulayın. Toprak Koruma Kanununu uygulayın. Bize her gün depremi yaşatan, yarın öbür gün evimizi başımıza yıkacak dinamit patlatmalarını durdurun. Köylerimize doğru genişleyen bu madeni hemen durdurun. Sakın unutmayın; Siz durmadan biz de asla durmayacağız. Çünkü biz bitti demedik. Çünkü biz bitti demeden bu dava bitmez” diye konuştu.