Agrivoltaikler, tarım alanlarına güneş panellerinin yerleştirilmesiyle kurak arazilerin verimliliğini artıracak ve üreticilere ek gelir sağlayacak.
YAZI: Emma BRYCE
ÇEVİRİ: Ece KAHRAMAN
Arizona’nın Sonoran Çölü’ndeki kurak arazilerde, güneş panellerinin gölgesinde yemyeşil domates fideleri, biberler, havuçlar, pazı ve bezelyeler yetişiyor. Güneş panelleri aynı zamanda topraktaki nemin korunmasına da yardımcı oluyor.
Burası gıda ve temiz enerji üretimi süreçlerini birleştiren agrivoltaiklerin çalışma prensibinin test edildiği sayılı bölgelerden biri. Bu teknolojik gelişme, bu yıl tarım alanındaki süreçlerimizi baştan sona değiştirebilir.
Göreceli olarak oldukça basit olan bu teknoloji, tüm zamanların en temel iki problemine çözüm öneriyor: Birincisi; gıda üretiminin artması. Bu sayede 2050 yılında 9.8 milyar insan beslenebilecek. İkincisi ise; fosil yakıtlardan temiz enerjiye geçiş yapılması. Her ikisinde de giderek daha az toprağa ihtiyaç duyulacak. Güneş panellerinin altında ürün yetiştirmek aynı zamanda sudan tasarruf edilmesine, kuru ve sıcak bölgelerde üretim yapılmasına olanak sağlıyor. Bloomberg New Energy Finance verilerine göre 2019’da, güneş paneli fiyatlarının %15 oranında düşmesi ile agrivoltaikler tarım alanında bir standart haline gelecek.
Güneş panelleri ve bitkilerin bir araya getirilmesi, gıda üretiminin yanı sıra yenilenebilir enerji üretimini de olumlu yönde etkileyebilir. Normalde 25 derece ve daha üzeri bir sıcaklığa ulaştığında güneş panellerinin verimi düşüyor. Fakat Sonoran Çölü’ndeki projenin liderliğini yapan ve aynı zamanda Arizona Üniversitesi’nde biyocoğrafya üzerine çalışmalar yapan Greg Barron-Gafford’un aktardığı bulgulara göre panellerin altında yetişen bitkiler ‘buharlaştırarak soğutma etkisi’ yaratıyor ve ısıyı düşürerek verimliliği artırıyor.
Yapılan diğer projeler agrivoltaiklerin alandan tasarruf sağlama konusundaki potansiyelini de ortaya çıkarıyor. Almanya’da 2.4 hektarlık alanda devam eden APV-RESOLA isimli projeden elde edilen bulgulara göre güneş panelleri ve tarım alanı bir araya getirildiğinde; üretim % 80 seviyesinde devam ettirilirken, % 60’tan fazla alan tasarrufu sağlanıyor (Birim alandaki toplam verimlilik ölçüldüğünde).
ABD, Almanya, Fransa, Çin ve Japonya’da biber tarlalarına kurulmuş yüzlerce agrivoltaik tesis var ve bu projeler, onlardan sadece ikisi. Sadece Japonya’da son yıllarda, özellikle ülkenin en kurak bölgelerinde binden fazla agrivoltaik tesis kuruldu.
APV-Resola proje yöneticisi ve Fraunhofer Institute for Solar Systems çalışanı Max Trommsdorff “Bundan sadece sekiz yıl önce küresel anlamda neredeyse hiçbir çalışma yoktu” diyor ve ekliyor: “Bugün agrivoltaiklerden yaklaşık 2 gigawatt enerji üretiyoruz. Bu yaklaşık 1.5 milyon evin enerji ihtiyacını karşılamaya yetebilir.”
Önümüzdeki yıl bu rakam, hükümetlerin dikkatini agrivoltaiklere çekecek kadar büyüyecek. Fransız hükümeti 2019 yılında daha geniş yenilenebilir enerji desteği kapsamında agrivoltaik projeler için açılacak ihale sayısının iki katına çıkacağını söylüyor.
ABD Enerji Bakanlığı’nın desteklediği InSPIRE isimli proje, var olan agrivoltaik tesisler arasında bir ağ kurmayı amaçlıyor. Ağa dahil olan tesislerden; üretilen enerji miktarı, güneş panelleri altında hangi ürünlerin yetiştiği ve ne kadar su tasarrufu edildiği dahil pek çok veri toplanıyor. An itibariyle veri tabanında 18 projenin verisi bulunuyor. Projenin Porto Riko, Endonezya ve diğer ülkelerdeki tesisleri kapsayacak şekilde büyümesi planlanıyor.
ABD Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı çalışanı ve aynı zamanda projeye dahil olan Jordan Macknick, “2019’da araştırma tesislerinin sayısını inanılmaz bir hızla artırıyoruz” diyor. “Umuyoruz bu proje dünyanın her yerindeki insanlar için temel bir veri kaynağı olmayı başarır. Güneş enerjisi ve tarımı birleştiren bu yapının önümüzdeki günlerde daha çok dikkat çekeceğini düşünüyorum.”
InSPIRE projesinin bir parçası olan Sonoran Çölü Projesini yöneten Barron-Gafford, 2019’da agrivoltaiklerin yükselişe geçmesi için bir nedenin daha olduğunu düşünüyor: 2018 yılında pek çok ülkede hava sıcaklıklarının rekor düzeylere ulaşması.
Barron-Gafford, “Eğer sudan tasarruf etmenizi sağlayacak bir şey yaparsanız, bu birilerinin dikkatini çekecektir. Eğer buna yenilenebilir enerji gibi bir sabit gelir kaynağı ekleyebilirseniz, o zaman çiftçiler fikrinizi sevecektir” diyor. “Gerçek şu ki, bugünün zorlu iklim şartlarında ortaya atılacak yenilikçi çözümler gerçekten dikkat çekici olacaktır.”
WIRED’da yayımlanan yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…