Finansmanının %85’inden fazlası özel sektöre yönlendirildi ve %55’i sürdürülebilirliği destekleyen projelere ayrıldı.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), özel sektörün COVID-19’dan toparlanmasını ve ülkenin “yeşile” geçişini destekleyerek, Türkiye‘deki yatırımını 2021’de 2 milyar euroya yükseltti. Banka finansmanının %85’inden fazlası özel sektöre yönlendirildi ve %55’i sürdürülebilirliği destekleyen projelere ayrıldı.
EBRD, kendi finansmanını düzenlemenin yanı sıra, 2021’de diğer kaynaklardan neredeyse rekor düzeyde olan 572 milyon euroyu harekete geçirdi.
EBRD Türkiye Genel Müdürü Arvid Tuerkner şunları söyledi: “COVID-19 pandemisi azalmazken ve döviz hareketliliği özel sektörün toparlanma kabiliyetini etkilerken, EBRD’nin ekonomi için finansmanı her zamankinden daha önemli. Zor zamanlarda, ekonomik kalkınma kazanımlarını korumaya ve Türkiye’nin pandemiden çevreci ve kapsayıcı ekonomik toparlanması için fırsatlar yaratmaya odaklanıyoruz.”
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasının EBRD ve diğer yatırımcılar tarafından daha yeşil yatırımların önünü açacağını da sözlerine ekledi.
Odak Noktası “Sürdürülebilirlik”
Geçen yıl, giderek daha fazla hükümet otomotiv endüstrisini karbondan arındırmak için harekete geçerken, EBRD, Türkiye’yi ticari elektrikli araç (EV) üretimi için bir Avrupa merkezi haline gelmesinde destekledi. Banka, ABD’li otomobil üreticisi Ford ile Türkiye’den Koç Holding’in ortak girişimi olan Ford Otosan’a, Avrupa pazarına bir tonluk yeni nesil ticari araçlar için, tamamen elektrikli ve plug-in hibrit çeşitlerin üretimini finanse etmek amacıyla 650 milyon Euro’luk sendikasyon kredisi sağladı.
Çevresel açıdan sürdürülebilir üç yıllık bir yatırım programını desteklemek için Türkiye’nin lider beyaz eşya üreticisi Arçelik, EBRD’den ayrıca 150 milyon € kredi aldı. Kredi Piyasası Birliği’nin Yeşil Kredi İlkeleri’ne uygun olarak yapılandırılmış kredinin bir dilimi, Türk imalat sektörüne dışarıdan tanımlanan ilk yeşil kredi.
Yenilenebilir enerji finansmanında kilit sağlayıcı rolünü bir kez daha teyit eden Banka, Aydem Yenilenebilir Enerji’ninyeşil tahviline yatırım yaptı ve yenilenebilir enerji odaklı bir Türk-Alman girişimi olan Borusan EnBW Enerji’ye kredi verdi. EBRD’nin yardımıyla Borusan, ülkenin yenilenebilir enerji santralına entegre edilmiş ilk şebeke ölçekli pil depolama ünitelerinden birini tasarlamaya ve devreye almaya hazırlanıyor.
Ayrıca, 2021-25 için kapsamlı bir yatırım planını finanse etmek üzere Enerjisa Enerji’ye yeni bir EBRD kredisi sağlandı. Akıllı ölçüm ve akıllı şebeke sistemlerinin tanıtılması, ağın dijitalleştirilmesi, güç kaynağının güvenilirliğinde iyileştirmeler, yenilenebilir enerjilerin entegrasyonu, çevre, sağlık ve güvenlik önlemleri dahil.
EBRD Ticareti Kolaylaştırma Programı ve kredi hatları aracılığıyla dokuz banka ve finansal kiralama şirketine 826 milyon euro aktardı. Finansmanın %36’sı yeşil projelere ayrıldı.
Buna ek olarak, EBRD Yönetim Kurulu, finansal kurumlar tarafından sürdürülebilirlik iyileştirmelerine yatırım yapan firmalara fon sağlayacak 500 milyon Euro’luk yenilikçi bir Yeşil Ekonomi Finansman Kolaylığını onayladı. Çerçeve kapsamındaki ilk yatırım 2022’nin ilk çeyreğinde yapılacak.
Kamusal Yeşil Gündem
Sürdürülebilirlik, Banka’nın kamu sektöründeki yatırımlarının da odak noktası oldu.
EBRD’nin, Ispartakule-Çerkezköy demiryolu hattı için sağladığı 150 milyon Euro’luk finansman, Türkiye’yi Bulgaristan üzerinden Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı’na bağlamaya yardımcı olacak ve özel sektör için fırsatlar yaratarak demiryollarının reformuna katkıda bulunacak.
Banka ayrıca İzmir’deki yeni Buca metro hattını ve Mersin’de modern ve daha temiz otobüs alımını finanse etti. Gaziantep’te, şehrin belediye binalarının çoğuna güneş enerjisi ile güç sağlama hedefini desteklemek için beş şebeke bağlantılı güneş fotovoltaik santralının inşası için kredi sağladı.
İstanbul ve Gaziantep, İzmir ve Ankara örneklerini izleyerek kentsel sürdürülebilirlik programı EBRD Yeşil Şehirlerekatılarak yeşil çözümlere yönelik yatırımlarını hızlandırmaya karar verdi.
Otoriterliğe Destek Eleştirisi
Sözcü’nün FT’ye dayandırdığı habere göre; İngiliz Financial Times gazetesinde Laura Pitel ve Sam Fleming imzasıyla yayımlanan “EBRD hâlâ özgürlüğü mü finanse ediyor?” başlıklı yazıda, demokrasi yanlısı ilkelerine rağmen EBRD’nin yılda 10 milyar Euroyu bulan kredilerinin önemli bölümünün otoriter liderlere sahip ülkelere gittiği belirtildi.
Yatırım koşullarının elverişsizliğine, enflasyonun artışına, muhalefet partilerinin AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın artan otoriterliği ve dengesiz ekonomi politikaları konusundaki uyarılarına rağmen EBRD Başkanı Odile Renaud-Basso’nun geçen yıl Erdoğan’ı sarayında ziyaret ettiğini ve ziyaretin birkaç hafta sonrasında Türkiye’ye yüzlerce milyon Euroluk yeni kredi açtığını belirten FT, 2021’de Türkiye’nin EBRD’den en fazla kredi alan ülke olduğuna işaret etti.
EBRD’nin Türkiye, Mısır, Belarus ve Kazakistan gibi anti-demokratik ve otoriter gerileme yaşanan ülkelerde faaliyet gösterdiği belirtilen yazıda, EBRD’nin ya kuruluş anlaşmasındaki demokrasi yanlısı ilkeyi kaldırması ya da faaliyet alanlarını yeniden değerlendirmesi gerektiği yönünde eleştiriler olduğu aktarıldı.
EBRD’nin mevcut kredi pratiklerinin, sadece gerçek demokrasiye sahip ülkelerle çalışma ilkesiyle ağır şekilde uyumsuz olduğunu belirten Harvard Üniversitesi’nden Dani Rodrik, çok uluslu kredi kurumlarının açık siyasi kriterlere sahip olup olmaması gerektiği konusunun tartışılması gerektiğini söyledi.
EBRD’nin demokrasiye açık bir bağlılıkla kurulduğunu ekleyen Rodrik, ‘EBRD’nin 1. madde yokmuş gibi hareket etmesi için çok az gerekçe var’ dedi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MİT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, sadece EBRD değil diğer kamu mülkiyetindeki bankaların da ülkesindeki durumdan biraz sorumlu olduğunu dile getirdi.
“Türkiye’nin kurumları tehlikeli bir noktaya geldi, bunun bir nedeni de kötü makroekonomik politikaların, ülkeye on yıldan fazla bir süredir akan dış fonlarla destekleniyor olması’ diyen Acemoğlu ‘Bence EBRD, IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere dünyadaki tüm finans kurumları, otoriter liderlere ne zaman ve nasıl borç verecekleri konusunda çok daha sıkı standartlara sahip olmalı” ifadelerini kullandı.