COP27’de kömürden çıkışa dair net bir karar alınmaması ve Türkiye’nin açıkladığı yeni iklim hedefi, change.org Türkiye’de iklim kampanyaları yürüten genç iklim aktivistlerini bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı.
İklim krizine karşı yapılan planların güçlendirilmesi ve bunların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı, 6-18 Kasım tarihlerinde 195 ülkeden 40 bin kişinin ve 100’den fazla devlet lideri ve politika yapıcının katılımıyla Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde gerçekleşti. Bu sene “Uygulanma İçin Birlikte” sloganıyla yola çıkan ve Afrika COP’u olarak anılan zirvenin ana gündemleri seragazı emisyonu azaltım taahhütleri, iklim krizine uyum politikaları, kayıp ve zararlar ve iklim tazminatıydı.
Konferansın ilk gününde iklim değişikliğinden kaynaklanan kayıplar ve zararlar konusu resmi olarak konferans gündemine eklense de zirve sonunda kurulan kayıp ve zarar fonuna dair detaylar açıklığa kavuşmadı, konuya dair tartışmalı kararlar seneye bırakıldı.
Zirvenin ikinci haftasında Türkiye’nin yeni iklim hedefi de açıklandı. Bakan Murat Kurum, 2030 yılı için daha önce %21 olarak açıklanan artıştan azaltım emisyon hedefini %41’e yükselttiklerini, Türkiye’nin emisyon pik yılını 2038 olarak belirlediklerini söyledi. Uzmanlar, “%41 artıştan azaltım” hedefinin, 2030’a kadar %30’dan fazla emisyon artışına neden olacağını vurguladılar. Bu hedefinin ardından Türkiye, Avrupa İklim Eylem Ağı tarafından iklim müzakerelerini tıkayan ülkelere ve kuruluşlara verilen Günün Fosili Ödülü’nü kazandı.
COP27’nin ardından çıkan sonuç metninde Glasgow Paktı’nda da belirtildiği gibi, “etkisi azaltılmamış (unabated) kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak sonlandırılması” ifadelerine yer verilirken Hindistan gibi bazı ülkelerin “tüm fosil yakıtlardan kademeli çıkış veya en azından kademeli azaltım” talepleri karşılık bulmadı. Uzmanlar ve genç iklim aktivistleri bu kararları iklim krizi ile gerçek mücadele için yeterli bulmadı.
İklim İçin Gençlik ekibinden Resul Hüseynzade, İklim İçin Gençlik ekibi olarak change.org/komurdencikis adresinde Türkiye’nin en geç 2030’a kadar kömürden çıkmasını talep eden bir kampanya yürüttüklerini ve imza sayısının 15 bini geçtiğini hatırlatırken kömürden çıkışa dair net bir taahhüdün verilmediği COP27’nin kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Hüseynzade, “Özellikle Türkiye’nin azaltım yerine emisyonları artırma üzerine olan açıklaması durumun daha da kötüleşmesine neden oluyor. Türkiye’nin 2030 yılına kadar %35 mutlak azaltım yapması mümkün, bilim bunun uygulanabilir olduğu kanıtladı, hatta elektrik üretiminde bile tamamen kömürden çıkış yapılabilir. Biz gençler bu yok oluşu kabul etmiyoruz ve acilen net %35 hedefinin açıklanmasını ve tüm fosil yakıtlardan çıkılmasını talep ediyoruz” dedi.
İklim Öncüleri ekibinden Alen Zinzal da COP27’nin beklentilerini karşılamadığını ifade etti. Zirvenin hemen öncesinde yayımlanan BM Sentez Raporu’nun sonuçlarını vurgulayan Zinzal, “Rapor, Paris Anlaşması’na taraf olan 193 ülkenin toplam iklim taahhütlerinin, yüzyılın sonuna kadar yaklaşık 2,5 derecelik ısınmaya sebep olabileceğini ortaya koydu. Yürütülen kampanyalara, yapılan çağrılara ve bilimsel kanıtlara rağmen Türkiye, emisyonlarını azaltmak yerine artıracağını açıkladı. Türkiye’nin, uzman STK’lar ve gençler tarafından ortaya konan %35 mutlak emisyon azaltımını rahatlıkla yapabileceğini söylemeye artık lüzum yok, pek çok kez tekrarladık. Ayrıca,dünyanın en yüksek emisyon üreten 59 ülkesinin incelendiği İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) 2023 raporuna göre, Türkiye geçen yıla göre altı sıra gerileyerek 47’nci sıraya düştü ve düşük performans gösteren ülke olarak derecelendirildi. Talebimiz gayet açık ve net, bunun karar alıcılara ulaştığını da biliyoruz. Bu vurdumduymazlık sürerse, bugün en büyük kârları elde eden şirketler dahi çöküşe uğrayacaklar. Unutmayın ki, dünyayı kurtaracak olan kâr değil, insanlardır” diye konuştu.