Bankaların, Amazon Yağmur Ormanları’nı yok eden, iklimi istikrarsızlaştıran ve yerli halkların topraklarını ve geçimlerini etkileyen projelerde yer alan petrol ve gaz şirketlerine milyarlarca dolar finansman sağladığı iddia ediliyor.
Bankalar, bozulmamış ormanları, biyolojik çeşitlilik sıcak noktalarını, yerli toprakları ve doğa rezervlerini korumaya yardımcı olan etik politikalar izlediklerini söylüyor. Ancak çalışma, belirtilen hedefleri izleme ve gerçekleştirme yetenekleri üzerinde coğrafi ve teknik sınırlamalar bulduğunu aktarıyor.
Rapor, gözlemci kuruluş Stand.earth ve Amazon Havzası Yerli Örgütleri Koordinasyon Kurulu (COICA) tarafından hazırlandı. Kuruluşlar, Güney Amerika biyomunda fosil yakıt işletmecilerinin önde gelen beş fon sağlayıcısının çevresel ve sosyal yönetişim (ESG) taahhütlerinin kapsamını haritalandırdı. Citibank, JPMorgan Chase, Itaú Unibanco, Santander ve Bank of America’nın toplamı bu sektördeki şirketlere verilen kredilerin yarısından fazlasını oluşturuyor.
Analiz, Amazon’un ortalama %71’inin beş bankanın iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik, orman örtüsü ve Yerli halkların ve yerel toplulukların haklarına ilişkin risk yönetimi politikaları tarafından etkili bir şekilde korunmadığını ortaya çıkardı.
Açıklar şirketten şirkete önemli ölçüde değişiyor. Yelpazenin bir ucunda JPMorgan Chase yer alıyor. Raporun yazarlarına göre banka biyoçeşitliliğin korunmasının Amazon’un yalnızca %2’sini kapsayan Unesco dünya mirası alanları için geçerli olduğunu savunuyor. Geriye kalan kısımlarda petrol ve doğalgaz aramaları için bu korumanın dikkate alınması ise pek olası görünmüyor.
Bir zamanlar bölgedeki yıkıcı projelerin ana fon sağlayıcılarından biri olan ancak Aralık 2022’de Amazon’u %100 hariç tutma politikasını benimsediğinden bu yana herhangi bir finansman sağlamayan İngiliz bankası HSBC ise çalışma tarafından övülüyor.
Bazı bankalar, madencilik endüstrilerini daha sorumlu politikalar benimsemeye teşvik ederek olumlu bir rol oynadıklarını iddia ediyor. Ancak raporun yazarlarına göre, banka kredisi düzenlemeleri uzun vadeli ilişkiler ve potansiyel etki içerse de, büyük beşlinin finansmanının çoğunluğu konsorsiyum tahvili şeklinde geliyor ki bu da, İspanyol Bankası Santander örneğin de olduğu gibi, şeffaflık sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Yazarlar, ESG’lerin ne denli hariç tutulduğunu belirlemek için Stand’ın Amazon Banks Veritabanını kullanarak Amazon’da son 20 yılda 280 banka tarafından gerçekleştirilen petrol ve gaz faaliyetlerini içeren 560 işlemi inceledi.
Çalışmaya göre, İki Kuzey Amerika bankası olan Citibank ve JPMorgan Chase, Amazon’da petrol ve gaz projeleri işleten şirketlere en fazla sermayeyi (sırasıyla 2,43 milyar dolar ve 2,42 milyar dolar) sağlayan ilk iki banka. JPMorgan Chase yakın zamanda kurumların projeleri finanse ederken çevresel ve sosyal riskleri yönetmeleri için kurulan Ekvator Prensipleri Birliği’nden çekilmişti.
Rapora göre, son 20 yılın en büyük üçüncü finansörü Brezilyalı Itaú Unibanco olurken, veritabanı bankanın Eneva, Frontera, Geopark, Petrobras, Petroquimica Comodoro Rivadavia ve Transportadora de Gas del Perú’nun projelerini finanse ettiğini gösteriyor.
Santander ise, Avrupa’nın Amazon’daki en büyük petrol ve gaz finansörü konumunda. Bunun yanı sıra 2009 ile 2023 yılları arasında sağladığı yaklaşık 1,4 milyar dolarlık doğrudan finansmanla dünyanın bu bölge kapsamında dördüncü büyük petrol ve gaz finansörü.
Beşinci sırada ise Bank of America bulunuyor. Rapora göre bahsi geçen banka geçen yıl Amazon’un bir numaralı petrol ve gaz finansörü oldu ve işlemlerin %99’unu konsorsiyum tahvilleri şeklinde gerçekleştirdi; bu da bu anlaşmaların gelişmiş ESG taramasına tabi tutulmayacağı anlamına geliyor.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…