“Yeşil dönüşüm” hareketi hiç kuşkusuz ki beraberinde önemli bir finansman ve bilgi birikimi de gerektiriyor. Bu iki temel faktör, önümüzdeki dönemde küresel ekonomiyi sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmenin anahtar kelimeleri olacaktır.
YAZI: Arif ERGİN, Lead Marketing Consultant, Turkey Sustainable Energy Financing Facility (TurSEFF)
Dünya nüfusu hızla artarken ihtiyaçlar da buna paralel olarak artıyor. Daha çok ürün, daha çok gıda ve daha çok su ihtiyacı, zaten kıt olan kaynaklar üzerinde büyük bir baskı yaratmış durumda. Bununla birlikte artan nüfusun büyük kısmı artık şehirlerde yaşıyor ve şehirde yaşama oranı her geçen gün yükseliyor. Şehirlerin artan barınma, toplu taşıma, temiz su, gıda ve enerji ihtiyacını zaten baskı altında olan kaynaklarla karşılamanın tek yolu ise verimli teknolojilere ve sürdürülebilir sistemlere yatırım yapmak. Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TurSEFF), bu amaçla geliştirilmiş bir program. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından 2010 yılında başlatılan Tur-SEFF, kamu ve özel sektör tarafından geliştirilen sürdürülebilir enerji ve kaynak verimliliği projelerine kredi veya leasing seçenekleriyle finansman ve teknik destek sağlıyor ve program kapsamındaki teknik destekler Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse ediliyor. TurSEFF, başladığı tarihten bugüne, başta KOBİ’ler olmak üzere özel sektör ve belediyelerin sürdürülebilirlik konseptinde geliştirdikleri 1800’den fazla projeye 660 milyon euroyu aşan bir finansman sağlayarak çok önemli ekonomik ve çevresel faydalar sağlanmasına katkıda bulundu. Bu faydaları herkesin anlayabileceği bir şekilde ifade etmek gerekirse, bugüne kadar geliştirilen projelerle elde edilen temiz enerji, 1 milyona yakın hanenin yıllık elektrik ihtiyacına denk. Ve geliştirilen projelerle elde edilen karbon emisyonu azaltımı, 1 milyondan fazla otomobilin her yıl yol açtığı karbon emisyonuna tekabül ediyor.
TurSEFF’in kapsamı; KOBİ’lerin elektrik motoru değişiminden, çatı ve arazi tipi güneş enerjisi yatırımlarına, büyük işletmelerin ESCO aracılığıyla yaptığı sürdürülebilir enerji projelerinden, belediyelerin toplu taşıma, içme suyu, atık su ve enerji yatırımlarına kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilirliğin tüm bileşenlerini kapsıyor.
Bu kapsamda TurSEFF, pandemi döneminde de faaliyetlerine devam etti. Bu dönem, özellikle su, tarım, enerji gibi alanlarda kaynakların verimli kullanılmasının öneminin açıkça görüldüğü bir dönemdi. Dolayısıyla TurSEFF’in öncelikleri de atıktan enerji, güneş enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji projeleri gibi sürdürülebilirlik projelerinin finansmanı ve farkındalık artırma faaliyetleri organize edilmesi gibi başlıklar oldu. Geçtiğimiz yıl yapılan yasal düzenlemelerin de katkısıyla çatı tipi güneş enerjisi yatırımları ve hibrid yenilenebilir enerji projeleri piyasanın diğer odak alanları haline geldi ve buna paralel olarak TurSEFF de pandemi döneminin olumsuz koşullarında temiz enerjiye geçiş çalışmalarına hız verdi.
Tedarik Zincirlerinin Kısaltılması
Yoğun olarak evde kaldığımız bu dönemlerde de çevrimiçi eğitimler, se minerler ve çalıştaylar düzenleyerek yeni sürdürülebilirlik yatırımları için verimli ve uygun bir atmosfer yaratmak için farkındalık artırıcı çalışmalara devam edildi. Yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik “Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları” (YETA) çalıştayları düzenlendi ve bu alandaki yatırım potansiyeli ve alternatif finansal çözümler sektör oyuncularıyla paylaşıldı. Ancak, pandemi döneminde dünyada ve döviz kurlarında yaşanan belirsizlik, kaynak verimliliği yatırımlarında gecikmelere neden oldu. Öte yandan, hem ekonominin rekabetçiliğini ve direncini artıracak hem de ürünlerin lojistiğinde karbon ayakizini azaltacak olan “tedarik zincirlerinin kısaltılması” konusu, pandemi döneminde önemi en çok kavranan ve odaklanılan konulardan biri haline geldi. Bu dönemde TurSEFF, çeşitli eğitim ve seminerlerle yatırımcılara yol gösterici bir misyon üstlendi ve maliyetlerin düşürülmesi ile rekabet gücünün artırılmasında verimlilik yatırımlarının rolünü vurgulayan eğitim ve seminerlere hız verdi. Tedarik zincirinin kısaltılması konusu, pandemi sonrası ekonominin toparlanması için en etkili faktörlerden biri olan ihracat olanaklarının artmasını sağlayabilecek çok önemli konulardan biri olarak öne çıkıyor. Türk firmalarının Avrupa pazarı için lojistik avantajlarının yanı sıra bu pazara giriş imkanlarının artması için yeşil yatırımlara öncelik vermesi de büyük önem taşıyor. Öte yandan, özellikle evde kaldığımız bu dönemden en çok etkilenen nüfus grupları için yeni istihdam olanakları yaratabilecek ısı yalıtımı projeleri ve benzeri gibi, binalarda enerji verimliliği iyileştirmeleri de önemli bir ekonomik potansiyele sahip.
Bu noktada TurSEFF, küresel krizin yol açtığı durgunluğu “yeşil dönüşüm” için bir fırsata çevirmek amacıyla işletmelere yeşil projeler ve bu projelerin sürdürülebilir büyüme için avantajları konusunda seminer ve eğitimler vermeye devam ediyor. TurSEFF faaliyete başladığı günden bu yana sürdürülebilir enerji ve kaynak verimliliği projelerini hayata geçirmeye odaklanan finansal çözümler geliştiriyor ve bu finansal çözümler TurSEFF anlaşmalı banka ve leasing kurumlarının ürün yelpazeleri arasında finansal ürünler olarak yerlerini alıyor. TurSEFF, teknik destekli yeşil finansman çözümleri ile Türkiye ekonomisine desteğini önümüzdeki dönemde de sürdürmeye devam edecek.
Yeşil Tahviller Önem Kazanıyor
AB Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm ile ilgili benzer uluslararası eğilimler, finans ve reel sektörün yeşil projelere ilişkin farkındalığını artırmış durumda. Küresel eğilime paralel olarak, Türk finans sektörü yeşil yatırımları finanse etmenin avantajlarını fark etti. Türkiye’de birçok banka şimdi Yeşil Tahvil yaklaşımlarını yayımlıyor. Hatta bir kısmı ihraç etmeye başladı bile.
Öte yandan, iklim finansmanının daha uzun vadeli olması gerekiyor. Mevduatlar, bankacılık sektörünün temel fon kaynağı olarak bankacılığın %57’sini oluşturuyorlar ve ortalama vadeleri 90 günden kısa. Bu da iklim yatırımlarının finansmanındaki en önemli engellerden biri. Dolayısıyla iklim yatırımlarını finanse etmede yeşil tahvillerin önemi giderek artıyor. Özellikle belediyelerin ve kamunun yapacağı ısıtma, soğutma ve ulaştırmanın karbon ayakizinin azaltılması ile su ve atık yönetimi altyapısı için gerekli büyük ölçekli yatırımlarda yeşil tahviller önemli bir finansman aracı. TurSEFF, bu alanda farkındalığın artmasını destekleyerek diğer kurumların da yeşil tahvil ihraç etmelerini teşvik ediyor. TurSEFF, 2010’daki lansmanından sonra, EBRD’nin daha büyük yeşil yatırımlara odaklanan MidSEFF projesi ve konutlarda enerji verimliliği yatırımları için geliştirdiği TuREEFF projesi gibi diğer paralel projeler arasında bir sinerji yaratarak sürdürülebilirlik yatırımlarının hayata geçirilmesinde önemli bir katalizör rolü oynadı. Bu üç ‘SEFF’ projesi ile özel sektör yatırımları için sağlanan toplam kaldıraç etkisi 2 milyar euroyu aştı. Bugün artık 10. yılı geride bırakmış bir proje olarak, bu çabalarda yalnız olmadığımızı ve başka organizasyonların da yeşil ekonomi ve finansmanına odaklandığını mutlulukla görüyoruz.
Dünya, temel motivasyonun “sürdürülebilirlik” ve “yeşil”in olacağı yeni bir çağın kıyısında. Bu dönemde beklenen yeşil dönüşümün en önemli kılavuzlarından birinin AB Yeşil Mutabakatı olacağına inanıyoruz. AB, Yeşil Mutabakat eylem planını açıklayarak iklim krizinin olumsuz etkilerini hafifletmek ve gezegenimizin kaynaklarını verimli kullanmak için somut hedefler belirledi. AB ülkeleri bu plana göre çalışmaya başlayarak 2050 yılına kadar net sıfır seragazı emisyonu hedefine ulaşacaklar.
Bu muazzam “yeşil dönüşüm” hareketi hiç kuşkusuz ki beraberinde önemli bir finansman ve bilgi birikimi de gerektiriyor. Bu iki temel faktör, önümüzdeki dönemde küresel ekonomiyi sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmenin anahtar kelimeleri olacaktır. Sürdürülebilir yatırımlar için TurSEFF gibi finansman ve teknik bilgiyi birlikte sunma imkanına sahip oluşumlar, sadece finans sektörü için değil, reel sektör için de öncü örnek projeler üreterek bu dönüşümde katalizör rolü oynamaya devam edecektir.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…