Greenpeace Akdeniz’in paylaştığı bilgi notuna göre dünya üzerinde her 10 insandan üçünün güvenli içme suyuna erişimi yok. Dünya nüfusunun %25’i ise su krizinin eşiğinde.
Koronavirüs salgını ile suyun insanlık için ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Özellikle Türkiye gibi su kıtlığı çeken ülkelerde her bir damla su çok kıymetli. Ne var ki iklim değişikliği, plastik kirliliği, fosil yakıt bazlı enerji sektörü ile kömür ve petrol üretimi nedeniyle temiz su kaynaklarımız zarar görüyor.
Greenpeace, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle suya dair çarpıcı gerçekleri bir araya getirdi.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Buna göre;
– Suya küresel talep 1980’lerden bu yana her sene yaklaşık %1 oranında artıyor. Bu da 2050 yılında şu ankinden %20 ila 30 daha fazla suya ihtiyaç olacağı anlamına geliyor.
– Dünya üzerinde her 10 insandan üçünün güvenli içme suyuna erişimi yok.
– Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapan 17 ülke “çok yüksek” su stresi ile karşı karşıya…
– Dünya nüfusunun %25’i su krizinin eşiğinde. Bu oranın 2025 senesinde %60 olması bekleniyor.
– 4 milyar insan, senede en az bir ay ciddi su kıtlığı yaşıyor. Hesaplamalara göre 2050’de bu rakamın 4,8 ila 5,7 milyara yükseleceği tahmin ediliyor. Dünya üzerinde taze suyun %60’ı ülke sınırlarını oluşturan dere yataklarından elde ediliyor, olası bir su kıtlığının bu nedenle ülkeler arasında beklenmedik rekabetlere neden olmasından endişe duyuluyor.
– 2040 yılında çok yüksek seviyede su stresi oluşacak bölgelerde 18 yaş altı 600 milyon çocuğun yaşayacağı tahmin ediliyor.
– 2017 yılında evinden ayrılmak zorunda kalan 68 milyon insan suya ulaşımda sıkıntılar yaşıyor.
İnsanlık için geri dönülmez bir felakete neden olabilecek su krizine karşı çok geç olmadan harekete geçilmeli ve gerekli önlemler alınmalı. Koronavirüs nedeniyle hijyenin hayati önem taşıdığı bu günlerde kendi sağlığımızı korurken, suyu israf etmemeye özen göstermeliyiz.