Araştırma, insanlığın iklime ve vahşi hayata zarar veren sübvansiyonlar yoluyla “kendi yok oluşunu finanse ettiği” konusunda uyarılarda bulunuyor.
Yeni bir araştırmaya göre dünya, vahşi yaşamın yok edilmesini ve küresel ısınmanın artmasına sebep olan sübvansiyonlara her yıl, en az 1.8 trilyon dolar harcıyor. Bu durum insanlığın kendi yok oluşunu finanse ettiğine anlamına geliyor.
Sektörlerarası değerlendirmeye göre, Amazon’da sığır eti üretimine yönelik vergi indirimlerinden Orta Doğu’daki sürdürülemez yeraltı suyu pompalamalarına yönelik mali desteğe kadar milyarlarca dolarlık devlet harcamaları ve diğer sübvansiyonlar çevreye zarar veriyor.
Küresel GSYH’nin %2’sine eşdeğer olan bu hükümet desteği, doğrudan Paris Anlaşması’nın hedeflerine karşı geliyor. Önde gelen sübvansiyon uzmanları, 1.8 trilyon doların önemli bir bölümünün, küresel ekonomiyi karbondan arındırmanın maliyeti konusunda artan siyasi bölünme gündemi içerisinde, doğa için faydalı politikalar geliştirilmesinde ve aynı zamanda net sıfıra geçişi destekleme noktasında kullanılabileceğini söylüyorlar.
Rapor, hükümetlere, bu yılın sonlarında bir “Doğa için Paris Anlaşması” imzalanmasının umulduğu Çin’deki biyoçeşitlilik COP15 zirvesinde, 10 yılın sonuna kadar çevreye zararlı sübvansiyonların kökünü kurutmak için bir hedef üzerinde anlaşmaya varmaları çağrısında bulunuyor.
Paris Anlaşması imzalandığında BM iklim değişikliği sözleşmesi sekreteri olan Christiana Figueres, araştırmayı memnuniyetle karşıladı. Sübvansiyonların, onları alan işletmeler için büyük riskler yarattığını söyledi.
Figueres, “Doğa endişe verici bir oranda tehlikeye atılıyor ve hiç bu kadar az biyolojik çeşitliliğe sahip bir gezegende yaşamamıştık. Zararlı sübvansiyonlar, kendi yok olmamızı finanse etmek yerine iklimi ve doğayı korumaya yönlendirilmeli” dedi.
Rapora göre, fosil yakıt endüstrisi (620 milyar dolar), tarım sektörü (520 milyar dolar), su (320 milyar dolar) ve ormancılık (155 milyar dolar) 1,8 trilyon doların çoğunluğunu oluşturuyor. Ekosistemlere her yıl milyarlarca dolarlık zarar verdiğine inanılan madencilik için ise herhangi bir tahmin yapılamadı.
Hükümetler ve alıcılar arasında şeffaflığın olmaması, gerçek rakamın, zararlı sübvansiyonların örtülü maliyeti gibi, çok daha yüksek seyretmesinin muhtemel olduğu anlamına geliyor. Geçen yıl, Uluslararası Para Fonu’nun bir raporu, fosil yakıt endüstrisinin 2020’de 5,9 trilyon dolar değerindeki sübvansiyonlardan yararlandığını bulmuştu.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…