COP24 Zirvesinin açılışıyla birlikte dünya medyası, müzakerelerin zorluklarını; neler olup bittiğini, neden önemli olduğunu ve Paris Anlaşması’nın ayrıntılarını ortaya çıkarmanın önemini ortaya koyuyor. Uluslararası medyada karşımıza çıkan temalar, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkelerin taleplerindeki farklılıkları, ABD’nin Paris Anlaşması’nı terk etmesinin etkisi ve özellikle IPCC’nin son 1,5 derece ısınma özel raporunun bulguları ve dolayısıyla iklim krizinin aciliyeti üzerinde yoğunlaşıyor.
Polonya’nın Katowice şehrinde başlayan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP24), dünya basınının ele aldığı en önemli konular arasında yer alıyor. İklim Haber, dünyanın farklı yerlerinden ve kaynaklarından, COP24 zirvesinin dikkat çeken noktalarını madde madde okuyucuları için derledi. İşte o haberler:
İngiliz gazetesi The Guardian’da yer alan haber, BM İklim Zirvesi’nin, iklim krizini ve yıkıcı etkilerini önleyebilecek son nesil ve aynı zamanda etkilerini hissedecek ilk nesil olduğumuzu vurgulayarak haftaya başladığını belirtiyor. Haberin özeti şöyle: Son dört yılda rekor değerlere ulaşan sıcaklık oranları ve 2030 yılına kadar yarılanması hedeflenen emisyon oranları tekrar yükselişe geçti. Küresel ısınmanın 1.5 derecede sınırlandırılması için, hedeflerin beş kat hızlandırılması gerekiyor. Siyasi zeminde ise hedeflere yönelik bir mücadele söz konusu: ABD başkanı Donald Trump’dan iklim değişikliğinin reddedilmesine ve Brezilya’nın gelecekteki Bolsonaro yönetiminden BM sürecine yönelik eleştirilere kadar birçok konu gündemde. İklim Zirvesi’ne, kömür kullanımıyla tanınan Polonya’nın ev sahipliği yapıyor olması bazı gözlemcileri endişelendiriyor. Ancak Avrupa Birliği’nin karbon nötr olma ve yenilenebilir enerji maliyetlerini düşürme yolundaki hedefleri pozitif gelişmeler olarak kaydediliyor.
İngiliz kamu yayın kuruluşu BBC ise Katowice’de gerçekleşen zirvenin, 2015 yılında gerçekleşen Paris Anlaşması’ndan bu yana, iklim krizine dair en kritik buluşma olduğunun altını çiziyor. Uzmanlar, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşılabilmesi için emisyon oranlarında ciddi bir azaltıma gidilmesi gerektiğini vurguluyor. COP24 zirvesine katılan müzakereciler, ciddi bir gelişme kaydetmek adına baskı altındalar ve zirvenin başlamasından bir gün önce Katowice’ye ulaştılar. Bu süre zarfında Dünya Bankası ise, iklim krizine karşı harekete geçen ülkelere beş yıllık bir süreyi kapsayacak şekilde, 200 milyar dolarlık fon sağlayacaklarını açıkladı.
Hindistan’ın The Hindu gazetesi, önceki BM iklim zirvelerinde ülkelerin iklim krizinin getireceği tehditlere karşı acil eylem planı oluşturmalarını talep eden ortak bir bildiri yayınladıklarını belirtiyor. Refah düzeyi düşük ülkeler, refah düzeyi yüksek ülkelerin emisyon salımlarının çoğundan sorumlu olduğunu, dolayısıyla iklim eylemine fon sağlamaları gerektiğini tartışıyor. Third World Advocacy Group’tan Meena Ramam, ABD destekli gelişmiş ülkelerin tarihi sorumluluklarını görmezden geleceğini ve dünyanın değiştiğini söyleyeceklerini belirtiyor ve ekliyor: “Asıl soru iddialı eylemlerin adil bir şekilde yapılmasını nasıl sağlayacaksınız?”
ABD’de yayınlanan The Wall Street Journal ise iklim kriziyle mücadelede özel sektörün daha büyük bir paya sahip olduğunu ve bu konuda mobilize olmaları gerektiğini vurguluyor. İklim konusunda hükümet liderliği gerekli olsa da, dünyadaki ekonomik faaliyetlerin %70’i özel sektör tarafından gerçekleştiriliyor. İnsanlığın bu gidişatı düzeltme potansiyeli, şirketlerin ne kadar hızlı uyum sağladığına bağlı. Haberde, ancak yeşil çözümler geliştiren ve düşük karbonlu bir gelecekle uygun iş planı yaratanların uzun vadede gelişme gösterebileceğinin altı çiziliyor.
Yine bir Amerikan orijinli yayın organı olan Bloomberg, Dünya Bankası Grubu’nun iklim değişikliğiyle mücadele etmek için beş yıllık bir süre zarfında 200 milyar dolarlık bir yatırım taahhüt ettiğini belirtiyor. Finansman, erken uyarı sistemlerini ve iklim bilgi hizmetlerini destekliyor. Finansman ile 40 ülkede iklime duyarlı daha fazla sosyal koruma sisteminin ve 20 ülkede iklime duyarlı akıllı tarım yapılarının kurulması bekleniyor.
ABD menşeli haber ajansı AP ise Almanya’daki on binlerce insanın geçtiğimiz Cumartesi günü enerji kaynağı olarak kömürden vazgeçilmesi sürecinin hızlandırılmasını talep ettiğini yazıyor.
İngiltere’de yayınlanan The Telegraph gazetesinde yer alan habere göre ise geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir rapor, sigorta şirketlerinin, karbon yoğun işletmelerle bağlantılarını yeteri derecede kesmediğini ortaya koyuyor.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…