Dünya Bankası’nın mevcut başkanı Malpass’ın görev süresinin bitmesinden önce istifa edeceğini duyurmasının ardından banka yeni lider arayışına girdi.
Geçtiğimiz hafta mevcut başkan David Malpass, görev süresinin bitimini beklemeden Haziran ayında istifa edeceğini duyurdu; bununla birlikte Dünya Bankası yeni lider arayışına girdi. Dünya Bankası depremlerden etkilenen Türkiye’ye 1,78 milyar dolarlık destek sağlanacağı duyurmuştu.
ABD’nin eski başkanı Donald Trump tarafından atanmış olan Malpass, görev süresi boyunca bankanın kırılgan ülkelere borç krizi, COVID ve iklim değişikliği gibi önemli konularda yardımcı olmakta yavaş kalması nedeniyle kırılgan ülke liderleri ve çok taraflı finans alanında çalışan uzmanlardan büyük baskı görüyordu.
Geçtiğimiz yıl Malpass, bilimi kabul edip etmediğine dair soruların gündeme gelmesinin ardından iklim değişikliğiyle ilgili yorumlarını geri çekmek zorunda kalmıştı. Bu yorumlar, Barbados Başbakanı Mia Mottley ve ABD ve Almanya gibi kilit ülkeler de dahil olmak üzere dünya liderlerinin, Dünya Bankası’nın iklim eylemini artırmak için iş modelinde reform yapması çağrılarını desteklemesine yol açtı.
Halihazırda arayışların sürdüğü yeni liderden beklentiler, bankanın, merkezinde iklim değişikliğinin etkilerinin yer aldığı mevcut bağlamdaki küresel zorlukları başarıyla ele alabilmesi için bankanın yapısında reform yapmaya hazır olması gerektiği yönünde.
Malpass’ın yerine kimin geçeceğine ilişkin karar, aralarında ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in de bulunduğu bankanın kilit üyelerine ait. Bakan Yellen, ABD’nin Malpass’ın yerine geçecek kişiyi yakında açıklayacağını belirtti ve banka yönetim kurulunun atama sürecini “şeffaf, liyakate dayalı ve hızlı” bir şekilde ilerletmesini umduğunu ifade etti. Bazı gruplar böylesine önemli bir atama için yapılacak araştırmanın açık, şeffaf ve adil olması gerektiğini savunuyor.
ONE ve E3G gibi uzman gruplara göre, yeni atanan kişinin Dünya Bankası’nı amacına uygun bir şekilde dönüştürmek için uzun bir yapılacaklar listesi mevcut:
- 2023’te uluslararası kamu finansmanını daha adil ve amaca uygun hale getirmek için çok taraflı kalkınma bankaları arasında liderlik pozisyonu almak
- G7’nin bankayı reforme etme planının bir parçası olarak iklim değişikliği ile mücadele ve küresel halk sağlığı ve pandemi hazırlık sorunlarının ele alınması gibi “Küresel Kamu Malları” için finansmanını artırmak
- Düşük gelirli ülkelerin %60’ının karşı karşıya olduğu mevcut borç krizine, borçluların yanı sıra kamu ve özel alacaklıları bir araya getiren çözümler bulmak.
- Uzun vadeli büyüme ve refahı artırmak için sürdürülebilir yatırımlar yapan düşük gelirli ülkeler için sermaye maliyetini düşürürken, ülkelere bu planlar için finansman geliştirme, maliyetlendirme ve güvence altına alma konusunda destek sunmak
- Dünya Bankası’nın Sermaye Yeterliliği Çerçevesine ilişkin G20 tavsiyelerini kabul ederek bu yılın sonuna kadar kalkınma ve iklim finansmanı için yüz milyarlarca doların kilidini açmak
- En kırılgan toplulukların dayanıklılığını artırmak için iklim adaptasyonu ve kayıp ve hasara yönelik imtiyazlı ve hibe finansmanını ölçeklendirmek
- Kredilendirmeyi hızlandırmak ve borç alan ülkelerin (nihayetinde kredileri geri ödeyecek olan) vatandaşlarının kredilerin nasıl harcanacağı konusunda söz sahibi olmalarını sağlamak
- Yıllardır kaçırılan hedefler ve tutulmayan sözlerin ardından iklim finansmanı için uluslararası kamu finansmanını yeninden düzenlemek
E3G Kamu Bankaları Lideri Sonia Dunlop, Dünya Bankası’nın bir sonraki liderinin dünyayı saran gıda, enerji ve kalkınma krizlerini derinden kavrayan, iklim değişikliğini en önemli önceliklerinden biri olarak gören, çok taraflılığa derinden bağlı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tam desteğine sahip bir vizyoner olması gerektiğini belirtti ve ekledi: “Elbette dünyanın kalkınma bankasının başında bir kadının olmasının tam zamanı.”