Düşük ve orta gelirli ülkelerde, şehirlerin %1’inden daha azında hava kalitesi DSÖ tarafından önerilen eşik değerlere uygun bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya nüfusunun neredeyse tamamının insan sağlığını tehdit eder nitelikte hava soluduğunu açıkladı.
Örgütün 7 Nisan Dünya Sağlık Günü öncesi yayımladığı raporda, 117 ülke ve 6 binin üzerinde şehirde hava kalitesine dair veriler ve bulgular paylaşıldı.
Raporda dünya nüfusunun %99’unun, DSÖ’nün kaliteli hava standartlarının gerisinde ve insan sağlığını tehdit edici hava şartlarında yaşadığı vurgulandı.
İncelenen ülke ve şehirlerin hepsinde havanın, vücuda zarar verici oranda ince parçacıklı madde ve azot dioksit içerdiği, bu elementlerin en fazla orta ve düşük gelirli ülkelerdeki havada bulunduğu bilgisi paylaşıldı.
Önlenebilir çevre sorunlarının dünyada yılda 13 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açtığı verisi paylaşılarak, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü öncesinde uluslararası camiaya “insanların ve evrenin sağlığını koruma” çağrısı yapıldı.
DSÖ’nün güncellenen hava kalitesi veri tabanı, havadaki zararlı partikül madde miktarını gösteren PM2,5 ve PM10 ölçümlerini de içeriyor ve veri tabanının 2011’de yayımlanmasından bu yana yaklaşık 2 bin şehirde neredeyse altı kat bir artışa işaret ediyor.
Partikül madde, özellikle PM2.5, akciğerlerin derinliklerine nüfuz edebiliyor ve kan dolaşımına girerek kardiyovasküler, serebrovasküler (felç) ve solunumsal etkilere neden olabiliyor. DSÖ ayrıca söz konusu partikül maddenin diğer organları etkilediğine ve başka hastalıklara da neden olduğuna dair kanıtların da olduğunu kaydediyor.
Rapor bulgularını işaret eden DSÖ fosil yakıt kullanımını kısıtlamanın ve hava kirliliği seviyesini azaltmak için somut adımlar atmanın önemini vurguladı.
“Fosil Yakıtlara Daha Az Bağımlı Dünya”
DSÖ, hava kalite yönergesini geçen yıl güncelleyerek ülkelerin hava kalitelerinde değerlendirme yapmaları için yönergeleri daha katı hale getirmişti.
Rapor sonuçlarını değerlendiren DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Mevcut enerji endişeleri, daha temiz, daha sağlıklı enerji sistemlerine geçişi hızlandırmanın önemini vurguluyor” dedi.
Ghebreyesus, iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi sorunların fosil yakıtlara çok daha az bağımlı bir dünyaya doğru daha hızlı ilerleme ihtiyacının altını çizdiğini ifade etti.
Ülkelerin Gelirlerine Göre Hava Kaliteleri
DSÖ verilerine göre; hava kalitesini izleyen 117 ülke içerisinde, yüksek gelirli ülkelerdeki şehirlerin %17’sindeki hava kalitesi, DSÖ’nün PM2.5 veya PM 10 için Hava Kalite Yönergesinin altında kaldı.
Öte yandan düşük ve orta gelirli ülkelerde, şehirlerin %1’inden daha azında hava kalitesi DSÖ tarafından önerilen eşik değerlere uygun bulundu.
74 ülkedeki yaklaşık dört bin şehirde ise zemin seviyesinde azot dioksit verisi toplanıyor. Bu verilere göre; bu yerlerdeki insanların yalnızca %23’ü, DSÖ’nün Hava Kalite Yönergesinin güncellenen versiyonundaki seviyeleri karşılayan yıllık ortalama azot dioksit konsantrasyonlarını soluyor.
DSÖ’den Hükümetlere Hava Kalitesi Önerileri
Hükümetlerin hava kalitesini ve sağlığını iyileştirmek için atabileceği adımlara da değinen DSÖ hükümetlere çağrıda bulunarak şu maddeleri sıraladı:
– En son DSÖ Hava Kalite Yönergesi’ne göre ulusal hava kalitesi standartlarını kabul edin veya gözden geçirin ve uygulayın
– Hava kalitesini izleyin ve hava kirliliği kaynaklarını belirleyin
– Pişirme, ısıtma ve aydınlatma alanlarında kullanılan eve ait temiz enerjinin özel kullanımına geçişi destekleyin
– Güvenli ve uygun fiyatlı toplu taşıma sistemleri ile yaya ve bisiklet dostu ağlar oluşturun
– Daha katı araç emisyonları ve verimlilik standartları uygulayın ve araç için zorunlu denetimi ve bakım uygulayın
– Enerji tasarruflu konut ve elektrik üretimine yatırım yapın
– Sanayi ve belediye atık yönetimini geliştirin
– Tarımsal atıkların yakılmasını, orman yangınlarını ve belirli tarımsal ormancılık faaliyetlerini azaltın
– Sağlık profesyonellerinin müfredatlarına hava kirliliğini dahil edin ve sağlık sektörünün katılımı için araçlar sağlayın.