Paris Anlaşması hedeflerinin gerçekleştirilmesi, sadece hava kirliliğinin azaltılmasına bağlı olarak 2050 yılına kadar yaklaşık bir milyon kişinin hayatını kurtarabilir. Dünyanın önde gelen uzmanlarının son tahminlerine göre, iklim eylemine bağlı sağlık kazanımlarının değeri emisyon azaltım politikalarını hedefleyen iklim eyleminin maliyetinin yaklaşık iki katı ve Çin ve Hindistan gibi ülkelerde ise fayda maliyet oranı daha yüksek.
Polonya’nın Katowice kentindeki Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda (COP24) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bugün (05.12.2018) açıklanan WHO COP24- Special Report: Health and Climate Change (DSÖ COP-24 Özel Raporu: Sağlık ve İklim Değişikliği) raporu, sağlık konularının iklim eyleminin geliştirilmesindeki hayati önemini vurguluyor ve politika yapıcılar için kilit nitelikte öneriler sunuyor.
Hava kirliliği dünyada her yıl 7 milyon ölüme ve 5,11 trilyon dolar değerinde ekonomik hasara neden oluyor. En yüksek seragazı emisyonu değerlerine sahip 15 ülkede hava kirliliğinin ortaya çıkardığı sağlık maliyetinin, ülkelerin GSYİH’lerin %4’üne tekabül ettiği tahmin ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr Tedros Adhanom Ghebreyesus “Paris Anlaşması muhtemelen bu yüzyılın en güçlü sağlık anlaşması. İklim değişikliğinin şimdiden insan hayatı ve sağlığı üzerinde ciddi etkileri olduğuna dair kanıtlar çok net. İklim değişikliği hepimizin sağlıklı olmak için ihtiyaç duyduğumuz en temel unsurlar olan temiz hava, temiz içme suyu, yüksek besin değerli gıdalar ve güvenli barınmayı tehdit ediyor ve bu konuda küresel sağlık alanında on yıllardır kaydedilen gelişmeleri sekteye uğratıyor. İklim eylemini daha fazla geciktirme lüksümüz yok” diyor.
Gezegenin ısınmasına neden olan ve iklimi bozan faaliyetler, aynı zamanda doğrudan insan sağlığını da olumsuz etkiliyor. İklim değişikliğinin başlıca nedeni olan fosil yakıtların yakılması, aynı zamanda hava kirliliğinin de başlıca sorumlusu.
DSÖ Halk Sağlığı, Çevre ve Toplumsal Sağlık Belirleyicileri Direktörü Dr. Maria Neira ise “İklim değişikliğinin gerçek maliyeti hastanelerimiz ve ciğerlerimizde hissediliyor. Kirletici enerji kaynaklarının sağlık etkileri artık o kadar yüksek ki, enerji tedariki, ulaşım ve gıda sistemleri için daha temiz ve daha sürdürülebilir seçeneklere geçilmesi kendi maliyetlerini karşılıyor. Sağlık konusu hesaba katıldığında, iklim değişikliğiyle mücadele bir maliyet değil, bir fırsattır” diyor.
Düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçilmesi sadece hava kalitesini iyileştirmekle kalmayacak, etkileri derhal görülecek sağlık faydaları için ek fırsatlar da sağlayacak. Örneğin, bisiklet gibi aktif ulaşım seçeneklerinin sunulması diyabet, kanser ve kalp hastalıklarını önleyebilecek fiziksel aktivitelerin artırılmasına yardımcı olacak.
Rapor, hükümetlere iklim değişikliği ve sağlık konusunda önerilerde bulunuyor. Rapor, iklim değişikliği ile mücadele sırasında sağlık faydalarının nasıl elde edilebileceğine ve bu küresel sorunun olumsuz sağlık etkilerinin nasıl önlenebileceğine dair tavsiyeler içeriyor.
DSÖ Özel Raporu, dünyanın dört bir yanından ülkelerin insan hayatını iklim değişikliğinin etkilerinden korumak için yaptıkları iklim eylemlerini anlatıyor. Ancak bu eylemlerin özellikle de gelişmekte olan küçük ada ülkeleri ve en az gelişmiş ülkeler açısından yetersiz kaldığını da gözler önüne seriyor. İklim değişikliyle uyum için ayrılan çok taraflı iklim fonlarının sadece %0,5’i sağlık projelerine gidiyor.
Pasifik Ada ülkelerinin seragazı emisyonlarına katkısı sadece %0,03 oranında ancak bu ülkeler, iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgeler arasında yer alıyor. Pasifik Ada ülkeleri için, bu hafta COP24’ten çıkacak sonuç da dahil olmak üzere iklim değişikliğine karşı geçilmesi gereken acil eylemler, vatandaşlarının sağlığı ve varoluşları açısından da hayati önem taşıyor.
İklim ve Diğer Sağlık Belirleyicileri Genel Direktör Yardımcısı Dr. Joy St. John “Kamu sağlığının iklim değişikliğinden korunması için, daha dayanıklı ve sürdürülebilir tesislerden bulaşıcı hastalık salgınları uyarılarına kadar ne yapılması gerektiğine dair artık net bir fikrimiz var” diyor.
DSÖ raporu, tüm iklim değişikliği fayda maliyet analizlerinde sağlık konusunun hesaba katılması çağrısında bulunuyor. Rapor, aynı zamanda sektörleri seragazı ve hava kirletici emisyon azaltımı yapmaya teşvik etmek için ülkelerin karbon fiyatlandırma ve enerji teşvikleri gibi mali teşviklerden faydalanmasını öneriyor. Rapor, ayrıca UNFCCC’ye Taraf ülkeleri, iklime dirençli sağlık sistemlerinin desteklenmesinin önündeki mevcut engelleri kaldırmaya davet ediyor.
DSÖ COP24 Özel Raporu’nun sağlık ve iklim değişikliği ile ilgili önerileri şu şekilde sıralanabilir:
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…