Koza Altın İşletmeleri, Ağrı’nın Diyadin İlçesi’nde bulunan Mollakara Köyü’nde maden sahası açma kararı almıştı. Çevresel Etki Değerlendirme raporu (ÇED) 2022 yılında alınan saha için uzun yıllardır fizibilite çalışmaları yapılırken firma tarafından alanda gerçekleştirilen sondaj ve karot analizleri sonucunda 14,09 milyon ton cevher rezervinin tespit edildiği belirtilmişti.
Geçtiğimiz aylarda tesisin yapım ihalesi Fernas İnşaat isimli firmaya verilmişti. İhale kapsamında inşaat işleri için 4.990.012.400 TL ve Makine ve Ekipman Temini İşleri 40.710.000,00 USD tutarında bir bedelin belirlendiği açıklanmıştı.
Tarım ve hayvancılığa önemli zararlar verileceği ve çevreyi tahrip edeceğini dile getiren yaşam savunucuları, sahanın yapılmaması için uzun zamandır mücadele ediyordu. Tüm tartışmalara ve itirazlara rağmen firmanın sahadaki faaliyetlerine başladığı belirtildi. Sahada incelemelerde bulunan çevre gönüllüleri, iş makinalarının kazı çalışmalarına start verdiğini söyledi.
Aralarında Halkevleri yöneticileri, Munzur Çevre Derneği Başkanı Hatun Esen ve Doğu Çevre Platformu üyesi Mehmet Nuri Taşdemir’in de olduğu çevre gönüllülerinden oluşan heyet, ilçeyi ve sahanın olduğu Mollakara Köyü’nü ziyaret etti.
Heyette yer alan isimlerden olan Munzur Çevre Derneği başkanı Hatun Esen, yayımladığı bir yazı ile yaşanacak tahribata ilişkin gözlemlerini paylaştı. Yazıda Koza Altın’ın bu sefer de Murat Nehri’ne göz diktiği belirtildi: “Koza Altın’ın, Murat nehrine göz diktiği 657 futbol sahası büyüklüğündeki alanla karşılaştık. Maden çıkaracak olan şirket, nehri adeta kuşatmıştı. Kuracağı devasa zehir havuzlarında başta siyanür olmak üzere yüzlerce ton kimyasal kullanılacaktı. Çalışan iş makinaları ve kurulan devası şantiye için, insanların toprakları satın alınmış ve onları oraya yapacakları siyanürlü altın madeni işletmeciliğine de işe alacakları vaatleri verilmişti.”
Bölgede yoğun göçün yaşanacağına dikkat çekilen yazıda, Murat ve Fırat nehirleri ile Basra Körfezi’ne kadar canlı yaşamının yok edileceği aktarıldı: “Oysa oraya vurulan her kazma, orada onların geleceklerini, onların yaşamaları için gereksinim duyacakları sularını yok ediyordu. Yaşam imkanları yok olacağı için yoğun göç verip toprağından, tarihinden ve kültüründen koparılıp asimile olacaklardı. Onların yaşam şartları o kadar ağırdı ki burada yaşanacak felaketten haberleri yoktu. Onca susuzluk çeken halk ve doğayı kötü günler bekliyordu. Siyanür suya ve güneş ışınları ile reaksiyona girerek doğaya yayılacak ve canlı yaşamı yok edecektir. Binlerce metrelik alanı kapsayacak siyanürün, atık havuzu oluşacak, olası bir kayıp kaçak veya siyanür havuzunun yıkılması gibi durumlarda yalnız Murat değil, Fırat nehri havzası Basra Körfezi’ne kadar canlı yaşam yok edilecek.”
Esen, yazısının devamında Erzincan İliç’teki maden sahasını hatırlattı ve “En son İliç de olanlar buna örnektir. Oysa oradaki jeotermaller ve kaplıcaların düzenli işletilmesi ve seracılığın artırılması halkımıza daha çok getirisi olup ilçeyi kalkındıracak. O nedenle, Diyadin’ de altın madenciliğine hayır” sözlerini kullandı.
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…
Aralarında BM eski Genel Sekreteri ve eski BM İklim Şefinin de bulunduğu önemli isimler, Birleşmiş…
İklim krizinin finansman meselesi değil, sosyal adalet meselesi olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Salıcı, “Fonların üreten,…
Akbelen Ormanı’nı kömür madeni için yok eden YK Enerji, Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nde “EFQM Üstün Performansta…