Haber: Şenol BALİ
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde faaliyetlerini sürdüren veya şu sıralar yapılması hedeflenen maden projelerine ve madencilik faaliyetlerine karşı miting düzenlendi. Hazırlıkları günler öncesinden yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Konuşmaların ve tiyatro gösterilerinin yapıldığı mitingde yörede devam eden ekolojik yıkımlara karşı duyarlılık çağrısı yapıldı.
Binlerce kişi miting öncesi “Yaşam alanlarımızı savunuyoruz, biz kazanacağız” pankartıyla Sanat Sokağı’ndan, Seyit Rıza Meydanı’na davul zurna ve zılgıtlarla yürüyüşe geçti. Dövizlerin açıldığı sloganların atıldığı ürüyüş sırasında “Madene hayır Dersim’e sahip çık”, “Dersim’de maden istemiyoruz” sloganları dillendirildi.
Mitingde ilk olarak Dersim Emek ve Demokrasi Platformu adına söz alan Tunceli Baro Başkanı Kenan Çetin ortak basın metninin okudu. Çetin, “Tarihi bir kent olan Hasankeyf, Pertek ilçemiz gibi onlarca köyümüz baraj altında bırakıldı. Doğa katliamı aylardır Şırnak, Hozat Ovacık’ta katledilen ormanlarla devam ediyor. Dersim doğası, yer altı ve yer üstü kaynakları uzun zamandır saldırılarla karşı karşıya. Barajlar, HES’ler, Altın ve 4-Gurup madenlere dair, açılan sahaların 13 ü Pülümür, 14’ü Ovacık, Merkez 4, diğer İlçeler ise daha az olmak üzere toplamında 40 yakın saha yaban hayatına, suya, havaya, kutsal mekanlarımıza, küçükbaş hayvanımızın ve arılarımızın alanlarına toplamda 2 bin ailemizin geçimine saldırılıyor. Küresel düzlemde, kapitalizmin ihtiyaç duyduğu enerji ve maden kaynaklarının tüketilmesi, ulusların ve halkaların sömürülmesini, doğanın talan edilmesini amaç edinen sermaye grupları, bizleri ‘bir ağacın gölgesine’ hasret bırakmak istiyor. Dersim topraklarının önemli bir kısmı maden ruhsatlı ya da maden alanı olması için arama çalışması kapsamında. Ayrıca başta Hozat-Ovacık olmak üzere orman kesimleri giderek artmaktadır. Onlar insanımıza, doğamıza, kültürümüze, inancımıza, aşımıza, ekmeğimize saldırdılar” ifadelerine yer verdi.
Dersim coğrafyasının ekolojik açıdan önemine dikkat çeken Çetin, şu sözlerle devam etti: “Biz Dersimliler olarak karşılarında dimdik durduk, yılmadık, direndik. Bugün de bu seferlerin biriyle değil, onlarcasıyla karşı karşıyayız. Dersim coğrafyası ekolojik öneme sahip bir bölümü Milli Park olan alanlar dahil tehlike altında; su kaynakları buzul göller yok edilecek. Kullanılacak dinamitler sismik hareketleri ve depremi artıracak. Burada yürütülecek altın, kurşun çinko gümüş madencilik projesi bütün Mezopotamya’yı, Fırat Havzası’nı zehirleyecek. Bölgede yaban hayat sahası oldukça geniş ve bitki çeşitliliği oldukça fazla, madencilik projeleri ve orman kesimi ile ekosistem tamamen bitirilecek. Daha önce olduğu gibi tek vücut olup bu maden projelerine, orman kesimine karşı, ağaca, doğaya, bütün canlılara, hayata sahip çıkacağız.”
Çetin’in ardından TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Uluata söz aldı. Uluata, çevrenin tahrip edilmesinin tehlikeli bir durum olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Biz maden olmasın demiyoruz ama ne kadara ihtiyaç var? Takı işinde mi yoksa elektronik akşamlarda mı gerek var? İnsanların özel lüks tüketimleri için maden çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Maden çıkarılacak Ovacık ilçesinin muhteşem doğası var. Maden çıkarılması halinde insanların psikolojisi olumsuz etkilenecek. Aynı şekilde çevrenin tahribatına neden olacağı için çok tehlikeli bir durumdur.”
Daha sonra kısa bir konuşma yapan HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Naci Sönmez ise çevreye dönük tahribatların politik mesele olduğunu söyledi ve “Bu siyasal politik bir mevzudur, sadece yeşili koruma meselesi değildir. Bu saldırılar politik saldırı olduğu için, biz de politik olarak cevap verebiliriz” dedi.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…