İsviçre, Davos’ta gerçekleşen 49. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) açılış konuşmasını gerçekleştiren eski belgesel yapımcısı ve iklim eylemcisi David Attenborough, dünya liderlerini iklim değişikliği konusunda acil harekete geçmeye çağırdı. Ancak uzmanlar, zirveye katılmak ve zirveden ayrılmak amacıyla yaklaşık 1500 özel jet uçuşunun gerçekleşeceğini öngörüyorlar. Bu rakamın aynı zamanda bir rekor olduğu da belirtiliyor.
İsviçre’nin Davos kasabasında 22 Ocak’ta başlayan ve 25 Ocak’a kadar devam edecek 49. Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) toplamda 110 ülkeden 3000’den fazla iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılması beklenirken, zirvede 350’yi aşkın oturum gerçekleştirilecek. Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren eski belgesel yapımcısı David Attenborough, Davos’taki dünya liderlerini iklim değişikliği konusunda acil harekete geçmeye çağırıyor olsa da bu hafta müzakereye katılan liderlere İsviçre’deki kayak merkezinde hizmet sağlayacak 1500’e yakın özel uçuş, bu çağrının pek de etki etmediğini gösteriyor.
Politika ve iş dünyası liderleri ve lobiciler, Air Charter Service’in (ACS) analizine göre daha büyük ve daha pahalı uçakları seçiyorlar ve geçtiğimiz seneye göre özel jetlerin sayısında %11 oranında bir artışın gerçekleştiği göze çarpıyor. Geçen yıl gerçekleşen WEF’te 1300’den fazla uçuş kaydedilmişti. Bu senenin rakamları ACS’nin 2013’ten beri özel uçuşları kaydetmeye başlamasından bu yana elde edilen en yüksek uçuş sayısı. ACS’nin özel jet direktörü Andy Christie, büyük ve pahalı uçaklara doğru bir eğilimin var olduğunu belirtiyor. Bunun nedenini kısmen uzun seyahatlere bağlayan Christie, aynı zamanda iş dünyasında rekabet eden liderlerin bunu bir anlamda yarışa çevirdiğini ve birbirleri karşısında altta kalmak istemediklerini söylüyor.
ACS aynı zamanda en yüksek gelen ve giden yolcu sayılarının Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait olduğunu açıkladı.
David Attenborough Uyarıyor: “Alacağımız Kararlar Önümüzdeki 1000 Yılı Etkileyecek”
WEF’in açılış konuşmasını gerçekleştiren Attenborough ise insanlığın gezegenin gidişatını çok fazla değiştirdiğini vurgulayarak “İklimin insanların yerleşmeye, tarım yapmaya ve günümüzdeki medeniyetleri kurmasına olanak sağladığı Holosen çağında dünyaya geldim. Ancak yaşadığım süre boyunca gezegeni o kadar çok değiştirdik ki Holosen artık sona erdi. Bilim insanları Antroposen (insan çağı) olan yeni bir jeolojik çağda olduğumuzu iddia ediyor” dedi.
Attenborough yakın zamanda İngiltere’nin en güvenilir ünlüsü seçilmişti. Belgesel programları gerçekleştirdiği kariyeri boyunca şahit olduğu değişimlerin hızından dolayı da şaşkın olduğunu belirten iklim eylemcisi, insanların çözüm odaklı olmaları gerektiğinin altını çizdi. İnsanların söz konusu tehlikenin farkına vardığı takdirde, iş dünyası ve hükümetlerin bu konuya dair pratik çözümler bulabileceklerini söyleyen Attenborough, insanların, temiz hava ve suyun mümkün olduğu, sınırsız enerji kaynaklarının ve sürdürülebilir balık stoklarının bulunduğu bir dünyayı yaratmalarının mümkün olduğunu ancak bunun şu an alınacak belirleyici eylemlerle sağlanabileceğini belirtti.
Attenborough, “Önümüzdeki iki yıllık süre zarfında BM’nin iklim değişikliğine, sürdürülebilir kalkınmaya ve doğaya karşı yeni bir tutuma dair kararları olacak. Bu kararlar ışığında hep birlikte, Antroposen çağında türümüzün geleceğini belirleyeceğiz” dedi. Attenborough bunun altında yatan nedeni ise önümüzdeki birkaç yıl içinde yaptıklarımızın, gelecek 1000 yıllık sürenin gidişatını da belirleyecek olması olarak açıkladı. Konuşmasından sonra gazetecilere verdiği röportajda mevcut ekonomik büyüme yapısının acilen değişmesi gerektiğini söyleyen Attenborough, bu değişimin ya aniden ya da kontrollü bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Röportajında eski bir şakayı dile getiren Attenborough, “Sonsuz koşullar içerisinde sonsuz bir büyümenin mümkün olabileceğini düşünen biri ya delidir ya da ekonomisttir” dedi. Davos’taki yolculuğu boyunca insanların düşüncelerini ve hissettiklerini değiştirebileceğinden umutlu olduğunu ve bazı delegelerin bir ulus devletten bile daha çok güce sahip olduğunu söyleyen Attenborough sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Sorunun büyüklüğü şimdiden birçok insanı etkilemiş durumda… Gelecek 10 yılda bu sorunu çözüme ulaştıramazsak çocuklarımıza ve torunlarımıza dehşet verici bir gelecek bırakmış olacağız.”
Greta Thunberg ise kişisel sosyal medya hesabından WEF için paylaştığı videosunda şunları söylüyor: “Bazı insanlar iklim değişikliği ile savaşmak için yeterince mücadele etmediğimizi söylüyor. Ancak bu doğru değil. Çünkü yeterince mücadele etmek için bir şeyler yapmak zorundasınız. Ve gerçek şu ki hiçbir şey yapmıyoruz. Bazı insanlar ellerinden gelenden fazlasını yapıyor. Ancak sayıları çok az ve değişiklik için gereken güce sahip değiller. Bazı insanlar iklim krizini hepimizin yarattığını söylüyor. Ancak bu da başka bir yalan. Çünkü eğer herkes suçluysa, suçlanacak kimse olmaz. Ve birileri suçlanmalı. Bazı insanlar, bazı şirketler ve özellikle bazı karar vericiler, paha biçilemez değerleri hayal edilemez miktarlardaki paraları kazanmaya devam edebilmek için feda ettiklerini biliyorlardı. Bu şirketlere ve karar vericilere, ekonomik hedeflerini bir kenara koyarak gelecekteki yaşam koşullarını korumak için gerçek ve cesur bir iklim eyleminde bulunmaları için meydan okumak istiyorum. Bu meydan okumanın üstesinden gelebileceğinize bir an olsun inanmıyorum ancak hepinize aynı soruyu sormak istiyorum. Çocuklarınız, torunlarınız, yaşam ve yaşayan bu güzel gezegen için yanıldığımı ispat edin. Sizden, kendi işinizi ya da hükümetinizi 1,5 derecelik bir dünya ile uyumlu kılmak için elinizden gelen her şeyi yapma sözü vermenizi istiyorum. Bunu yapmayı taahhüt edecek misiniz? Her ne olursa olsun bana ve dünyanın her yerindeki insanlara katılmaya söz veriyor musunuz?”
WEF’in bu haftaki toplantısından önce yayımlanan Küresel Risk Raporu da, iklim değişikliğinin etkilerini azaltamamak da dahil olmak üzere dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu tehlikelerin başında gelen çevresel zorlukları belirledi. Araştırmada, mevcut küresel ekonomiye en büyük tehdidin iklim değişikliği olduğu ve buna bağlı olarak ülkeler arasındaki işbirliğindeki anlaşmazlıkların artması yönünde bir kaygı bulunduğu vurgulandı.
Zirve hakkında daha fazla bilgiye, takvime ve canlı yayınlanacak etkinliklere buradan ulaşabilirsiniz.