;
Ekonomi Politika

“Daha Fazla Rüzgar Enerjisi, Enerjide Daha Az Bağımlılık Demek”

Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope CEO’su Giles Dickson, Türkiye’nin rüzgar enerjisi planlarının iddialı olduğunu, son ihalelerdeki fiyatların ise Avrupa’daki en düşük fiyatlar arasında olduğunu söylüyor. Ancak Dickson’a göre rüzgar enerjisi, TL’nin korunması hakkında alınan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nden muaf tutulmalı: “Dolar cinsinden yapılan sözleşmelerde geriye dönük olarak TL ödemeleri yapmak, Türkiye’nin rüzgar enerjisi hedeflerini tehlikeye sokabilir.”

Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansi­yelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Döviz kurlarındaki dalgalanmalar bir endişe yaratıyor mu?

Türkiye, hem karada hem denizde iyi rüzgar kaynaklarına sahip. 2023 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye’nin enerjisinin %30’unu sağ­lamalı ve yabancı kaynaklara bağım­lılığı azaltmalı. Planlarınız gerçekten iddialı ve son ihalelerdeki fiyatlar Av­rupa’daki en düşük fiyatlar arasında yer alıyor.

Türk lirasının son hareketleri ile il­gili bazı endişeler var. Ancak “döviz kuru krizi”ni Türkiye ilk defa yaşa­mıyor. Durumun daha önce olduğu gibi istikrara kavuşmasını bekliyoruz. Dahası, lira değerindeki düşüş ile Türkiye, iç kaynaklardan elde ettiği enerji payını artırabilir.

Ancak rüzgar enerjisi, TL’nin korun­ması hakkında alınan 85 sayılı Cum­hurbaşkanlığı Kararnamesi’nden muaf tutulmalı. Halen dolar cinsin­den imzalanan sözleşmelere lira öde­melerinin geriye dönük olarak uygu­lanması, devam etmekte olan Türk rüzgar enerjisi projelerinin çökme­sine neden olabilir. Bu felaket olur.

Türk hükümeti, önümüzdeki 10 yıllık süreçte rüzgar enerjisine 10 GW’lık bir ekleme yapmak istiyor ki bu da 2026’da toplamda 16 GW’lık bir rüz­gar enerjisi anlamına geliyor. Ancak, dolar cinsinden yapılan sözleşmeler­de geriye dönük olarak TL ödemeleri yapmak, bu amacı tehlikeye sokabilir.

Türkiye’de rüzgar enerjisi talebinin yüksek seyretmesine rağmen, çoğu geliştirici şu anda nihai yatırım karar­larını erteliyor, çünkü Türk olmayan ticari bankalar ekonominin normal­leşmesini ve hükümetin 2020 sonrası ihale planını tanımlamasını bekliyor­lar. Bu nedenle Türkiye’nin 2020’den sonraki rüzgar enerjisi projeleri için dolar veya euro gelirleri sağlamaya devam etmesi de önemli. Türk lirası­na geçiş, projelerdeki finansmanı gü­vence altına almayı zorlaştıracakken, rüzgarın genişlemesini önemli ölçüde yavaşlatabilir.

İyimser olmak için nedenler var: Tür­kiye güçlü bir sanayi üssü kurdu. Kısa dönemli finans sorunlarına rağmen, Türk bankaları projelere finansman sağlamaya devam etti. TL’nin istikra­ra kavuşmasına dair bir eğilim var ve devlet temsilcileri şunu anladı: Daha fazla rüzgar enerjisi, enerji ithalatına daha az bağımlılık demek.

Kurulu rüzgar gücünü artırmak için kuruluşunuzun ana stratejisi nedir?

Rüzgar enerjisi, yeni enerji üretiminin Avrupa’daki en ucuz şeklidir. Enerji güvenliğini sağlar, yeni iş alanları yara­tır ve sürekli gelişir, daha güçlü ve ve­rimli hale gelir. Depolama ve talep ce­vabının sistem entegrasyon sorunlarını çözmesini bekliyoruz. Tüm kamuoyu anketleri de insanların daha fazla yeni­lenebilir enerji talep ettiğini gösteriyor.

Ancak yenilenebilir enerjilerin daha da genişlemesi kaçınılmaz değil. Tüm Avrupa’da kule yüksekliği (hub height), uç yüksekliği (tip height), mesafe kuralları ve radar düzenle­meleri karşısında projeler geliştir­mek zorlaşıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde Avrupa’da mevcut rüzgarın 4-6 GW’ını kaybetmeye başlayacağız çünkü kurulum alanları genişletile­miyor veya yenilenemiyor. Lider­lerimizin güçlü politik taahhüdü ve topluluklar da dahil olmak üzere tüm paydaşlarımızla kurulacak 360 derece diyalog, hedeflerimize ulaşmak için bir koşul olarak görülmeli.