Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlayacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ne (COP29) şimdiden “iklim finansmanı COP’u” adı takıldı. Zirvenin ana hedefi gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinin yol açtığı maliyetleri karşılamaları konusunda yardımcı olmak için her yıl ne kadar para sağlanacağı konusunda bir anlaşmaya varmak.
Ancak bu tartışmaların eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Salı günü yeniden başkan seçilmesinin ardından zora girebileceği tahmin ediliyor. Trump, iklim değişikliğini reddeden bir lider olarak tanınırken, seçim kampanyasında da 2015 Paris İklim Anlaşması’ndan bir kez daha çekilme sözü vermişti.
11-22 Kasım tarihleri arasında yapılacak zirvenin ana gündem maddelerinden bazıları ise şöyle:
Bu yılki zirvede öne çıkan kısaltma Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef anlamına gelen “NCQG”. Bu kısaltma, mevcut 100 milyar dolarlık iklim finansmanı taahhüdünün 2023 yılının sonunda sona ermesinin ardından başlayacak olan yeni yıllık finansman hedefini ifade ediyor.
Zengin ülkeler, 2020’den bu yana bu yıllık hedefi ancak zaman zaman karşılayabildi ve bu durum, iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında büyüyen bir güvensizliğe yol açtı. COP29, gelecek yıllar için çok daha yüksek bir hedef belirlemeyi amaçlarken, zengin ülkeler bu paranın tamamının kendi bütçelerinden gelmeyeceğini savunuyor. Bunun yerine, küresel çok taraflı kredi sisteminin reforme edilmesi gerektiği, böylece iklimle bağlantılı finansal risklerin azalacağı ve daha fazla özel sermayenin teşvik edileceği tartışılıyor.
Zengin ülkelerin yıllık toplam hedefin ne kadarını sağlayacağı henüz netleşmiş değil. ABD’ye ve Avrupa Birliği’ne göre, Çin gibi hızlı gelişen ülkeler veya Ortadoğu Körfez ülkelerinin de katkı sağlayıp sağlamayacağı da belirsiz durumda. Ayrıca küresel bankacılık sistemi içinde gidilecek bir reformla, yıllık iklim finansmanı miktarının artırılması hedefleniyor. BM ajansları, her yıl trilyonlarca dolara ihtiyaç olduğunu tahmin etse de, COP29’un ev sahibi Azerbaycan yetkilileri, “yüz milyar dolarlık” bir hedefin daha gerçekçi bir konsensüsle kabul edilebileceğini belirtiyor.
Geçen yıl Dubai’de gerçekleşen COP28’de, ülkeler ilk kez “enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan uzaklaşma” kararı aldı. Ancak, o zamandan bu yana fosil yakıt kullanımı ve ihracat satışları dünya çapında artmaya devam etti. Aynı zamanda Azerbaycan, ABD, Namibya ve Guyana gibi ülkelerde yeni petrol ve gaz üretim alanları onaylandı.
Ülkeler ve şirketler kömür, petrol ve gazdan çıkma konusunda net bir karara varamamışken, müzakereciler, COP29’un fosil yakıtlarla ilgili kesin bir zaman çizelgesi veya daha güçlü ifadeler ortaya koymasının mümkün olamayacağına dikkat çektiler. Ancak tüm bunlara rağmen bazı ülkelerin yeni kömür santralı inşaat izinlerinin durdurulmasını talep edebileceği de tahmin ediliyor.
Ülkeler ayrıca, fosil yakıt talebini azaltmak amacıyla, yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve enerji verimliliğini iki katına çıkarma taahhütlerinin ilerlemesini de müzakere edecek.
Hükümetler, ormanlar ve diğer doğal karbon yutaklarının korunması yoluyla kazanılan karbon kredilerinin ticaretine yönelik kuralları çözmeye hevesli görünüyor. Bu krediler, ülkelerin emisyonlarını dengelemek için isteğe bağlı denkleştiriciler olarak verilse de, açık piyasalarda da işlem görebiliyorlar. İş dünyası liderleri, COP29’da, Paris Anlaşması Kredilendirme Mekanizması (PACM) ile kaydedilen projelerde şeffaflık ve çevresel bütünlüğü garanti altına alacak kurallar belirlenmesini bekliyorlar.
PACM denetim organının standartları nasıl belirleyeceği, kredilerin ticarete sunulmadan önce değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve kredilerin ne zaman ve nasıl iptal edilebileceği gibi başlıklar da zirve boyunca karara varılması gereken önemli konular olarak duruyor.
Azerbaycan, ülkelerin zirve sırasında 31 Aralık tarihli son tarihe kadar ilk iklim eylemi ilerleme raporlarını sunmalarını umarken, bu raporların gerçekten sunulup sunulmayacağı belirsiz durumda.
Söz konusu “İki Yıllık Şeffaflık Raporları” (BTR), bir ülkenin iklim hedeflerine ulaşmada kaydettiği ilerlemeyi ve Şubat ayında yeni hedefler belirlemek için ne kadar daha yol alması gerektiğini açıklamak amacıyla hazırlanmak zorunda. BM, geçen hafta yaptığı açıklamada, ulusal taahhütlerin emisyonları kesmek için gereken düzeyin çok gerisinde kaldığına dikkat çekti.
BTR’ler ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde fosil yakıtlardan ekonomi dönüşümüne ve daha sıcak bir dünyanın koşullarına uyum sağlamaya yönelik ne kadar finansmana ihtiyaç duyulduğuna dair de bilgi sunacak.
Ülkeler geçen yıl, daha sıcak günler, yükselen deniz seviyeleri veya kuraklaşan tarım arazileri gibi iklim değişikliklerine uyum sağlamak için ulusal planlar için bir çerçeve oluşturmayı taahhüt etmişlerdi. Ancak uyum çerçevesi, ilerlemenin ölçülmesi için niceliksel hedefler veya projelerin iklim finansmanı ile nasıl bağlantılı bir hal alacağına dair ayrıntılara sahip değil. Dolayısıyla ülkeler, COP29 sırasında daha spesifik uyum hedefleri belirlemeyi umuyorlar.
Mısır’daki COP27 zirvesi üzerinden iki yıl geçtikten sonra, iklim kaynaklı felaketler nedeniyle yoksul ülkelere yardımcı olmak amacıyla kurulan “Kayıp ve Zarar Fonu” aracılığıyla yaklaşık 660 milyon dolar mobilize edildi. Bu fon, Filipinler’deki merkezden yönetilecek. COP29 boyunca iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerin, zengin ülkelerden bu fona daha fazla katkı yapmalarına yönelik taleplerini daha yüksek sesle dillendirmeleri de bekleniyor.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…