Uzun bir bekleyişin ardından Küresel Durum Değerlendirmesi metninin dördüncü taslağı, COP28 Başkanlığı tarafından 11 Aralık akşamı paylaşıldı. 21 sayfalık yeni metinde önceki taslağın fosil yakıtların aşamalı olarak durdurulmasına ilişkin barındırdığı bölüme yer verilmedi. Metinde fosil yakıtlardan üç kez, kömürden ise iki kez bahsediliyor ancak petrol ve doğalgazdan bahsedilmiyor. Bunun yanı sıra metin enerji sektörünün karbondan arındırılması konusunda ülkelerin “alabileceği” önlemleri bir seçenekler menüsü sunarak konunun aciliyetini hafifletiyor. Dün gece Avrupa Birliği’nin taslak metinin değiştirilmemesi halinde COP28 iklim görüşmelerini terk edeceğini açıklamasının ardından iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen grupta yer alan Küçük Ada Devletleri İttifakı (AOSIS) de açıklamalarda bulundu.
Samoa’nın Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı ve aynı zamanda AOSIS Başkanı olan Dr Pa’olelei Luteru, “Küçük ada ülkeleri olarak sesimizin duyulmadığını hissettiğimiz için şu anda sürecin çok taraflılık ruhuna uygun olmadığından endişe duyuyoruz” diyerek başladığı konuşmasında, kimi tarafların sürecin şeffaflığından ve kapsayıcılığından ödün vererek ayrıcalıklı muameleden yararlandığını ve AOSIS’lerin görüşlerini duyurmakta bir platform eksikliği yaşadığını ifade etti.
Yaşanan platform eksikliğinin konferansın çıktısı olacak anlaşmada zayıf bir dilin kullanılmasından veya en kötü ihtimalin gerçekleşerek fosil yakıtların anlaşmadan çıkartılmasından endişe duyduklarını belirten Luteru, 1.5°C hedefini koruyacaklarını vurguladı. Küresel Durum Değerlendirmesi metninin 39. maddesinde zayıf ve yetersiz bir dilin yer aldığının altını çizen Luteru, “Devletlerin fosil yakıt konusunda harekete geçmesi gerekiyor. Finansmanı aşamalı olarak kaldırma ve azaltım el ele gitmeli” dedi.
Küresel Durum Değerlendirmesi’nin 39. maddesinde tarafların fosil yakıtları “azaltmak” için izleyebilecekleri sekiz seçenek bulunuyor.
En fazla emisyon salınımı yapan gelişmiş ülkelerin sahip olduğu kaynaklar doğrultusunda fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkılmasında liderlik etmesi gerektiğini vurgulayan Luteru, 1.5°C hedefinin kırmızı çizgileri olduğunu vurguladı ve ekledi: 1.5°C’den ödün veren herhangi bir geri çekilme reddedilecek. Eğer bu COP’ta güçlü azaltım sonuçları çıkmazsa, o zaman bu 1.5°C hedefinin öldüğü COP olacak. Ölüm belgelerimizi imzalamayacağız.”
Fosil yakıtların aşamalı olarak durdurulması konusunda güçlü taahhütler içermeyen metinlere imza atamayacaklarını belirten Luteru, “Eğer bu müzakereler 1.5°C’yi hayatta tutacak güçlü bir sonuç getirmezse, tehlikede olanın bizim hayatta kalmamız olduğunu nasıl anlamazsınız?” diye sitem ederken, AOSIS müzakerecilerinin 1.5°C hedefini yaşatmak için her oturumda ellerinden gelen çabayı gösterdiğini aktardı.
Luteru tarafların fosil yakıtların ve fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılmasına karşı çıkmayı bırakması ve taahhütlerini sorgulamaları gerektiğini söylerken, “Büyük emisyon salıcıları hizmet vermeye devam ettikçe, mevcut CO2 emisyonlarının %90’ından fazlasından ve artan kırılgan ülke sayısından sorumlu olan köhne bir endüstri burada olacak. Halkımızın sadece hayatta kalmayacağı, aynı zamanda gelişebileceği bir gelecek için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü büyük kirleticilerin eylemleri sonucunda başka seçeneğimiz kalmıyor” diye konuştu.
Küçük ada devletlerinin iklim krizinin ortasında yer aldığını hatırlatan Lutero, sözlerini şu cümlelerle noktaladı: “İnsanlardan ziyade kârı önceliklendirmeye devam ederseniz, kendi geleceğinizi riske atmış olursunuz. Tüm müttefiklerimizi çağrımıza destek vermeye ve 1.5°C hedefini canlı tutmak için yanımızda olmaya çağırıyoruz.”
Marshall Adaları Cumhuriyeti Doğal Kaynaklar ve Ticaret Bakanı John Silk, AOSIS başkanının yaptığı açıklamalara katıldığını belirtirken, zirvedeki müzakerelerin böyle devam etmesi halinde bunun Marshall Adaları’ndaki insanlar için ölüm cezası anlamına geleceğini vurguladı ve ekledi: “Bu taslakla sulu mezarlarımıza sessizce gitmeyeceğiz.”
İki haftadır konferansta durmadan ülkesinin durumunu anlatmaya çalışan ve 12 yaşında bir çocuğun annesi olarak COP28 katılan Polinezya Kayası Niue adasından Mona Ainuu, konferansta hayal kırıklığı yaşadığını ve verilen vaatleri ülkelerin sözlerini tutarak yerine getirmelerini istediğini aktardı. “Pasifik’te yardıma ihtiyacımız var” diyen Ainuu, ülkesinde; deniz seviyesinin yükseldiğini, toprakların ve insanların kaybedildiğini paylaştı ve ekledi: “Gelecek yıl hayatta olmazsak başka bir COP’a gidemeyeceğiz.”
Dominik Cumhuriyeti Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Milagros De Camps, AOSIS başkanı ile tamamen aynı fikirde olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, Küresel Durum Değerlendirmesinde ve COP28’de yapılanları düzeltmek için hükümetlerin bir şansı olduğun söyledi. Küçük adalarda yaşanan iklim adaletsizliğinin sorumlularından daha güçlü bir dil beklediklerini ifade eden Camps, 1.5°C’ye ve hatta daha altına uyum sağlayacak bir anlaşma talep etti. Camps’ın ardından söz alan Palau Cumhuriyeti Devlet Bakanı Gustav Aitaro, kendisinden önce konuşan delegelere katıldığını belirtti ve “aslında tek endişe duyduğumuz şey halkımızın hayatta kalması” dedi.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…