COP28’de, ülkelerin ve şirketlerin karbon emisyonlarını dengelemelerine ve bu dengelemelerin ticaretine başlamalarına izin verecek yeni kurallar konusunda anlaşma sağlanamadı.
Avrupa Birliği (AB), Meksika ve Latin Amerika Ailac bloku, COP28 boyunca kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmelerde BM sistemindeki dengeleme projelerinin onaylanması için temel kuralları belirleyecek anlaşmayı reddetti.
ABD, anlaşmanın kabul edilmesini isteyen birçok ülkenin yanındaydı ve daha sıkı kurallar talebinin, projeleri denetleme ve düzenleme konusunda sınırlı imkanı olan birçok gelişmekte olan ülke için zor olacağını belirtti.
Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği Başkanı ve CEO’su Dirk Forrister, “ABD ve Avrupa Birliği’nin bu konuda anlaşmazlığa düştüğünü” söyledi.
27 ülkeden oluşan AB, karbon dengelemelerinde kendi emisyon ticaret sisteminin belirlediği yüksek standartlarla uyumlu olacak kurallar talep etti. AB sistemi dengelemeleri kullanmasa da, şirketlere emisyon izni vererek karbon fiyatlarını etkili bir şekilde belirliyor.
LSEG vadeli işlem piyasası verilerine göre, bir metrik ton karbon salımının fiyatı bu yılın başlarında AB sisteminde 100 euronun üzerine çıktı ve şu anda 70 euro civarında işlem görüyor.
Çarşamba günü Dubai’de bir anlaşmaya varılamaması, hükümetlere ve şirketlere emisyonlarının bir kısmını başka yerlerdeki emisyon azaltıcı projeler için ödeme yaparak dengeleme olanağı tanıyan Paris Anlaşması’ndan sekiz yıl sonra ticaretin halen başlamadığı anlamına geliyor.
Bu durumun karbon piyasları için bir gerileme olduğunu ifade eden Conservation International’dan Lina Barrera, “Pazarda yer almak isteyenler ne bekleyeceklerini bilemeyecekler, bu da pazarın başlatılma sürecini yavaşlatacak” dedi.
Teknik çalışma gruplarının 2024’te sıfırdan müzakerelere başlaması gerekiyor ve bir sonraki anlaşma şansı için 2024’te Azerbaycan’da yapılacak COP29 beklenecek.
Eşzamanlı Süreçler
Müzakerelerde, BM tarafından denetlenen merkezi bir sistem için kurallar oluşturma ve ülkeler arası ikili ticaret için kurallar oluşturma konuları ele alındı. Bu iki konu el ele ilerledi.
AB, tarafları sıkı standartlara uymaya ve merkezi denetim organına karar alma konusunda daha az takdir yetkisi vermeye yönlendiren kuralları savunuyordu. Ayrıca ikili ticaret üzerinde ek denetim istiyordu.
AB’nin iklim delegesi Wopke Hoekstra, “Eğer bir karbon piyasasına girerseniz ve bu tür bir işle ilgileniyorsanız bunun doğrulanabilir, belgelenebilir ve şeffaf olması daha iyi olur” diye konuştu.
Uzmanlar, BM tarafından yönetilen sistemin daha esnek standartlarla başlatılması halinde, bu pazar aracılığıyla belirlenen karbon fiyatlarının muhtemelen AB’deki fiyatlardan daha düşük olacağını ve bu durumun daha yüksek standartlara tabi tutulacak Avrupa işletmelerini rahatsız edeceğini söyledi.
Görüşmelere aşina olan müzakereciler ve gözlemciler, AB’nin böyle bir hareketin kendi sistemini zayıflatmasından ve iddialı iklim eylemini caydırmasından endişe duyduğunu aktardı.
Projelerin çevresel vaatlerinin yerine getirilmemesi ile geçen yıl pazar zayıflamıştı. Birkaç analist, kötü bir anlaşmanın hiç anlaşma yapmamaktan daha iyi olduğunu söyledi.
Carbon Market Watch’tan Gilles Dufrasne, önerilen kuralların ülkelerin kendi standartlarını belirleyebilecekleri çok serbest bir yapıya izin verdiğini belirtirken, ağaç dikmek gibi projelerin zayıf kalacağını ekledi: “Müzakereciler bunu reddederek kötü durumdan en iyi şekilde yararlandılar.”