Dubai’de 30 Kasım’da başlayacak COP28’de birçok önemli karara varılması gerekiyor. Dünya, iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha da şiddetli yaşarken, son raporlar iklim hedeflerine ulaşma yolunda başarısız olduğumuzu gösteriyor.
Rekor sıcaklık ve kuraklığın yaşandığı bir yılın ardından, bu yılki BM iklim zirvesinde, fosil yakıtlardan aşamalı çıkış anlaşmasına varılıp varılamayacağı ve gelişmekte olan ülkelerde enerji geçişinin nasıl finanse edileceği konusu da dahil olmak üzere, iklim değişikliğiyle mücadelede ortak zemin bulmaya çalışan ülkeler için bir dizi tartışmalı konu yer alacak.
İşte 30 Kasım’da Dubai’de başlayacak iki haftalık COP28 müzakerelerindeki temel konular:
İklim Eylemindeki İlerlemenin Değerlendirilmesi
COP28’deki ana görev, ülkelerin 2015 Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklık artışını 2 derecenin “oldukça altında”, ideal olarak ise 1,5 derece ile sınırlama hedefine ulaşma yönündeki ilerlemesinin ilk kez değerlendirilmesi.
Küresel çabaların gecikmesi nedeniyle ülkeler, bu “küresel stok sayımı” sırasında, dünyayı iklim hedeflerine ulaşma yoluna sokmaya yönelik bir plan üzerinde anlaşmaya çalışacaklar. Bu planın, CO2 emisyonlarının azaltılmasına ve yeşil teknoloji yatırımlarının artırılmasına yönelik acil adımları da içermesi bekleniyor.
COP28 müzakereleri başlarken ülkeler, bu uygulamada daha fazla çaba gösterme sorumluluğun yalnızca zengin ülkelere mi yoksa tüm ülkelere mi verileceği konusunda anlaşmazlığa düştü.
Ülkelerin ulusal emisyon azaltma hedeflerini ve planlarını 2025 yılına kadar güncellemeleri bekleniyor.
Fosil Yakıtların Geleceği
COP28’deki en zorlu görüşmeler, fosil yakıtların gelecekteki rolüne ve ülkelerin CO2 yayan kömür, petrol ve gaz kullanımından aşamalı çıkış konusunda taahhütte bulunup bulunmayacakları hakkında olacak.
Ülkeler COP26’da kömür kullanımını kademeli olarak azaltma konusunda anlaştılar, ancak hiçbir zaman gezegeni ısıtan emisyonların ana kaynağı olan tüm fosil yakıtlardan vazgeçmeyi kabul etmediler.
ABD, AB ve iklim açısından savunmasız birçok ülke, ülkelerin fosil yakıtlardan kademeli çıkışını taahhüt eden nihai bir COP28 anlaşması üzerinde ısrar ediyor. Ancak G20, Temmuz ayında yaptığı zirvede bu noktada anlaşamadı. Bunun yanı sıra, Rusya’nın dahil olmak üzere birkaç ülke fosil yakıtlardan aşamalı çıkış fikrine karşı çıkacaklarını belirtti.
BAE’nin COP28 Başkanı Sultan el-Jaber, fosil yakıtların kademeli olarak azaltılmasının “kaçınılmaz” olduğunu söylese de ülkeler, BAE’nin diğer petrol zengini ülkeleri COP28’de bu fikri desteklemeye zorlayıp zorlamayacağını görmek için bekliyor. COP Başkanı olan Jaber, aynı zamanda BAE’nin devlete ait petrol ve gaz şirketi ADNOC’un da CEO’su nedeniyle iklim müzakereleri öncesinde eleştirileri topladı.
Emisyonlarla Mücadelede Teknoloji
BAE ve ekonomileri fosil yakıtlara bağımlı olan diğer ülkeler, COP28’in CO2 emisyonlarını yeraltında yakalamak ve depolamak için tasarlanmış yeni teknolojilere odaklanmasını istiyor.
Uluslararası Enerji Ajansı, bu emisyon azaltım teknolojilerinin küresel iklim hedeflerine ulaşmak için hayati önem taşıdığını söylese de, bunlar aynı zamanda çok maliyetli ve şu anda büyük ölçekte kullanılamıyor. AB ve kimi diğer ülkeler bu teknolojilerin fosil yakıt kullanımını sürdürmeyi haklı çıkarmak için kullanılacağından endişe ediyor.
Temiz Enerji Kapasitesini Artırmak
AB, ABD ve BAE işbirliği ile COP28 Başkanlığı tarafından yapılan bir öneriye göre ülkeler, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve enerji tasarrufunu ikiye katlama hedeflerini değerlendirecek.
Çin’in de aralarında bulunduğu G20’nin önde gelen ekonomilerinin halihazırda yenilenebilir enerji hedefini desteklemesiyle bu önerinin geniş bir destek alacağı görülüyor. Ancak AB ve iklim değişikliğine karşı savunmasız bazı ülkeler, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırma taahhüdünü fosil yakıtlardan aşamalı çıkış ile birleştirmek konusunda ısrar ediyor ve bu da bir çatışma yaratıyor.
İklim Değişikliği ile Açığa Çıkan Maliyetlerin Finansmanı
İklim değişikliği ve sonuçlarıyla mücadele etmek için gerekli bütçe dünya genelinde günümüze dek iklim değişikliğine ayrılan miktarın oldukça üzerinde.
BM’ye göre, gelişmekte olan ülkelerin kıyılardaki deniz yükselmesi veya fırtınalar gibi kötüleşen iklim etkilerine uyum sağlaması için 2030 yılına kadar her yıl en az 200 milyar dolara ihtiyacı olacak. Ayrıca, kirletici enerjinin temiz kaynaklarla değiştirilmesine yardımcı olmak için de finansman gerekiyor.
İklim felaketlerinin halihazırda neden olduğu hasarın maliyetleri de mevcut. COP28’de ülkeler, buna yardımcı olmak için bir “kayıp ve zarar” fonu oluşturmakla görevlendirilecek. Gelişmekte olan ülkeler ise 2030 yılına kadar her yıl en az 100 milyar doların kendilerine aktarılmasını talep ediyor.
Kırılganlığı yüksek ülkeler, sıcaklık artışı yaşanacağı kesin olan bir dünyaya uyum sağlamak için daha fazla yatırım yapılmasını isterken, geçmişten günümüze karbon emisyonu yüksek ölçüde iklim değişikliğine neden olan zengin ulusların borçlarını ödemesini bekliyor.
AB ve ABD, COP28’de kayıp ve zarar fonuna para yatıracaklarını belirtti. Buna yanı sıra kırılganlığı yüksek olan ülkelere yapılacak yardım için özel finansman ihtiyacından da bahsediyorlar. Gelişmiş ülkeler ayrıca, gelişmekte olan ülkelere yılda 100 milyar dolar sağlama yönünde vadesi geçmiş bir iklim fonu taahhüdünü de yerine getirdiklerini kanıtlama beklentisiyle karşı karşıya.