;
COP27 Politika

COP27 İklim Kriziyle Mücadelede Kararlılığı Test Edecek

COP27

Önümüzdeki hafta Mısır’da başlayacak olan COP27, en büyük oyuncuların birçoğunun dikkati Avrupa’daki savaş ve enflasyon nedeniyle dağılsa bile, ulusların küresel ısınmayla mücadele konusundaki kararlılığını test edecek.

Yaklaşık 200 ülkeden temsilciler de dahil olmak üzere 30 binden fazla delege, iklim değişikliğinin nasıl yavaşlatılacağı ve etkilerini hissedenlere nasıl yardımcı olunacağına ilişkin ayrıntıları konuşmak için 6-18 Kasım tarihlerinde sahil beldesi Şarm El-Şeyh’te toplanacak.

Dünya zor bir süreçte. Ülkeler; Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin sonuçları ve artan gıda ve yakıt fiyatları endişeleri arasında iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak için yeterince hızlı ve iddialı hareket etmek adına bir araya gelecekler.

Uzmanlar, en çok sera gazı salımı yapan Çin ve ABD arasındaki ilişkilerde yaşanan soğukluğun iyiye alamet olmadığını söylüyor.

Geçen hafta yayımlanan bir Birleşmiş Milletler raporu, mevcut taahhütlerin emisyonları 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla %10,6 oranında artıracağını gösteriyor.

Rapora göre, Paris Anlaşması kapsamında 193 tarafın toplam iklim taahhütleri, yüzyılın sonuna kadar dünyayı yaklaşık 2,5 derecelik bir ısınma yoluna sokabilir.

Bilim insanları, küresel ısınmayı endüstri öncesi sıcaklıkların üzerinde 1,5 derece ile sınırlamak için o zamana kadar emisyonların % 43 oranında düşmesi gerektiğini söylüyor ki bu eşiğin üzerinde iklim değişikliğinin kontrolden çıkma riski var.

BM’ye göre, COP27 görüşmelerine katılan yaklaşık 200 ülkeden yalnızca 24’ü, geçen yıl İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen BM iklim konferansından bu yana yeni veya güncellenmiş emisyon azaltım planları sundu.

Şili, Meksika ve Türkiye dahil olmak üzere birkaç ülkenin Mısır konferansı sırasında yeni planlar yayımlaması bekleniyor, ancak Çin gibi gelişmekte olan büyük ekonomilerin nasıl hareket edecekleri bilinmiyor.

Greenpeace’in Çin iklim uzmanı Li Shuo, “Çin’in COP27 öncesinde başka bir büyük hamle yapma şansı düşük” dedi.

E3G’de uluslararası iklim politikası uzmanı olan Alden Meyer, Washington ve Pekin arasındaki Tayvan ve Ukrayna’daki savaş gibi konularda diplomatik bağların yıpranmasının küresel iklim ilerlemesi için bir engel olduğunu ve ikisi arasındaki geçmişteki işbirliğinin iklim görüşmelerini hızlandırmaya yardımcı olduğunu kaydetti. “ABD ve Çin işbirliği yapmadan ilerlemek mümkün mü? Evet ama kolay değil” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden’in yönetimi, ABD’li ve uluslararası petrol ve gaz sondajcılarını, küresel pazarları ele almak, tüketici fiyatlarını düşürmek ve Rusya’nın Ukrayna savaşıyla bağlantılı arz kesintilerini dengelemek için üretimi artırmaya çağırıyor. Fosil yakıt çağına hızla son verme sözü üzerine kampanya yürüten bir başkanın politika öncelikleri değişti.

Müzakereler, ev sahibi kıta için önemi göz önüne alındığında, doğalgazın da altını çizebilir. Petrol zengini Afrika ülkeleri, özellikle Avrupa Rusya’nın yerini alacak yeni tedarikçiler bulmak için çabalarken, kaynaklarını geliştirme hakları olduğunu savunuyorlar.

Temiz Hava Görev Gücü’nün Afrika iklim programı direktörü Lily Odarno, “Afrika ulusları, Avrupa’nın enerji güvenliği adına doğalgaz anlaşmalarını güvence altına alırken, Afrika ülkelerine kaynaklarını temel yük enerjisi için geliştirmemelerini söylemesinin ikiyüzlülüğünü dile getirecek” dedi.

Mısır’ın önde gelen iklim müzakerecisi Mohamed Nasr, zirvenin başarısının, ülkelerin küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma hedefini canlı tutarken, yoksul uluslara adil davranılmasını ve zenginlerin desteğini almasını sağlayan bir anlaşma paketi sunup sunmadığıyla ölçüleceğini söyledi.

Nasr, “İklim değişikliği bize nefes alacak alan bırakmıyor. Bilim bize hiçbir şeyin yolunda olmadığını söylüyor” dedi.