;
Politika

COP26 Paris Anlaşması’nın Amaçlarını Yerine Getiremeyecek

Rakamlar, zirvenin küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlayabilecek taahhütlerle sonuçlanmayacağını gösteriyor.

İklim görüşmelerindeki kilit oyuncular, iklim çöküşünü engellemek için son şanslardan biri olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler iklim müzakerelerinin Paris Anlaşması’nın amaçlarını yerine getirmek için gereken atılımı sağlamayacağını ifade ediyorlar.

BM, ev sahibi İngiltere ve görüşmelere katılan diğer önemli figürler, COP26’nın asıl amacına ulaşamayacağını kabul ettiler. Bunun arkasındaki neden ise büyük ekonomilerden kaynaklanan seragazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin taahhütlerin küresel ısınmayı 1.5 derecede sınırlandırmak için gereken emisyon azaltım oranına yaklaşamaması.

Bu Kasım’da Glasgow’da 30 bin kişinin katılımıyla gerçekleşecek olan iki haftalık zirvenin kıdemli gözlemcileri, kampanyacıların ve bazı ülkelerin sonucun yetersiz olması nedeniyle hayal kırıklığına uğrayacaklarını söyledi.

Bununla birlikte, BM, İngiltere ve ABD, konferansın daha geniş hedefi olan “1.5 derece hedefini canlı tutmanın” hâlâ mümkün olduğunu ve Glasgow’da bir araya gelecek dünya liderlerinin gelecek için hâlâ bir yol çizebileceği konusunda ısrar etti.

“Glasgow Anlaşması” biçimindeki bu yol, önümüzdeki birkaç yıl içinde dünyanın karbon seviyelerinin bilimsel tavsiyeler sınırında kalması için gereken emisyon taahhütleri için güncellemelere izin verecek.

Üst düzey bir BM yetkilisi, “%45’lik bir azalmaya ulaşmayacağız, ancak emisyonların düşüş eğilimi göstermesi için masada bir miktar katkı olmalı” dedi.

Bir İngiliz yetkili ise, “COP26, emisyonlar konusunda istediğimiz her şeyi sağlamayacak” dedi. Ancak başarılı bir sonuç elde etmekle görevlendirilen İngiltere, kömürün aşamalı olarak kaldırılması, yoksul ülkelere iklim finansmanı sağlanması ve ormanların korunmasının iyileştirilmesi dahil olmak üzere diğer konularda ilerleme kaydedileceğini umuyor.

İklim ekonomisti Lord Nicholas Stern, emisyon planlarında yetersiz kalmanın başarısızlıkla eşitlenmemesi gerektiğini söyledi. “BM ve çoğu gözlemci ile, emisyon taahhütleri ve bilimsel tavsiyeler arasındaki bu boşluğu tamamen kapatamayacağımıza katılıyorum. Ancak bu boşluğu kapatmak için iyi bir ilerleme ummalıyız ve şimdi ile 2025 arasında bu boşluğu nasıl daha da kapatacağımıza dair mekanizmalar ve mümkün yollar için umutlu olmalıyız. Neyin iyi, daha iyi veya daha kötü olduğu hakkında düşünme şeklimiz bu. Başarı veya başarısızlık odaklı bir dil bana pek yardımcı oluyor gibi görünmüyor” dedi.

Aralık 2015’teki Paris iklim zirvesinde, 196 ülke, küresel sıcaklık artışlarını “1.5 derece ile sınırlandırma arzusuyla, 2 derecenin çok altında” tutmayı kabul etti ancak, emisyon taahhütlerine yönelik Fransız başkentine getirdikleri Ulusal Katkı Beyanları (NDC), her iki hedefi de yerine getirmek için yeterli değildi ve en az 3 derecelik korkunç bir ısınmaya yol açması mümkündü.

Bu nedenle, Fransız ev sahipleri anlaşmaya, ülkelerin sıcaklık hedeflerine ulaşmak için her beş yılda bir yeni hedeflerle müzakere masasına dönmelerini gerektiren bir “kilit mekanizması” ekledi. COVID nedeniyle bir yıl ertelenen COP26, Paris’ten bu yana düzenlenen beşinci iklim konferansı olacak.

Elders Group başkanı, eski BM iklim elçisi ve İrlanda eski başbakanı Mary Robinson, Paris’in amaçlarını yerine getirecek bir sonuca yönelik yüksek umutların karşılanamayacağının kabul edilmesinin, bazı insanları hayal kırıklığına uğratacağını söyledi. Robinson “Aciliyet ve iklim etkileri göz önüne alındığında, NDC’ler hayal kırıklığı yaratacak. Liderlerin yeterince adım atamaması hayal kırıklığı yaratıyor. Ancak eylemlilik orada olacak ve bu çok önemli. Umutlu olmaya kararlıyım” dedi.

Paris Anlaşması’nın orijinal konseptindeki her beş yılda bir sunulan NDC’lerin revize edilmesi gerektiğini, böylece ülkelerden her yıl planlarıyla geri dönmelerinin istenmesi gerektiğini söyledi.

BM de benzer bir görüşe sahip. Üst düzey BM yetkilisi, “Paris Anlaşması bu beş yıllık hedef döngüsünü oluşturdu, ancak bir ülkenin NDC’sini gelecek yıl gözden geçirmesini ve güncellemesini engelleyen hiçbir şey yok” dedi.

İngiltere, ABD ve AB, Paris’te önerilenlerden çok daha sert kesintiler gerektiren NDC’ler sunarken, dünyanın en büyük emisyon salıcısı olan Çin henüz bir NDC sunmadı ve yalnızca emisyonların 2030 itibarıyla zirveye ulaşmasını sağlayacağını belirtti. Ancak uzmanlar bu hedefin, dünyayı 1.5 derece ısınmada tutmak için yeterli olmadığını söylüyor.

Çin, başkan Xi Jinping’in COP26’ya katılıp katılamayacağını henüz açıklamadı ve Çin’in zirvede önemli bir adım atmayacağından korkan iklim diplomatları arasında şaşkınlığa neden oldu. Çin, ABD ve İngiltere ile ilişkiler, Avustralya ile Aukus savunma anlaşmasının duyurulması ve ticaret farklılıkları nedeniyle gerildi.