Bugün başlayan ve 13 Aralık’a kadar devam edecek COP25’te bir araya gelen ülkelerin karbon vergilendirmesi ve emisyon ticaretlerini tartışması bekleniyor.
Bugün Madrid’de başlayan (2 Aralık) ve 13 Aralık’ta sonlanacak 25. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP25) çevre aktivistleri, iş dünyası ve politikacılar bir araya geliyor. Her yıl, iki hafta boyunca ülkeler iklim kriziyle mücadelede neler yapmaları gerektiğini tartışıyorlar. 2015’teki COP21’de Paris Anlaşması kapsamında küresel ısınmanın sanayi öncesi döneme göre 2 derece altında tutulması ve ısınmanın 1.5 derece ile sınırlandırılması yönündeki karar 187 ülke tarafından imzalanmıştı.
Bu yıl konferansta Paris Anlaşması’nın 6. Maddesi kapsamındaki, devletlerin seragazı emisyon kredilerinin sınırlar arası ticaretini ve emisyon azaltımı gerçekleştiren ülkelerin fazla emisyonlarını büyük emisyon üreticilerine satmasını mümkün kılacak mekanizmalar ele alınacak. Bu tartışmalar uluslararası karbon piyasasının ve küresel karbon ücretinin yaratılmasında temel sağlayabilir. Ancak böyle bir mekanizma şu an için oldukça uzak. Hükümetlerin geçtiğimiz yıl gerçekleştirmesi gereken taahhütlerin bu yıl COP25’te yapılması bekleniyor.
Küresel karbon piyasaları arasında daha fazla işbirliği memnuniyetle karşılanacak. Şu anda yaklaşık 50 ülkede karbon vergisi veya emisyon ticareti mevcut. Buna devletler, şehirler ve bölgesel projeler eklendiğinde toplam küresel emisyonların %15’ini oluşturuyor. Çin’in de emisyon ticaret projesini duyurmasıyla bu oranın %20’ye çıkması bekleniyor.
Ancak kirleticilerin ne kadar ücret ödeyeceği konusunda ciddi bir uzlaşma söz konusu değil. İsveç bir ton karbondioksit başına 127 dolar ile dünyadaki en yüksek vergi oranına sahip; ancak karbon ücretlendirmesi olan birçok ülke emisyon üreticilerini ton başına 25 dolar ile ücretlendiriyor. Avrupalı çelik üreticileri, Çinli rakiplerinin hiçbir ücrete tabi olmamasından dolayı yakınıyor ve üretimin daha gevşek kuralların olduğu yerlere kayabileceği, dolayısıyla endüstrinin genel emisyon miktarının artabileceği de ifade ediliyor.
Daha büyük bir sorun ise karbon vergilerinin genel olarak düşük olması. Uzmanlar ton başına 40 ila 80 dolarlık bir ücretlendirmenin 2020’ye kadar uygulanmasının, Paris Anlaşması kapsamındaki hedeflere ulaşmak adına gerekli olduğunun altını çiziyor. Ancak toplam emisyonların sadece %1’i bu miktarda bir ücretlendirmeye tabii.
Politikalar ve küresel iklim krizini yavaşlatmak için gerekli olan eylemler arasındaki farkı kapatmak ve 2020’de Glasgow’da gerçekleşecek COP26’ya hazırlanmak, Madrid’deki taraf devletler için önemli görevlerden. Ülkelerin yeni ve daha iddialı iklim taahhütleri vermesi beklendiği için COP26’nın daha büyük bir etkinlik olacağı da belirtiliyor.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…