;
Ekonomi

COP15’teki Anlaşmayı Hayata Geçirmek için Milyarlarca Dolara İhtiyaç Var

COP15

Yatırımcılar milyarlarca doları temiz enerjiye kanalize etti. Dünya ekosistemlerini korumaya ve daha iyi yönetmeye yönelik yatırım akışları bunlarla kıyaslandığında çok küçük kalıyor.

Biyoçeşitlilik için yetersiz finansman akışı, Montreal’deki BM doğa zirvesinde Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi‘ne verilen ve uzun zamandır beklenen resmi desteğin ardından değişebilir. Ancak, bilim insanlarının koruma için gerekli olduğunu söylediği özel ve kamu sektörü kaynaklarından gelen büyük miktarlardaki sermayenin nasıl yönlendirileceğine dair planlar henüz detaylandırılmadı.

Paralarını çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarını göz önünde bulundurarak yönetmeyi amaçlayan yatırımcılar dünyadaki dengeyi korumaya yönelik yeni finansal araçların ve kuralların gelecekteki şekline ilişkin göstergeler için anlaşmaya bakıyor.

Morningstar‘ın verilerine göre, karada, havada ve suda ekolojik ortamları korumayı amaçlayan fonlara şimdiden yaklaşık 74,3 milyar avro yatırım yapıldı.

Morningstar, çevreyi olumlu yönde etkileyen sektörlerde yer alan şirketlere veya menkul kıymetlere yatırım yapmayı amaçlayan yatırım stratejilerini yürüten 175 fon listeliyor. Bu fonları, sağlıklı ekosistemler adını verdiği bir tema altında topluyor.

En büyük beş öz sermaye sağlıklı ekosistem fonu Pictet, BNP Paribas Asset Management ve Amundi tarafından yönetiliyor ve 21,6 milyar euroyu, yani tüm grubun yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Bu fonlar büyük ölçüde sanayi ve kamu hizmetleri sektörlerinde yoğunlaşmış durumda. Özellikle biyoçeşitliliği hedefleyen yatırım stratejileri gelişmekte olan bir ürün.

Morningstar’ın kendi adlarına biyoçeşitlilik taşıyan ilk 10 sermaye fonuna sadece 907,6 milyon avro yatırım yapıldı. Sınırlı veri toplama, raporlama ve bir şirketin biyoçeşitlilik üzerindeki etkisini ölçmenin zorluğu, yatırım yapmanın önündeki en büyük engeller olarak görülüyor.

AXA Investment Managers’ın portföy yöneticisi Tom Atkinson, “Küresel ekonominin ve içindeki her şirketin biyoçeşitliliği olumsuz etkilediğini biliyoruz. Şu anda sadece portföyümüzdeki şirketlerin (biyoçeşitlilik üzerindeki) olumsuz etkisini değerlendirebiliyoruz. Bu nedenle daha fazla biyolojik çeşitlilik fonu yok ve düzenlemenin tartışmalı olmasının nedeni bu” dedi.

2023’ün başlarında biyoçeşitlilik üzerindeki olumlu etkiyi ölçmek için yeni bir araç oluşturma yolunda hızla ilerleyen yöneticiler, küresel bir biyoçeşitlilik çerçevesinin yürürlükte olması ve şirketler için bir doğa raporlama çerçevesi olan Doğayla İlgili Finansal Açıklamalar Görev Gücü (TNFD) ile talebin artacağını tahmin ediyorlar.