Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi’nin (CREA) baş analisti Lauri Myllyvirta tarafından yürütülen Carbon Brief analizi, temiz enerjinin artık Çin ekonomisindeki büyümenin en büyük itici gücü olmasına rağmen, ülkenin temel 2025 iklim hedeflerinin tamamından sapmış olduğunu ortaya çıkardı.
Yıllar süren olağanüstü hızlı büyümenin ardından Çin, şimdi hem içeride hem de uluslararası alanda dalgalanmalara neden olan bir yavaşlamayla boğuşuyor. Hükümet, yenilenebilir enerji endüstrisinin büyümesini hızlandırdı ancak aynı zamanda inşaat ve imalata teşvik fonları sağladı ve yeni kömür santrallarını onaylamaya devam ediyor.
Çin’in toplam enerji tüketimi 2023’te %5,7 arttı; bu, enerji talebinin GSYİH’den daha hızlı arttığı 2005’ten bu yana bir ilk. Çin ekonomisi geçen yıl %5,2 büyüdü; bu oran çoğu ülke için hızlı olsa da ülkenin önceki büyüme oranlarıyla karşılaştırıldığında yavaş kaldı.
Ancak COVID-19 salgını sırasında ve sonrasında ekonomik büyümesinin oldukça enerji yoğun olması nedeniyle Çin’in ekonomik büyümesi yavaşlasa da karbondioksit emisyonları artmaya devam etti. 2021 ile 2023 arasında Çin’in karbondioksit emisyonları yıllık ortalama %3,8 artarken, 2016 ile 2020 arasında yıllık %0,9 arttı. Aynı dönemde GSYİH büyümesinde ise hafif bir yavaşlama gözlemlendi.
Paris Anlaşması kapsamında Çin’in iklim taahhütleri, 2025 yılına kadar bir dizi hedefin karşılanmasını gerektiriyor; bunlar arasında fosil yakıt harici enerji kaynaklarının payının %20’ye çıkarılması ve ekonominin karbon yoğunluğunun %18 oranında azaltılması yer alıyor. Karbon yoğunluğu, bir kilowatt saat elektrik üretmek için kaç gram CO2 salındığını ifade ediyor.
Buna karşın Myllyvirta’nın analizi, Çin’in bu hedeflerin çoğunda, özellikle son dönemdeki ekonomik büyümenin karbon yoğunluğundan dolayı “yoldan sapmış” olduğunu ortaya çıkardı. Myllyvirta, hükümetin 2025 hedefine ulaşmak için CO2 emisyonlarının %4 ile %6 arasında düşmesi gerektiğini öngörüyor.
Sorunun bir kısmı, COVID-19 pandemisi sırasında hükümetin ekonomiyi desteklemek için inşaat ve imalat sektörüne teşvik önlemleri sağlamasında kaynaklanıyor ve bu, Myllyvirta’nın ifadesiyle, “büyümeyi daha karbon yoğun bir yöne kaydırmış” durumda. Aynı zamanda, birçok ülke, teşvik önlemlerini hanelere yönlendirerek tüketici mallarına olan talebi artırdı ve bu da Çin’de ihracat patlamasına neden oldu.
Myllyvirta, “İyimser bir yaklaşımla, pandemi öncesi ve sırasında ekonomik yapıdaki bu bozulmalar tersine çevrilebilir ve bu, temiz enerji hamlesiyle birleştiğinde emisyonların hızla azaltılmasına hizmet edebilir.”
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2023 yılında Çin, 2022’de tüm dünyanın gerçekleştirdiği kadar güneş fotovoltaik santralı kurmuş olsa da, son yıllardaki enerji talebindeki hızlı büyüme, temiz enerjiye yapılan yatırımları aşmış durumda.
Artan enerji talebine yönelik mevcut trende göre, fosil yakıt harici kaynaklardan enerji üretiminin 2025 hedefine ulaşabilmesi için yılda %11’den fazla büyümesi gerekecek. Günümüzde ise yenilenebilir enerji üretimi yıllık %8,5 oranında artıyor. Temiz enerji, 2023 yılında Çin ekonomisine 1,6 trilyon dolar katkıda bulunarak yatırımlardaki büyümenin tamamını oluşturdu.
Çin ekonomisinin karbon yoğunluğunu 2025’e kadar %18 azaltma hedefine gelince, Çin şu ana kadar 2020’den bu yana sadece %5’lik bir azaltım gerçekleştirebildi. Bu, CO2 emisyonlarının hedefe ulaşmak için kesinlikle 2023 ile 2025 arasında düşürülmesi gerektiği anlamına geliyor.
Ulusal Enerji İdaresi’ne göre, Çin’in 2023 yılında kurulu yenilenebilir enerji kapasitesi 1,45 milyar kilovatı aşarak, ülkenin toplam kurulu güç üretim kapasitesinin yarısından fazlasını oluşturuyordu. Ancak CREA tarafından yayınlanan ayrı bir rapor, Çin’in 2022’de 104 GW, 2023’te ise 114 gigawatt (GW) kömür enerjisine onay verdiğini ortaya çıkardı. Çin’in küresel kömür emisyonlarındaki payı 2023’te %64’ü aştı.
2021’de Çin lideri Xi Jinping yeni kömür enerjisini “sıkı bir şekilde kontrol etmeyi” taahhüt etmişti ancak yeni kömür onayları hızla arttı. 2020 ile 2023 arasındaki enerji üretimindeki büyümenin neredeyse yarısı kömürden geldi. Bunun nedeni kısmen, bazı termal enerji geliştiricileri ve hükümet yetkililerinin bu 10 yılı, Xi’nin zirveye ulaşacağına söz verdiği 2030’dan önce CO2 emisyonlarının artmaya devam edebileceği bir fırsat penceresi olarak görmesi. Yine de Çin’in bu hedefe 2025 yılına kadar ulaşması bekleniyor.
Yerel yönetimler, özellikle de madenciliğin yoğun olduğu bölgeler, GSYİH rakamlarını artırmak için genellikle kömür madenlerine ve termik kaynaklarına yapılan yatırımlara güveniyor.
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…
Yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın geçiş ekibi, elektrikli araçlara ve şarj istasyonlarına yönelik desteğin kesilmesini…
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…