Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) tarafından çimento sektörünün bölgesel dinamikleri ve ülke ekonomisine etkilerini tartışmak üzere gerçekleştirdiği “Anadolu Buluşmaları”nın üçüncüsü Mersin’in ev sahipliğinde gerçekleşti. Dünya Gazetesi işbirliği ile gerçekleşen online buluşmada, sektörün Yeşil Mutabakat ve karbon sıfırlama hedefine yönelik çalışmaları ele alındı.
TÜRKÇİMENTO, sektöre yön vermek ve gelecek vizyonu çizmek amacıyla başlattığı Anadolu Buluşmaları’nı “Türkiye Ekonomisini İnşa Edenler” başlığı ile sürdürüyor. Sektörün bölgesel dinamikleri ve ülke ekonomisine etkilerinin tartışıldığı buluşmaların üçüncüsü Mersin ev sahipliğinde gerçekleşti. Buluşmaya TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, ÇİMSA Genel Müdürü Umut Zenar, MEDCEM Çimento Genel Müdürü Murat Kahya konuşmacı olarak katıldı. Buluşmanın moderatörlüğünü MENA İletişim Ajans Başkanı Suat Özyaprak üstlendi.
TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, sektörün sürdürülebilirlik çalışmaları ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Sürdürülebilirlik meselesinde Türkiye’nin öncelikle Paris Anlaşması meselesini çözmesi lazım. ABD’nin anlaşmaya tekrar katılma kararıyla anlaşmayı onaylamayanlar arasında çok kısıtlı ülkeler kaldı. Türkiye bunların arasında olmamalı. Türkiye’nin 2050 hedefine ulaşması için destek lazım, teknoloji lazım, yatırım lazım. Endüstrilerin bu yönde nasıl destekler alacağı henüz net değil. İhracat pazarlarının sürdürülebilirliği ve rekabetçiliğin korunması için bu konuların netleşmesi önemli. Bütünsel yaklaşım ve planlama önemli. Belediyeler, merkezi yönetim, birden fazla bakanlık çözümün bir parçası olmak durumunda. Bütün bu paydaşların ortak noktada buluştuğu bir model yaratmak durumundayız.
ABD’de gördük, bu konunun bakan seviyesinde sahibi var. Bizim de bir koordinasyona ihtiyacımız var. Gideceğimiz yolu, yöntemin ve beklentilerin bu masaya konulması gerekiyor. Sektör olarak sürdürülebilirlik bizim için kozmetik bir konu değil, var olmamız için bir neden. Getireceği maliyetlere rağmen Paris Anlaşması’nı destekliyoruz. Bu da bu konuya verdiğimiz önemin bir göstergesi. Uzun zamandır bu konuda hem kafa yoruyor hem de yatırım yapıyoruz. 2050 sıfır emisyon hedefini her sektör gibi biz de çok ciddi bir şekilde ajandamıza almış durumdayız. Uzun ve meşakkatli bir yol ama gerçekçi bir hedef. Bu konuda sektörün Karbon Yol Haritası olarak bir hazırlığımız var. 1-2 ay içerisinde tamamlanacak.”
ÇİMSA Genel Müdürü Umut Zenar sürdürülebilirlik konusunda çok önemli çalışmalar yürütüldüğünü belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Aslında sektör olarak kendimizi anlatamıyoruz. Sürdürülebilirlik konusunda çok önemli çalışmalarımız var. ÇİMSA olarak atık kullanımı konusunda ciddi bir hedef koyduk. Yıllık atık kullanım oranlarımızı yaklaşık 2 katına çıkaracağız, bu da gerçekten çevreci bir yaklaşım. Mersin fabrikamızda atık ısı yatırımımız bulunuyor, atık ısıdan ürettiğimiz enerji, fabrikanın toplam tüketiminin %20’sini oluşturuyor. Bu rakam da ciddi bir rakam, sürdürülebilirlik bizim için büyük önem arz ediyor.”
MEDCEM Çimento Genel Müdürü Murat Kahya ise özellikle belediye atıkları ile alternatif yakıt tüketimini azaltılabileceğine değinerek şunları söyledi: “Sektör çok ciddi anlamda sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Son 10 yılda yapılmış önemli yatırımlar var. Sektörün karbon emisyonlarını azaltmak için yapacağı belli. Enerji verimliliğini sağlamak ve katkılı çimento üretimini ve alternatif yakıt kullanımını artırmak. Bu konularda yürüttüğümüz çalışmalar da var. %22 oranında kendi enerjimizi üretiyoruz. Ancak alternatif yakıta yönelme kısmında zorluklarımız var. Ülkemizde yakıt amaçlı atığa ulaşmak çok zor. Bu nedenle yurt dışından atıktan türetilmiş yakıt ithalatı ile ilgili çalışmalar yapmalıyız. Bahsettiğimiz ithalat tehlikesiz maddelerden üretilmiş yakıt ithalatı. AB’de bunun kullanım oranı %44. Onlar da alternatif yakıt kullanımını yükseltmek için bu gibi çeşitli süreçlerden geçmişler. Bizim de geçici süreyle bu desteğe ihtiyacımız var. Sıfır atık hedefi yapılması gereken güzel bir hedef. Biz de bu konuda destek bekliyoruz. Avrupa ülkeleri gibi atıkları düzenli depolama miktarını azaltmamız lazım. Bu şekilde özellikle belediye atıkları ile alternatif yakıt kullanımını artırabiliriz. Bu konular gerek sürdürülebilirlik gerekse de sektörümüzün ihracatta rekabet gücü açısından çok öncelikli.”
Dünya Gazetesi Yöneticisi Hakan Güldağ, tüm dünyanın gündeminde yer alan yeşil finansman ve COVID-19 sonrası toparlanma süreci ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Avrupa yeşil dönüşüme mutlaka olacak gözü ile bakıyor. Olsa da olur değil. Burada yeşil finansman noktasında kaynaklar artacak. Dünyanın en büyük fonu bundan sonra vereceği bütün finansmanı yeşil ekonomi ile bağlantılı olacağını ilan etmiş durumda. Buna uygun projelerin üretilmesi önem kazanacak. COVID-19 sonrası ekonomik toparlanmanın yeşil dönüşüme dayalı olacağı ortaya çıkmış durumda. Paris İklim Anlaşması’nı parlamentodan geçirerek geçmiş yüzyılda kaldığı anlaşılan ülkeler arasından ayrılmamız lazım. 4.0 yeni geride kaldı derken, 5.0 çıktı. 4.0 devam edecek, iklim meselesi, sürdürülebilirlik meselesi odağında olacak diyor. Bizim buna kendimizi ciddi şekilde odaklamamız lazım. Türkiye’nin ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Yeşil teknolojiler ciddi teknolojiler. Karbon emisyonunu azaltan her türlü teknoloji Türkiye ihtiyaçları ile örtüşüyor. Bunlar odaklı bir sanayi politikasın dönüşür ise bize avantaj sağlayacak.”