Akbelen Ormanı’nı ziyaret eden CHP’li Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Yeniköy-Kemerköy Termik Santralı’nın kömür sahasının genişletilmesi için Akbelen’de yapılan orman kıyımına dair açıklamalarda bulundu. Kara, “Halihazırda geri dönüşü olmayan büyük zararlar verildi. Daha fazla geleceğimizden çalmalarına izin vermeyeceğiz. Ormanlarını korumak için Akbelen’de olan herkesle dayanışma halinde olacağız” dedi.
Akbelen’de yapılan orman tıraşlamasını ekokırım olarak tanımlayan Nermin Yıldırım Kara, “Ne uğruna bizim geleceğimizi yok ettiklerini ve bu bilinçli kötülüğü neden yaptıklarını vurgulamamız gerekiyor. Basına da yansıdığı üzere bugüne kadar, Akbelen’deki ekokırımdan da sorumlu olan Limak’ın her projesine ‘ÇED gerekli değildir’ ya da ‘ÇED olumlu’ kararları verilmiş” diyerek açıklamasına başlayan CHP’li Milletvekili, Limak’ın geçmiş projelerine değinerek devam etti: “Çevre Bakanlığı bir tane bile projesini reddedememiş ve 52 projesini onaylamış. Reddedememiş diyorum çünkü ortada rasyonellikle yazılmış raporlar ya da işlemler yok, birilerinin çıkarı uğruna kapı kulu gibi davranılıyor. Kamudan aldıkları yüklü ihalelerle, yurttaşın cebinden çaldıklarıyla zengin edildi bu şirketler. Lakin ne karınları doyuyor ne de hırsları tükeniyor. Toprağımız, havamız, suyumuz, yaşam alanlarımız ve ormanlarımız bu şirketler tarafından sarıldı ve kuşatıldı. Bu harami tutum karşısında direnen yurttaşlar, kolluk kuvvetleri kullanılarak darp ediliyor ve gözaltına alınıyor. Şirketin biraz daha ihya olması için ağaca, toprağa ve insana her türlü zulmü reva görüyorlar.”
Kömürden Enerji Üretimi Arkaik Bir Metot
Yaşanmakta olan küresel iklim krizinde ormansızlaşmanın da büyük bir rol oynadığının altını çizen Hatay Milletvekili, ormanları ortadan kaldırmanın “kelimenin tam anlamıyla cinayet” olduğunu ve bu cinayetin bir an önce durdurulmasını istediğini söyledi. Limak’ın Akbelen’deki katliamı nasıl meşru kılmaya çalıştığını da ifade eden Milletvekili Yıldırım Kara, “Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede en azından 2050’lerin başından itibaren net sıfır hedefine ulaşması gerekİyor. Bunu sağlayabilmesinin en önemli yolu artık bütün dünyanın vazgeçtiği kömürü bir kenara bırakıp, yenilenebilir enerjiye yönelmesidir. Her gün bilim insanları üstüne basa basa bunu söylerken Limak şirketi, enerji üretiminin yüzde kaçından sorumlu olduğunu bize işaret ederek yapılanların meşru olduğunu kamuoyuna dikte etmeye çalışıyor” dedi.
Sağlık ve Çevre Birliği’nin hazırladığı rapora da değinen Hatay Milletvekili, Ocak 2022’de hazırlanmış rapora göre; “Muğla’da faal olan üç kömürlü termik santralın, 1982’den 2020 yıl sonuna kadar, ülkede yarattığı kümülatif sağlık etkisinin ekonomik maliyeti 98,46 milyar Euro” olduğunu belirtirken, “Şirket yapılanları makul ve rasyonelmiş gibi kamuoyuna yüzdelerle sunarken Türkiye’de yarattığı yıkımı umursamıyor. Yurttaşların yaşadığı sağlık sorunları ve bu sağlık sorunlarının harcamaları, kuraklık yüzünden ortaya çıkan ekonomik etkiler, iklim değişikliğine bağlı olarak artan sel felaketleri, Temmuz ayı içerisinde yaşanan sıcaklık rekorları ve yitip giden yaşam alanları umurlarında değil” dedi.
Direniş Meşru, Kesimler Hukuksuz
İkizköy’de yaşayan yurttaşların öncelikli söz hakkına sahip olduğunun altını çizen Yıldırım Kara, “Orada yaşayan insanlara sormak zorundasınız. Yaşam alanlarını işgal edip bir de seyirci kalmalarını bekleyemezsiniz” demesinin ardından Akbelen Ormanı’nda verilen mücadelenin hukuki boyutunu da aktardı: “Anayasanın 56. Maddesi gereğince, her yurttaş sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Bunu sağlamak hem devletin hem yurttaşların görevidir. Yine Anayasanın 169. Maddesi gereğince devlet ormanları korumak ve geliştirmekle yükümlüdür. Eğer iktidar şirketlere sahip çıkıyorsa, yaşam alanını ve ormanlarını korumak için yurttaşın direnmesi meşrudur.”
Akbelen Ormanı’nda yaşanan hukuksuzlukların bununla da kalmadığını vurgulayan Hatay Milletvekili, “ÇEHAV’ın açıklamasına göre şirkete tahsis edilmiş orman kesim izni, 28.12.2021 tarihinde bitmiş. Yani Akbelen’de bu hafta yapılan kesimlerin hepsi hukuksuz. Şimdi yapılması gereken, bu hukuksuzlu sürdürenler hakkında derhal soruşturma başlatılmasıdır ve kolluk kuvvetlerinin bölgeyi terk etmesidir. Halihazırda geri dönüşü olmayan büyük zararlar verildi. Daha fazla geleceğimizden çalmalarına izin vermeyeceğiz. Ormanlarını korumak için Akbelen’de olan herkesle dayanışma halinde olacağız” dedi.