Politika

CHP’li Kara: “Felaket Göz Göre Göre Geldi; Şirket Kadar Yetkililer de Suçlu”

TBMM Çevre Komisyonu üyesi Nermin Yıldırım Kara, Anagold Madencilik şirketinin göz göre göre yıkıcı bir felakete sebep olduğunu söylerken, şirket kadar madenin faaliyetine izin veren yetkililerin de suçlu olduğunu vurguladı.

Erzincan’ın İliç ilçesinde Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holding’in ortağı olduğu Çöpler Altın Madeni’nin bulunduğu geniş bir alanda yaklaşık 10 milyon metreküp toprak, 200 metrelik yamaçtan hızla aşağı doğru aktı. Siyanür kaynaklı yaşanan felaket maden ile ilgili tartışmaları tekrar gündeme getirdi.

Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Maden’inde yaşanan göçük felaketi hakkında yazılı açıklamada bulunan CHP’li milletvekili Nermin Yıldırım Kara, şirketin faaliyete başladığı 2008 yılından beri çeşitli çevre dernekleri ve meslek odalarının İliç ve çevresindeki yaşamın katledilmemesi için mücadele verdiğini ifade etti: “Örneğin TMMOB neredeyse her açıklamasında İliç sahasında yaşanacak kaymanın önemli bir felakete sebep olacağını belirtmişti. Bunun karşılığında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yerel mahkemeler tüm yolları tıkadı.”

2021 yılında onaylanan ÇED Raporu’na dikkat çeken Milletvekili Kara, “O dönem bakanlık yapan Murat Kurum’un onayladığı ÇED Raporu ise birçok şeyi gizlemeyi başarmıştı. Önce 16 Nisan 2008’de, sonra 10 Nisan 2012, 17 Mayıs 2012, 24 Aralık 2014 tarihlerinde sürekli kapasitesini genişletmiş ve bu genişletmelere müdahale olmadan ‘ÇED Olumlu’ kararı almıştı. 2021 yılında hazırladığı raporda ise tam olarak şu cümleleri kullanıyor: ‘Çalışma alanı düşük miktarda yağış aldığından ve yüzeyde bitki örtüsü az masif kireçtaşı ve mermer kütleleri bulunduğundan heyelan potansiyeli taşımamaktadır.’ Bugün yaşadıklarımız ise durumun tam tersini gösteriyor. Bu yüzden şirket kadar bu rapora olumlu kararını veren yetkililer de suçludur” diye konuştu.

“Cezalar Yerine Ödüller Verildi”

Özellikle madencilik alanında denetimsizliğin günden güne yaygınlaştığını ifade eden Hatay Milletvekili Kara, “Yurt dışından gelen şirketler adeta burayı sömürge alanı olarak kullanıyor. Denetimsizlik ve suç duyuruları neticesinde ortaya çıkan takipsizlik kararları ise bu durumu daha da perçinliyor” derken, yabancı şirketlerin Türkiye’yi eski usul madencilik yapabilecekleri, neredeyse hiçbir bedel ödemeden inanılmaz kârlar edebilecekleri bir alan olarak gördüklerini ifade etti.

“Anagold’un bu cüretinin kaynağının” da şirketlerin Türkiye’ye karşı bu bakış açısı olduğunu vurgulayan CHP’li milletvekili 2021’de alınan ÇED onayından sonraki süreci şöyle özetledi: “Çeşitli davalara konu olan bu maden faaliyetinin defalarca yaşam alanında yarattığı tahribat, siyanürlü altın madenciliğinin ortaya çıkaracağı tehlike, bölgenin aktif fay hatları üzerinde bulunması ve kendilerinin kabul etmediği heyelan tehlikesi dile getirildi. Henüz bu hukuki mücadeleler sürerken 2022 yılında, borulardaki yırtılma neticesinde siyanürlü solüsyon çevreye taşmış ve tahribata neden olmuştu. Bu dönemde 16,4 milyon TL’lik göstermelik ceza verilmiş ve 3 ay madeni durdurma kararı alınmıştı. Burada sızan solüsyonun 20 ton olduğu ama içerisinde 8 kilogram siyanür bulunduğu söylendi. Denetim eksikliğinden bunun doğruluğunu bilmiyoruz. Sonrasında ise basına yansıdığı üzere; şirket bilançosunda yapılan incelemelerde 7,2 milyon dolarlık bir vergi borcunun silindiği ortaya çıkıyor. Tüm bunların yanı sıra; 2023 yılında ise tekrar bir genişleme projesine ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı veriliyor. Cezaların göstermelik, ödüllerin ise oldukça büyük olduğunu görüyoruz. Tüm bu kapasite artışları ve genişleme daha büyük havzalara açılmaların da habercisi niteliğindeydi. Tüm yetkililerin gözünün önünde büyük bir ekokırımla büyük bir coğrafyada madenciliği yaymaya çalıştılar.”

“Topraktaki Ağır Metal Kirliliğine Bile İsteye Sebep Oldular”

Yaşanan felaketlerin bununla sınırla kalmayacağının altını çizen Yıldırım Kara, siyanür ile birlikte kurşun, kadmiyum, çinko, bakır ve cıva gibi birçok ağır metal doğaya karıştığını ve tüm bunların toprağa karışmasının bölgedeki bütün canlılığı uzun süreli olarak etkilediğini belirtti. Bölgedeki yüzey suyu potansiyeline de değinen CHP’li milletvekili şöyle devam etti: “Madencilik faaliyetinin yer aldığı Fırat ve Dicle Havzası ülkemizin yüzey suyu potansiyelinin yüzde 28,5’ini oluşturuyor. Fırat Nehri’ne 350 metrede bulunan bu alan doğrudan nehri ve bileşenlerini etkiliyor. Suya bağlı ekosistemleri birinci derecede riske atıyor. Yaşadığımız felaketteki en büyük tartışmayı da oluşturan bu nehre olan yakınlık.”

TBMM Çevre Komisyonu üyesi Kara, 2021 yılında alınan “ÇED Olumlu” kararına karşı açılan davalardan birinde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in o dönem verdiği soru önergesine verilen cevapta “bu bedelleri neden ödediğimizin” konu edildiğini aktardı: “Bu cevaba göre; 2019 yılında altın ruhsatlarından 36,257,570,60 TL, altın içeren kompleks madenlerden ise 262,355,247,61 TL Devlet Hakkı tahakkuk ettirilmiş. 2019’da altın şirketleri 17milyar 745 milyon TL değerinde altın çıkarmış. Yani her gün yeni bir felaketle karşılaştığımız bu ve benzeri madencilik faaliyetleri sonucunda devlet hakkı olarak bırakılan yüzde 1,5. On yıllarca belki yüz yıllarca süre etkisini hissedeceğimiz toprağımızın zehirlenmesinin, tarım ve ormanlık alanlarımızın kurutulmasının, sürekli iş cinayetleri yaşamımızın bedeli bu kadar.”

Önceki Haberler

“İklim Değişikliğiyle İlgili Komplo Teorilerinin Türkiye’de Yaygınlaşması Muhtemel”

Komplo teorilerine neden inanırız? Doç. Dr. Onurcan Yılmaz ile birlikte yazdıkları çalışmalarıyla bu soruya yanıt…

3 Temmuz 2024

İklim Değişikliğinin Son 19 Yıldaki Maliyeti 2,8 Trilyon Dolara Ulaştı

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, iklim kaosunun çok büyük bir ekonomik maliyeti olduğunu…

3 Temmuz 2024

Yapay Zeka Yatırımları Karbon Emisyonlarını Artırıyor

Teknoloji devleri yapay zekaya büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor. Ancak veri merkezlerinin artan elektrik ihtiyacı…

3 Temmuz 2024

COP29’un Ev Sahibi Azerbaycan İklim Eylem Planını Güçlendiriyor

Ülkenin üst düzey bir yetkilisi yaptığı açıklamada, bu yıl Kasım ayında COP29 iklim zirvesine ev…

3 Temmuz 2024

Yeni Vergi Paketini Uygulamak Yerine Fosil Yakıt Teşviklerinden Vazgeçilmeli

SEFiA’nın yeni çalışması, önerilen yeni vergi paketi ile elde edilmesi beklenen gelirlere karşılık, fosil yakıt…

2 Temmuz 2024

Akçay Sulak Alanı için 2000’e Yakın İmza Toplandı

Akçay Sulak Alanı’nın yok olmasını engellemek adına toplanan 2000’e yakın imza yetkililere teslim edildi. Yurttaşlar,…

2 Temmuz 2024