Yeni yapılan bir araştırma, çevrimiçi video hizmetlerinin küresel emisyonların %1’inden sorumlu olduğunu ortaya koyuyor.
The Shift Project tarafından yeni yayımlanan “Climate Crisis: The Unsustainable Use Of Online Video” (İklim Krizi: Çevrimiçi Videonun Sürdürülebilir Olmayan Kullanımı) adlı rapor, özellikle çevrimiçi video hizmetlerinin karbon ayak izine odaklanıyor. Çevrimiçi video hizmetlerinin küresel veri akışındaki oranın %60’lara ulaştığını ifade eden çalışma, bu hizmetlerin önemli bir emisyon kaynağı olduğunu da gözler önüne seriyor. Bu hizmetlere erişmek için önemli miktarda enerji (elektrik) kullanılıyor.
Çalışma, internette izlediğimiz videolar üzerinden ortaya çıkan seragazı emisyonlarının 300 milyon ton CO2 eşdeğerinin üzerine çıktığını ve bunun da İspanya’nın yılda ürettiği toplam seragazlarına eşit olduğunu ortaya koyuyor. Bu veriler, çevrimiçi video hizmetlerinin küresel emisyonların %1’inden sorumlu olduğunu gözler önüne seriyor. Üstelik internet kullanımı ve çevrimiçi video emisyonları her yıl ortalama %9 artıyor.
Netflix ve Amazon videoları emisyon kaynakları arasında başı çekiyor, küresel çevrimiçi video izleme emisyonlarının %34’ü bu iki hizmet kullanımı ile ortaya çıkıyor. Bu iki hizmeti porno %27 ve YouTube ve benzeri “tube”lar ise %18 ile takip ediyor.
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…