;
Analiz Politika

Çevre Aktivisti Olmak Tehlikelileşiyor

Dünyada 2002-2017 yılları arasında çevre koruma çalışmaları ve eylemleri nedeniyle katledilenlerin sayısının geçmişe oranla ikiye katlandığı belirtiliyor. Nature Sustainability’nin Ağustos ayında yayımlanan araştırmasında, son 15 yılda arazi, orman, su ve diğer doğal kaynakları korumak isteyen 1500 kişinin öldürüldüğü açıklandı.

Haber: Gülce Demirer

Çevre aktivisti olmak hiçbir zaman kolay olmadı ama son 20 yılda hiç olmadığı kadar tehlikeli hale geldi. 2002-2017 yılları arasında bu nedenle, dünyanın dört bir yanında her yıl hayatını kaybedenlerin sayısı ikiye katlanırken, arazi, orman, su ve diğer doğal kaynakları korumak isteyen 1500 kişi öldürüldüğü açıklandı. Cinayetler çoğunlukla yolsuzluk oranlarının yüksek, hukukun ise zayıf olduğu ülkelerde meydana geldi. Nature Sustainability’nin Ağustos ayında yayımlanan araştırmanın yazarları, “Çevre koruma nedeniyle öldürülenlerin sayısı İngiltere ve Avustralya’nın deniz aşırı savaş bölgelerinde hayatını kaybeden askerlerin sayısını geçiyor” diyorlar. Scientific American’ın haberine göre ise bu cinayetleri işleyenlerin sadece %10’u cezalandırılmış durumda. Bunun nedenleri arasında da yüksek mevkilerin koruması ya da kaynak yetersizliği sebebiyle gerekli soruşturmaların yapılamaması yer alıyor.

Araştırma, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Global Witness tarafından çevre aktivizmi sebebiyle öldürülen veya istismara uğrayanlara dair verileri üç farklı kaynaktan doğruluyor. Global Witness’ın verilerini kullanarak araştırmacılar, “Tarım hasadı, ormanlık alan, madencilik ve barajların sayısına bakarak öldürülenlerin sayısındaki artışın bu çalışmalarla bağlantılı olup olmadığını” inceliyor.

Hayatını kaybedenlerin sayısı ayrıca World Justice Project’in ülkelerin hukukuna dair verileriyle ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün ülkelerin yolsuzluk seviyesiyle karşılaştırmalar yapılarak doğrulanıyor. Bulgulara göre Güney ve Orta Amerika, çevre aktivisti olmak için en kötü yerler. Bu bölgeler madencilik ve büyük tarım projelerinin en yoğun olduğu ve çevre aktivistlerinin en çok öldürüldüğü alanlar.

Ödüllü çevre hakları savunucusu Berta Isabel Cáceres, 2 Mart 2016’da, Lenca halkının yaşadığı Honduras’taki Gualcarque nehrine yapılmak istenen ve uluslararası olarak desteklenen hidroelektrik barajına karşı mücadelesinin ardından öldürülmüştü. İçlerinde askeri yetkilelerin de olduğu yedi kişi 10 Ocak 2019’da cinayetten cezaya çarptırıldı.

 

 

 

 

Dünyada çok az sayıda bulunan ve Antalya’nın bu bölgesinde yoğunca bulunan sedir ağacı toplulukları ve diğer nadir orman ağacı türlerini kapsayan Alacadağ’ın 427 hektarlık bir bölümü 1990 yılında “Tabiatı Koruma Alanı” olarak koruma altına alınmıştı. Ancak 2000’li yılların ortalarından itibaren ardı ardına açılmaya başlayan mermer ve taş ocakları, hem sedir topluluklarının bulunduğu Alacadağ Tabiatı Koruma Alanı’nın sınırına dayandı ve Büyüknohutçu ailesinin de yaşadığı bölgeyi tehdit etmeye başladı.

Bunun üzerine Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti yaşadıkları bölgedeki doğayı ve hayatı savunmak adına mücadele etmeye başlamışlardı. 11 Mayıs 2017’de Antalya’nın Finike ilçesi Kızılcık Yaylası’ndaki dağ evlerinde yaşayan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti öldürüldü.

Yoğun tarımsal faaliyetler gerçekleştirilen ve hidroeletrik santrallarının çok olduğu bölgelerde de cinayet oranları daha yüksek. Avukatlar, gazeteciler, aktivistlerin yanı sıra yerel halkların temsilcileri en çok cinayete uğrayanlar.