Cengiz Holding, Halilağa Bakır Madeni projesi kapsamında Kazdağları’nın eteklerindeki Bayramiç ilçesinde asırlık ağaçların kesimine devam ediyor. STK’ların ve yurttaşların madene yönelik açtığı davayı üstlenen avukat Cem Altıparmak ise kesimin açık bir hukuksuzluk olduğunu söylüyor.
Cengiz Holding, Halilağa Bakır Madeni projesini 2019’da Kanadalı Liberty Gold’dan 55 milyon dolara devralmıştı. Projenin işletme ruhsat alanı yaklaşık 51 bin 660 dönüm, yani yedi bin 380 futbol sahası büyüklüğünde.
Holding son olarak, Kazdağları’nın eteklerindeki Bayramiç’te iş makineleri ve kesim ekipleriyle ormana girdi.
Jandarmanın orman yollarının kapattığı alanda çok sayıda ağaç kesiliyor. Yaklaşık altı bin dönüm, yani 857 futbol sahası büyüklüğündeki ormanlık alan risk altında.
Proje hakkında verilen ÇED Olumlu Kararının iptali için, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve 95 yurttaş bir dava açmıştı. Davayı üstlenen Altıparmak Hukuk Bürosu ise sürece yönelik yaptığı açıklamada, davanın görüldüğü Çanakkale 1.İdare Mahkemesi tarafından proje sahasında keşif yapılmış ve bilirkişi heyet raporu alındığını hatırlattı ve şöyle devam etti:
“Bu raporda; Çevre, Jeoloji ve Hidrojeoloji Mühendisi ile Orman Mühendisi bilirkişi tarafından yapılan ayrıntılı değerlendirmeler sonucunda; proje sahasındaki orman varlığının ciddi bir şekilde zarar göreceği, bu durumun Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele yükümlülüklerine aykırı olduğu; projenin bir uzantısı olan ve maden ocağına proses suyu sağlaması amaçlanan Hacıbekirler göleti ve Kocaçay su iletim hatları projeleri gibi entegre projelerin ÇED sürecinde dikkate alınmadığı; ocak faaliyetleri sonucunda dağ, yamaç vb. yok edilerek çukurlar açılacağı, oluşturulan atık döküm sahası, stok ve malzeme depolama sahalarıyla yüzey topografyasının değiştirileceği, tüm bu etkinliklerin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileme potansiyeli bulunması nedenleri ile söz konusu projede kamu yararı bulunmadığı, tespitleri yer almıştır.”
Adalet Yeniden Tesis Edilebilecek mi?
Rapordaki bilimsel tespitlere rağmen Mahkeme sadece Arkeolog bilirkişinin maden faaliyetinin civardaki arkeolojik alanlara bir zararı olmayacağı yönündeki tespitini gerekçe göstererek, bir üyenin muhalefetine karşın 2 üyenin oy çokluğu ile davayı reddetti.
Bu karara karşı geçtiğimiz Temmuz ayında davacılar adına Danıştay 4.Dairesi’ne temyiz başvurusunda bulunduklarını söyleyen Hukuk Bürosu şöyle devam etti: “Danıştay 4.Dairesi öncelikle yürütmenin durdurulmasına yönelik talebimizi, Bakanlığın savunması alındıktan sonra değerlendirmeye karar verdi. Geçen süre zarfında savunma verme süresi sona erdi ve yürütmenin durdurulması hakkında bir karar verilmek üzere dosya görevli Danıştay hakimine iletildi. Bu esnada ağaç kesimlerinin başlaması üzerine Büromuzca 01.11.2024 tarihinde Danıştay 4.Dairesi’ne gönderilen dilekçede ağaç kesimlerine ilişkin görseller paylaşılmış ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçilmesi için, dosyanın acilen incelemeye alınıp, yürütmenin durdurulması hakkında bir karar verilmesi bir kez daha talep edilmiştir.”
Gelinen bu aşamadan sonra, adalete erişimin ve yargıya olan güvenin yeniden tesis edilip edilmeyeceği ve yargı mekanizmasının vatandaşların hak arama mücadelesinde meşru ve etkili bir başvuru yolu olup olmadığı sorularının Danıştay’ın vereceği karar ile belli olacağı da belirtildi.