İçerisinde Austin, Atina, Venedik ve Lizbon’un da bulunduğu 30 şehir, küresel sıcaklık artışını 1.5 dereceyle sınırlamak için bilime dayalı hedefler doğrultusunda attığı adımlar ile seragazı emisyonları düşüşe geçen C40 şehirleri arasına girdi.
Austin, Atina, Lizbon ve Venedik seragazı emisyonlarının düşüşe geçtiği en yeni büyükşehirler. Dünyanın önde gelen bilim insanları, küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede tutmak için küresel seragazı emisyonlarının 2020 yılına kadar düşüşe geçmesi gerektiğini ifade ediyor. C40 Dünya Belediye Başkanları Zirvesi öncesinde yayımlanan yeni analize göre, 58 milyonun üzerinde bir şehirli nüfusunu temsil eden dünyanın en büyük 30 kenti bu kritik dönüm noktasına ulaştı. Bu şehirler şunlar:
Atina, Austin, Barselona, Berlin, Boston, Chicago, Kopenhag, Heidelberg, Lizbon, Londra, Los Angeles, Madrid, Melbourne, Milan, Montréal, New Orleans, New York, Oslo, Paris, Philadelphia, Portland, Roma, San Francisco, Sidney, Stockholm, Toronto, Vancouver, Venedik, Varşova ve Washington DC
Dünyanın en büyük ve en etkili şehirlerinden 30’unun şimdiden seragazı emisyonlarının düşüşe geçmiş olması hızlı, eşit ve düşük karbonlu bir geçişin mümkün olduğunu ve halihazırda gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor. C40 analizi, emisyon seviyeleri düşüşe geçtiğinden bu yana, bu 30 kentin seragazı emisyonlarını ortalama %22 oranında azalttığını da ortaya koyuyor. Örneğin, bu yılki C40 Dünya Belediye Başkanları Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Kopenhag, emisyonları %61’e kadar düşürdü.
Kentler, küresel emisyonlar artmaya devam etse de, tüm dünyanın şu anda gerçekleştirmesi gereken kritik hedefleri tutturma konusunda sorumluluk alıyor ve dünya liderlerine öncülük ediyor.
Belediye başkanları iklim eyleminin geniş kapsamlı sosyal, ekonomik ve çevresel faydalarını kabul ediyor ve son 10 yılda, dünyanın dört bir yanından C40 kentleri daha sağlıklı, daha temiz ve daha zengin topluluklar oluşturmak için gerekli olan eylemleri hızlandırıyor. Son 10 yılda kentlerin kaydettikleri ilerlemelerden bazıları:
- Bisiklet kiralama programlarını hayata geçiren C40 kenti sayısı 2009’da 13 kentten, bugün 82 kente çıktı.
- 2009’da C40 kentlerindeki elektrikli otobüs sayısı 100’ün altındayken, bugün 66 bine çıktı.
- 2009’da dört C40 kenti %100 yenilenebilir elektrik elde etmeyi taahhüt etmişken, bugün bu sayı 24’e yükseldi.
- 2009 yılında tek kullanımlık, geri dönüştürülemeyen plastikleri yasaklayan veya sınırlandıran C40 kent sayısı iki iken, bugün 18’e çıktı.
- Kentin büyük bölümünde geçerli olan yüksek kirletici araçlar konusundaki kısıtlamalar 2009’da üç C40 kentinde uygulanırken, bugün uygulayan kent sayısı 17’e çıktı.
C40 Kentleri Genel Direktörü Mark Watts, “Emisyonları düşüşe geçen C40 kentleri iklim iddiası çıtasını yükseltiyor ve aynı zamanda iklim eyleminin nasıl daha sağlıklı, daha adil ve esnek topluluklar yarattığını da gösteriyor” dedi. Bunun madalya kazanılacak bir şey olmadığını ifade eden Watts, “Zira küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutacaksak, tüm dünyadaki emisyonların inişe geçmesi ve gelecek yıl içinde düşmeye başlaması gerekiyor. Artık C40 Bilgi Merkezi’nde mevcut olan büyük sayıdaki uzmanlık ve kaynakla birlikte, küresel ısınmayı sınırlamak ve istediğimiz geleceği kurmak için iklim eylemlerini hızlandıran daha fazla şehir göreceğiz.” diye konuştu.
C40, şehirlere büyük ölçekli iklim eylemlerini yürütmek için gerekli olan bilgi ve son teknoloji araçları sağlamadaki bir sonraki adım olarak, öngörüleri, iklim eylemine öncülük eden şehirlerin pratik deneyimleri ve test edilmiş yaklaşımlarını bir araya getiren çevrimiçi bir platform olan C40 Bilgi Merkezi’ni kurdu. C40 Bilgi Merkezi iklim eyleminin hızını ve ölçeğini artırmak için, küresel şehirlerin iklim taahhütlerinin her aşamasında politika özetlerine, teknik rehberliğe, en son veri ve araştırmalara ve vaka çalışmalarına erişim sağlayacak.
C40 Bilgi Merkezi, öncü şehirlerden gelen bilgileri ilk kez diğer kentlerin politikalarına bilgi sağlamak ve ilham vermek amacıyla bir çatı altında toplayan, ilk ve benzersiz bir çalışma olarak görülüyor. C40 Bilgi merkezi ayrıca, bilgi paylaşımının ve işbirliğinin iklim iddiasının artırılması ve iklim eyleminin hızlandırmasında oynadığı önemli rolü vurguluyor. Küresel iklim değişikliğine yönelik tüm kentsel eylemlerin %30’u, diğer şehirlerle doğrudan işbirliğini içeriyor.